Vatandaşın duası, belediyenin gayreti

Kanal 46 yazarı Mehmet Ali Öztürk, "Vatandaşın duası, belediyenin gayreti" başlıklı bir yazı yazdı.

Abone Ol

Şehirde doğdum, büyüdüm. Rahmetli babam da on yaşında şehre gelip bir daha dönmemiş ve burada büyümüş. Merhum dedemin son otuz yılı şehirde geçti. Sağlığının müsait olduğu yıllarda çocuklara Kur'an öğretirdi.

Yani şehrimin en az 60-70 yılını yaşadık, gördük. Koca vilayette araba sayısı parmakla gösterilecek kadar azdı. Taksilerin dolmuş görevi yaptığı dönemler oldu. Daha sonra Yavuz, Hastane, Evliya, Fatih, Orman durakları devreye girdi.

Kışın çamurlu, yazın tozlu yollardan okula gittiğimiz, oynadığımız yıllar oldu. Her gün çamur olan siyah önlüklerimizi rahmetli anam elleriyle yıkardı. Dile kolay evde 8 çocuk vardı okula giden.

Bu durum ta ki, gönlünü incittiği anama, babamın merdaneli çamaşır makinesi alıncaya kadar yıllarca devam etti. Mahalle çeşmelerinden, camilerden, aşağı sokaklardaki bazı evlerden su taşırdık evlerimize.

Bidonlarla, satırlarla sıraya girerdik. Hemen hemen her sokakta mâsere kazanlarında pişen tarhana aşlarının, çıkan dumanların kokusuyla dolardı burunlarımız. Okulun hemen yanındaki zeytinlikte Yörükselim, Mağralı ve Serintepe'nin çocukları olarak bazen kavgalar ederdik, bazen maç yapardık aramızda.

Tahtadan kılıçlarımızla savaşçılık oynardık. Haftada bir gün Türk filmi izlemek için komşulardan televizyonu olan ablanın evine doluşurduk. Ramazan bayramı öncesi çörek pişirmek için kuyruğa girerdik, düğüne gider gibi coşkuyla teravih kılmaya giderdik camiye.

Hocalar, yeni yetmelerin minareden ilahi ve ezan okumalarına izin verirlerdi.

Gelmek istediğim konu şu:

Yollara taş döşendi o dönemler, sonra parke, daha sonra da asfalt. Bu sırada alt yapı çalışmaları yapıldı. Teknoloji zayıftı, iş makinelerinin sayısı azdı. Belediyeler zayıftı. Belki yıllarca süren çileler yaşandı. Vatandaşın suratı bir gün olsun asılmadı. Aksine dua ve yardım ettiler. O zamanlar kanaat, sabır, fedakarlık, hoşgörü varmış da biz farkında değilmişiz. İnanın vatandaşın çalıştığı da olurdu belediye işlerinde.

Şimdi bakıyorum en ufak bir sıkıntıda isyan edenler var. Her şeyin bir oluru var. Ufak tefek hesap hataları da olabilir ama birazcık sabırla her şey yoluna girer.

Biz sabırlı ve anlayışlı olmazsak, çok affedersiniz, lağımımızdan içecek suyumuza varıncaya kadar nasıl iyileştirilecek? İster istemez bazı aksamalar, hesapta olmayan şeyler çıkabiliyor.

Yattığımız yerden eleştirmesi o kadar kolay ki! Hangi yetkili, işlerin gecikmesini ve vatandaşın çilesini görmek ister?

Geçmişte neden yapılmadı diyenler oluyor. Bu durumun bir nebze geçmişle alakası olsa da daha çok depremle ilgili.

Bize kıyameti hatırlatan deprem nedeniyle alt yapımızın yüzde sekseninin düzeni bozuldu. Su boruları, kanallar kırıldı. Depolar işlemez hale geldi.

Aynı anda bunların tamamını birden yapmak mümkün değil. Hem iktidar, hem belediyeler bütün imkanlarıyla seferber oldular, hem evi yıkılanlara on binlerce evler yapıldı hem de alt yapılar elden geçirilmeye devam edildi.

Bir yandan da yeni yerleşim yerlerine alt yapı, ulaşım sağlanmaya çalışıldı.

Buradan belediye başkanlarımıza da sesleniyorum. Eşeğin kuyruğunu kesmeye görün, kimi uzun der, kimi kısa. Siz bildiğiniz yoldan şaşmayın.

Deprem sonrası toparlanmak ve ayağa kalkmak için gereken ne varsa bir an evvel yapın. Bu konuda çoğunluğun dua ettiğinden ve memnun olduğundan yana endişeniz olmasın.

{ "vars": { "account": "G-V2K9QJTT0J" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }