Kahramanmaraş Belediye Başkan yardımcılığından istifa ettikten sonra yerel Yorum Gazetesi'ndeki köşe yazılarına yeniden başlayacağı duyurulan Mahmut Nedim Tepebaşı'nın ilk yazısı yayımlandı.

Belediye Başkanı Mustafa Poyraz ile 'belediye' yolları ayrılan Tepebaşı'nın ilk yazısının başlığının "İnsanca Duruş" olması ise dikkat çekti.

Kahramanmaraş kent merkezinde günlük olarak yayımlanan Yorum Gazetesi'nde bundan sonra yeniden okurları ile buluşacak olan Mahmut Nedim Tepebaşı'nın ilk yazısı aynen şöyle:

İNSANCA DURUŞ

‘Benim için ölüver’ veya ‘Benim için ölüversen ne çıkar’ benzeri bir talebin hangi zihniyet sahiplerinden gelebileceği veya hangi vicdanlarda yer bulabileceği aşağı yukarı bugün herkes tarafından bilinmesine rağmen kültür ve medeniyetimize tamamen yabancı bu tarz bir bencillik anlayışı bizim toplumumuzda yer bulabiliyorsa içine düştüğümüz tehlikenin boyutlarını görmemiz,buna bağlı olarak da hayatımızı sorgulamamız gerekmeyecek mi?

Bizler toplumu bir vücut gibi gören kutlu medeniyetin insanlarıyız. Dirliğimizi birlik ve beraberliğimizde görürüz. Bu görüş büyük millet olmanın özüdür,mayasıdır. Kendi özüne aykırı ve zararlı her ne varsa, denizin ölüyü kabul etmediği gibi toplumun hücreleri olan kültür, eğer sağlıklı ise, yorumsuz hepsini birden reddetmelidir. Bu da ayakta durmanın ve uzun ömürlü olmanın şartıdır. Sağlıklı hücrelerin zararlı hücrelere karşı koyması ile başlayan sarmal hastalıklar gibi ruh halimiz yabancılaşmaya tepki vermiyorsa gidişattan ve gelişmelerden endişe etmek hakkımızdır hatta görevimizdir.

Bizim toplumumuzda bugün böyle marazi bir durum var mıdır? Dikkatlice bakıldığında bu yabancılaşma hali toplumda ve hatta kişilerde ne yazık ki görülebilmektedir. Görmek istememekle var olan ortadan kalkmaz. Var olanı görmemek ise sağlığın bozulmuş olmasının açık bir kanıtıdır.

Aslında toplum olarak yaşam biçimimizden dışa açılımımıza kadar, başta sözünü ettiğimiz bir tehlikeyi yaşamaktayız. Bu tehlikeyi topluma servis yapanların ve hayatı umursamayanların yüzlerine karşı gerçekleri haykırmak ve onların gidişatlarını düzeltmelerini istemek herkes için doğal bir haktır,bir görevdir. Bir yerde demokrasi işte budur. Hayatı oyunda oynaşta görenlerin,kerameti kendinden bilenlerin,ördükleri çorapları başımıza geçirdikleri zaman tehlikeyi görecek ve anlayacaksak vay halimize! O zaman normal hayat zaten bitmiş olacaktır. Ruhuna fatiha okuyacakları bulanlara ne mutlu.

İstekli olanlar ancak onurlu yaşayabilirler. Bunun da kuralları bellidir. Allah’tan başkası için ölmeyi zillet saymayanlarla ‘Benim için ölüver’ diyenler arasında kalite farklılığı yoktur. Bu dünyanın en kaliteli savaşını, onuru için var gücü ile mücadele edenler vermektedir. İnsanlık onurundan vazgeçenlerden hayır geldiği daha görülmemiştir.

Yüce Yaratıcı niçin insanı ayakları üzerinde yürüyen ve duran bir varlık olarak yaratmıştır? Bunu ifade eden ve anlayan Aliya İzzetbegoviç dünyaya karşı zafer kazanmıştır; hem de yalnızlığa itilmesine rağmen.

Kalite farklılığı her şekilde ve ortamda fark edilecektir. İnsan olmanın onurunu fark edenlerin tercihi bu yönde olacaktır. Sorumsuzluğu seçenlerin böyle bir özellik aramalarına gerek yoktur. Her insanın tercihi kendisine ait olmakla beraber kaliteyle doğrudan ilişkilidir.

Gereksiz yerde geçersiz tercih de bulunanların yaptıkları, kibarlık budalalığından başka bir şey değildir. Böylelerinden tüm dünya her zaman zarar görmüştür. Bunun sayısız örnekleri her zaman vardır; tabii görenler ve anlayanlar için!

Dünya bugün zillete düşmemiş insanlara muhtaçtır. Ne arandığı ifade edilmese de aranan budur. Önce bunu iyi anlamak gerekir. Duruş önemlidir, duruşu besleyen inanç ve düşünce önemlidir. Bunu basite indirgemek ise insanca duruşa hakarettir, bu duruşu anlamamaktır.

Herkes yaptığı ve anladığı ile kendi kalitesini ortaya koyar. ‘Benim için ölüver’ felsefesi ile ilkel bir topluluğun daha da gerisine düşerek bu felsefeye yataklık yapanların ve hayat verenlerin düştükleri durum aynıdır, yani seviyesizliktir.

Bu seviyesizlikten kurtulmak isteyenler için yol her zaman açıktır, fırsat her zaman vardır. Ruh bedenden çıktıktan sonra ölüm gerçekleşmiş demektir. O yolun dönüşü maalesef yoktur.


MAHMUT NEDİM TEPEBAŞI
(Yorum Gazetesi Köşe Yazarı)
(Kaynak: Yorum Gazetesi internet sitesi)