Kahramanmaraş'ta öğretmen sevgilisi 50 yaşındaki Mustafa Yaprak'ı öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanan eşi 44 yaşındaki Şükrü Alp ile birlikte yargılanan öğretmen 33 yaşındaki Aslı Alp, duruşmada verdiği ifadede, “Mustafa ile dost hayatı, karı- koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu” dedi.

İngilizce öğretmeni Aslı Alp'in Selçuklu Mahallesi'ndeki evinde 8 Eylül'de meydana gelen olayda, 5 yıldır Irak'ta çalışan Şükrü Alp, evinde yakaladığı Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda Fen Bilgisi öğretmeni olan evli ve 3 çocuk babası Mustafa Yaprak'ı tabancayla vurarak öldürdü.

Şükrü Alp, tek çocuklarının annesi olan eşi Aslı Alp'i de yanına alarak gittiği Adana'da polise teslim oldu. Tutuklanan çiftten Şükrü Alp hakkında ‘cinayet’ suçundan ömür boyu, eşi Aslı Alp hakkında da ‘cinayete iştirak’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Bugün Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Şükrü Alp, 5 yıldır Irak'ta çalıştığını olay tarihinde izinli olarak eşinin yanına geldiğini, Adana'daki ailesini ziyaret etmek için hazırlık yaparken evde Mustafa Yaprak ile karşılaştıklarını belirterek, şunları anlattı:

“Daha önce evime hırsız girdiği için can güvenliği amacıyla ruhsatsız bir tabanca bulunduruyordum. Mustafa Yaprak'ı evde görünce silahı aldım. Aramızda çıkan arbede sırasında tabanca patladı, öldürme kastım yoktu.” Aslı Alp ise 2004'te zorunlu hizmet nedeniyle tayin edildiği Kahramanmaraş'ta aynı okulda görev yaptıkları meslektaşı Mustafa Yaprak'ın kendisine birçok konuda yardımcı olduğunu, aralarında bir yakınlaşma olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“Mustafa ile dost hayatı, karı koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. 2005'ten bu yana ilişkimiz devam etti. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu. Olay günü Adana'ya gittiğimiz için Mustafa, beni son kez görmek için evime gelmek istedi. Ben de eşimin evde olduğunu gelmemesi gerektiğini söyledim. Eşim su faturası yatırmaya gidince ısrarlarıma rağmen eve geldi. Bu sıra eşimde eve geldi ve koridorda karşılaştılar. Mustafa'ya kim olduğunu bağırarak sordu.

Mustafa ise ‘Asıl sen kimsin? 5 yıldır sen neredeydin? 5 yıldır ben karına hizmet ediyorum’ dedi. Eşimin elinde silah vardı. Tartışma sırasında eşim sinirlenerek silahı bana yöneltti. Mustafa'ya ise tekme ve yumruk attı. Bunun üzerine Mustafa sendeledi. O sırada eşim silahı bana doğrultarak her ikimizi de öldüreceğini söyledi. Mustafa, ‘Şimdi mi kocalığın aklına geldi?’ deyince eşim bir tekme daha attı. Mustafa ise eşimin üstüne doğru yürüdü. Bu sırada tabanca birden patladı.”

Sanık çiftin tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

EĞİTİM CAMİASINI VE KAHRAMANMARAŞ KAMUOYUNU ÜZEN HABERİN AYRINTILARI

İLK KEZ HÂKİM KARŞISINA ÇIKTILAR

Kahramanmaraş Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda Fen bilgisi öğretmeni olarak görev yapan 50 yaşındaki Mustafa Yaprak'ın, sevgilisi olduğu iddia edilen meslektaşı Aslı Alp'in çalıştığı yurt dışından izinli gelen 44 yaşındaki Şükrü Alp tarafından öldürülmesi olayının ilk duruşması yapıldı.

Aslen Elazığlı olan İngilizce öğretmeni 33 yaşındaki Aslı Alp'in Selçuklu Mahallesi Mimar Sinan Apartmanı birinci kattaki 3 numaralı evinde 9 Eylül 2009’da cesedi bulunan fen bilgisi öğretmeni 50 yaşındaki Mustafa Yaprak'ı öldürdüğü anlaşılan 44 yaşındaki Şükrü Alp ile eşi Aslı Alp, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı.

Savunması ile ilgili olarak hazırlamış olduğu 5 sayfalık dilekçesini mahkeme heyetine sunan ve eşi gibi Elazığlı olan Şükrü Alp, mahkeme heyetine şunları anlattı:

“2008 yılında bir bankadan 10 bin lira kredi çekmiştim, bu parayı eşimin babasına ve kardeşine olan borcundan dolayı çektik. Eşim ise bana kefildi. Ben bu parayı eşime verdim. Ancak borcunu kapatmadığı öğrenince ne yaptığını sorduğumda bana cevap veremedi. Bu nedenle kendisi ile tartışmıştık. Ben eşimin erkek arkadaşı olduğunu olay gününe kadar bilmiyordum. O güne kadar da bir şey duymamıştım. Olay gününden yaklaşık 3 gün kadar önce evin parmaklıklarından birisi aşağıya düşmüştü. Elime tabanca alarak kontrol etmek amacı ile dışarıya çıkmış ve kimseye görememiştim.

Tabancayı da holdeki şifoniyerin içindeki çarşafa koymuştum ve orada duruyordu. Olay günü eve geldiğimde kendisini görerek şaşırdığım Mustafa Yaprak’a tekme ile vurunca birden tabancayı elimden almak için üzerime atladı. Her ikimiz de silahtan tutmuştuk. Çekiştirirken ateş aldı. Olayın öncesini ve boyutunu bilmediğim için eşime bir şey yapmadım. Daha sonra ise tabancanın ruhsatı olmadığı için yolda attım. Ben olay günü eve girdiğimde Mustafa Yaprak eşimle küfürlü konuşuyordu. O ortamda eşimin erkek arkadaşı olduğunu hissetmedim. Ben 5 yıl içinde Kahramanmaraş’ta toplam 25 gün kalmadım. Olay öncesinde de eşimle hiç kavga etmedim. Sadece bir kez kollarından sıkmıştım.”

‘DOST VE KARI-KOCA HAYATI YAŞAMADIM AMA BİRÇOK KEZ CİNSEL İLİŞKİYE GİRDİK’

Eşi gibi tutuklu olan Aslı Alp ise, 2004 yılında zorunlu hizmet nedeni ile geldiği Kahramanmaraş’ta o yılın Eylül ayından beri Mustafa Yaprak’ı tanıdığını belirterek kendisini şöyle savundu:

“Ben o sıralar kızımı kreşe kaydettirmiştim. Ben de okula gidiyordum. Kızımın kreşi ile benim okulumun çakışması nedeni ile ben müdürden yardım istedim. Mustafa Bey bana bu konuda yardımcı oldu. Benim isteğime göre ders programı yapıldı. Daha sonra zamanla Mustafa beyle arkadaş olduk. Okulda her gün birbirimizi görüyorduk. Kendisinin kardeşi de sağlık ocağında doktordur. O da bana ilaçlar konusunda yardımcı oluyordu. Bunlar Mustafa Bey aracılığı ile oluyordu. Mustafa Bey, yardımcı olmak bahanesi ile bana yaklaştı. Kızımı Adana’ya götürmem sebebi ile beni birkaç kez otogara da götürdü. Mustafa, o tarihlerde evime hiçbir zaman gelmedi.

O zamanlar kirada oturuyorduk. Ben Mustafa ile dost hayatı yaşamadım, karı-koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok kez farklı yerlerde ve evimde olmamak şartı ile cinsel ilişkiye girdik. 2005 yılından bu yana bu ilişkimiz devam etti. Kendisinin kardeşinin polikliniğinde öğleden sonraları buluşuyorduk. 2008 yılının Mart ayından sonra evime de gelmeye başladı. Benim eşim yurt dışında Irak’ta çalışırdı ve altı ayda bir izine gelirdi. Kendisinin bu ilişkiden haberi yoktu.

Kızım tatilde iken Mustafa ile görüştüğümüzü babasına söylemedi. Telefonlarımın kapalı olması nedeni ile eşim bunun nedenini sordu. Ben de başka birisinin aramaması için kapattığımı söyledim. Biz Mustafa ile haftada bir-iki kez yüz yüze görüşüyorduk. Telefonla görüşmemiz daha sıktı. Mustafa’nın kardeşinin ilişkimizden haberi vardı.

Birkaç kez de Dereli köyü mevkiindeki bağ evinde de buluşmuştuk. Mustafa Bey eşimle tanışmak istiyordu. 2006 yılında bozulan arabamı çalıştırma bahanesi ile ben kendilerini tanıştırdım. Ancak bundan eşimin haberi yoktu. Mustafa’ya da kredi çekip vermiştim. Olay 8 Eylül 2009’da oldu. O zamanlar okul tatil olduğu için 6 Ağustos’ta eşimle birlikte geldik. Olay günü benim son sınavım vardı. O gün sınava girip Adana’ya gidecektik. Olay günü beni eski okul müdürü Şeref, sabah saatlerinde arayarak benden T.C. kimlik numaramı istedi. Ben bunun Mustafa’dan bir mesaj olarak algıladım. Bunun üzerine kendisini telefonla arayarak; (Şeref beye beni sen mi arattın?) dedim. O da (hayır haberim yok) dedi. Hal-hatır sorduk. Daha sonra ben kendisine son sınavdan sonra Adana’ya gideceğimi söyledim. O da bana eşini emekli etmeye uğraştığını söyledi. Krediyi bitiremediğini söyleyerek benden randevu istedi. Ben de (tamam) diyerek telefonu kapattım. O gün ise okula sınav için öğleden sonra gittim. Okulda sonra Mustafa’yı aradım. Bana (Şekerdere yolundayım, seni almaya geleceğim hazırlan) dedi. Ben de (eve gidiyorum, seni ararım) dedim.

O sırada eşim evde idi. Ben de ortalığı toparlamak amacı ile eşimi su faturasını ödemeye gönderdim. Saat 14.00 civarıydı. Babam ile kızım ise ben eve gelmeden önce parka gitmişlerdi.

Ben o sırada Mustafa’yı telefonla arayarak gelemeyeceğimi söyledim. Kendisi de bana, üst caddede olduğunu ve buraya kadar geldiğini ve beni görmeden gitmeyeceğini söyledi. Daha sonra kapıyı çaldı. Eşimin burada olduğunu ve her an gelebileceğini belirterek gitmesini istedim.

Ama beni dinlemeyerek içeriye girip yatak odasına yöneldi. Eve sinirli geldiği için bana küfür etmeye başladı. Çünkü ben kendisine gelemeyeceğimi söylemiştim. Birkaç dakika sonra kapı açılınca kendisine sakin olmasını söyledim. Birden koridorda eşimi gördüm ve yanımıza doğru geldi. Mustafa’ya kim olduğunu bağırarak sordu.

Mustafa ise kocama (Asıl sen kimsin…Bu evin her cıvatasında benim emeğim var. 5 yıldır sen neredeydin. 5 yıldır ben karına hizmet ediyorum) dedi. Bu konuşma birkaç dakika sürdü. Eşimi ilk gördüğümde ise elinde silah vardı. Daha önce evimize hırsız girdiği için bir yıl kadar önce eşim bu tabancayı getirmişti. Gardıropta saklamış ve ben de bunu bir yıldır görmüyordum. Bu silahı nereden aldığını da bilmiyorum. Tartışma sırasında Mustafa eşime (eşin 5 yıldır benim koynumda, sen neredesin) gibi şeyler söyledi. Bunun üzerine eşim sinirlenerek silahı bana yöneltti.

Mustafa’ya ise tekme ve yumruk attı. Bunun üzerine karnını tutan Mustafa sendeledi. O sırada eşim silahı bana doğrultarak her ikimizi de öldüreceğini söyledi. Mustafa (şimdi mi kocalığın aklına geldi) deyince eşim kendisine bir tekme daha attı. Mustafa ise eşimin üstüne doğru yürüdü. Ancak bunu dışarıya çıkmak için mi yoksa kocama saldırmak için mi yaptı ben anlamadım.

Bu sırada tabanca birden patladı ve Mustafa yere düştü. Başından kan akıyordu. O esnada sıranın bende olacağını düşünerek kaçtığım kızımın odasında beklemeye başladım. Eşim içeriye gelerek (yürü gidiyoruz) dedi. Evden ayrıldıktan sonra kocam bana kızımızın hatırına beni bıraktığını söyledi. Ben kendisinden ayrılarak babam ve kızımla buluştum. Daha sonra Adana’ya giderek kızımı kardeşime teslim ettim. Ertesi gün de arandığımı kardeşimden duydum. Ben Mustafa’ya kendisinden ayrılacağımı söylemiştim. Olay günü ise tartışmadım. Ancak kendisi çok sinirlenmişti. Mustafa’nın bütün ailesinin de bu olaydan haberi vardı.”

Sanık avukatlarını ve tanıkları dinleyen mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı bu ay sonuna erteledi.

NELER OLMUŞTU?

Olay günü bu kanlı olay basın-yayın organlarına şöyle yansımıştı: “Sonu kanlı biten aşkın başlangıcının 2004 yılına dayandığı anlaşıldı. İddiaya göre, Adana'da oturan ve evliliklerinin ilk döneminde maddi durumu çok iyi olan inşaat taşeronu Şükrü Alp, işleri bozulunca eşi ile de arası açılmaya başladı. 2004'de Adana'dan Kahramanmaraş Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'na tayin olan, eşiyle aralarında problemler bulunan Aslı Alp, yaşadığı sorunları aynı okulda görev yapan evli ve 3 çocuk babası Mustafa Yaprak'a anlatmaya başlayınca aralarındaki dertleşme, yakınlaşmaya ve zamanla da ilişkiye döndü. 2 yıl sonra Aslı Alp'in tayini, Kahramanmaraş Anadolu Tekstil Meslek Lisesi'ne çıkmasına rağmen ilişkileri sürdü.

Bir hafta önce ise çalıştığı yurtdışından Kahramanmaraş'a gelen Şükrü Alp, 6 yaşında bir kız çocuklarının da bulunması nedeniyle eşiyle görüşerek aralarındaki buzları eritti. Bunun üzerine Mustafa Yaprak'a durumu anlatan Aslı Alp, eşi ile boşanmaktan vazgeçtiklerini belirterek yasak ilişkiyi bitirmek istedi, ancak Yaprak bunu kabul etmedi.

Aslı Alp ile görüşmek isteyen Mustafa Yaprak, Alp çiftinin evine geldi. Aslı Alp'in, “Biliyorsun kocam burada. Şu anda evde yok ama seni içeriye alamam” demesi üzerine Mustafa Yaprak ısrar ederek içeriye girdi. Kısa bir süre sonra eve gelen Şükrü Alp ise eşiyle ilişkisi olduğunu duyduğu Mustafa Yaprak'ı evde bulunca ruhsatsız tabancasını çekerek ateş etti. Sol gözden giren kurşun, Yaprak'ın başının arkasından çıktı. Mustafa Yaprak, olay yerinde yaşamını yitirdi.

BİRLİKTE KAÇTILARI İDDİA EDİLDİ

Alp çifti Yaprak'ın cesedini evde bırakıp, otomobille Adana'ya kaçtı. Mustafa Yaprak'tan haber alamayan yakınları ise Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat ederek öğretmenin 2 gündür kayıp olduğunu ve bulanamadığını bildirdi. Polis, Yaprak'ın cesedini gönül ilişkisi olduğu bilinen Aslı Alp'in evinde bulunca, Alp çiftinin peşine düştü. Çiftin Adana'da yakınlarının yanında olduğunu saptayan polis, kentte belirlenen adreslere art arda baskınlar yaptı. Yakınlarının evlerinin arandığını duyan Alp çifti bu gelişme üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü'ne giderek teslim oldu.

Gözaltına alınarak götürüldüğü Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'nde çapraz sorguya alınan Şükrü Alp ile eşi Aslı Alp, cinayeti itiraf etti.

Sorgusunda, “Ne kadar ayrı olsak da boşanmayı düşünsek de o benim nikâhlı eşim. Namusumu temizledim” dediği iddia edilen Şükrü Alp ile eşi Aslı Alp, Adliye'ye sevk edilerek tutuklanmıştı.” (www.kanal46.com)