CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat Başbakan’a çağrıda bulunarak; “Dersim katliamıyla ilgili bir başbakan olarak özür dilediniz. Ama Maraş Katliamı hepimizin yaşadığı bildiği bir dönemdir. Olaylardan dolayı hayatını kaybedenler, yaralananlar, kenti terk etmek zorunda kalanlardan da özür dilemeniz gerekir.” diyerek son zamanların özür modasına katılmış.


Hoş Durdu Bey seçim zamanlarında ve ortalığı karıştırıp, tahrik etmeye yönelik eylem için dışarıdan toplanmış kalabalıkları gördüğü zaman olayları hatırlar…Bu gibi açıklamaları özellikle Alevi vatandaşlarımıza yönelik “siyasi vitrin” çıkışlarıdır.


Ancak siyasi sorumluluk altında olanların daha dikkatli olması gerekir. Ancak bu olayların acısını çekmemiş, yüreğinde evlat acısı kor gibi yanmayanlara hava hoş.


Özbolat’a tavsiyemdir…


Özür talebinize aynen katılıyorum… Ancak özür adresiniz yanlış…


Kahramanmaraşlılardan özrü CHP ve o dönemin idarecileri dilemeli. Aslında bu özür şimdiye kadar çoktan dilenmeliydi.


Sadece Maraşlı yetmez özür için… Devri iktidarınızda kanlı olayların yaşandığı Maraş, Malatya, Elazığ, Çorum, Sivas ve diğer illerden de özür dilenmeli.


Çünkü: bu kanlı olaylara zemini dönemin iktidarı ve yöneticileri hazırlamıştır. Olaylar, çıkmadan önce ve çıktıktan sonra, gerekli tedbirler alınmamış, müdahale edilmemiştir. Hatta tek taraflı siyasi ve ideolojik yandaşlar her yerde desteklenmiştir.


Bütün bu olayların çıkmasından yabancı servislerin, derin güçlerin, 12 Eylül Darbesine zemin hazırlayanların ve Marksist maşaların kullanıldığını tam 33 yıldır söyleyip, yazıyoruz.


Bunların hepsi doğru. Ancak İktidar olanların, Devlet yönetiminde bulunanların bunları bahane olarak ileri sürüp sorumluluktan sıyrılmaları mümkün olamaz.


Bu millete ve ülkeye yönelik hesap içinde olan bütün hainlerin planlarını bozup, huzuru sağlamak da iktidar edenlerin en önemli vazifesidir.


Ülkenin ve milletin huzurunu bozmak isteyenlerin içeriden, derinden ve dışarıdan olması fark etmez Durdu Bey… Sonuca bakalım… Sorumlu olanların bahane üretmesi sonucu değiştirmiyor.


Peki, CHP niçin Kahramanmaraşlıdan özür dilemeli?


Özbolat’a tavsiyemdir: Siz milletvekili sorumluluğu taşıyorsanız… Söylediğiniz her sözü araştırarak, soruşturarak ve belgeli konuşmalısınız.


Her Maraşlının yüreğinde acısını taşıdığı bu vahşeti ciddi ve detaylı araştırmadan konuşmanın kimseye faydası olmaz.


Olaylarla ilgili onlarca dava açılmış, kararlar verilmiş. Bizimde yargılandığımız ve beraat ettiğimiz Maraş ana davası Ecevit Hükümeti tarafından oluşturulan “EŞGÜDÜMLÜ” sıkıyönetimin savcıları tarafından soruşturulmuş ve açılmıştır. Hatta davanın savcı ve yargıçlarının tespitinde ve iddianamenin hazırlanmasında Prof. Uğur Alacakaptan’ın önemli rolü olduğu kamuoyunun malumudur. Bu dava 12 Eylül darbesinden 33 gün önce sonuçlanmış.(08.08.1980/520 sayılı gerekçeli karar).


Ancak bu davadan devrin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı ve Kahramanmaraş sıkıyönetim komutan yardımcısı Tuğgeneral Tayyar Aygur Paşa’nın söylediği olayları planlayan “sol örgütler” devre dışı bırakılmış. Hatta MİT’in suçlandığını, iddia eden dosya 27 yıl sonra Dönemin Başbakan’ı Ecevit’in gizli kasasından çıkmış. Olayları “MİT’in haber vermediği ve planladığı” suçlamasının bulunduğu bu dosya ne hikmetse mahkemelere intikal ettirilmemiş ve herhangi bir soruşturma açılmamıştır.


AKSİNE MİT UYARMIŞ


MİT Adana Bölge Başkanı Nafiz Abanozoğlu Dönemin Kahramanmaraş Valisi Tahsin Soylu’yu olaylardan birkaç gün önce arayarak şu bilgi notunu veriyor: “Kentte 21 Aralık’ta çok vahim olaylar olacak.”


Vali bu notu aynı gün saat 20.00’de İçişleri Bakanlığına iletiyor. Bütün bunlar ortada iken hiçbir tedbir alınmamış…


Ancak 12 Eylül Darbesinden sonra açılan dosyalar...! İrfan Özaydınlı ve Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı Tayyar Paşa’nın söylediği Marksist örgütlerin planını doğrulamıştır.


Mesela birisi çıkıp bu dosyaların açılmasını ve Marksist örgütlerin açılan ana davada yargılanmasının engellendiğini niçin açılamıyor?


OLAYLARI SOL ÖRGÜTLER PLANLADI. İŞTE KATLİAMCI ÖRGÜTLER:


1.       DHB (Devrimci Halkın Birliği)


Liderliğini 1972 Sandık Cinayeti faillerinden Ermeni Garbis Altınoğlu (Altınyan)’ın yaptığı örgüt… Olayların tertipçilerinden… Olaylarda ve çatışmalarda rol almış. Garbis ve birçok militanı idam ve çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış 1991 de çıkarılan infaz yasası ile salıverilmiş. (Adana (2) nolu Askeri Mahkemesi (1984) 109 sayılı gerekçeli karar)


2.       Devrimci Savaş Örgütü


Olayların çıkmasına sebep olarak gösterilen Çiçek Sinemasının bombalanması, iki sol görüşlü öğretmenin öldürülmesi, olayların planlanması, cenaze töreninde silah kullanılması, sağcıların ev ve iş yerlerinin işaretlenmesi gibi eylemlerden sorumlu olarak davalar açılmış. Birçok militan cezalar almış. ( Adana 1 no’lu Askeri Mahkeme 1984/208 sayılı gerekçeli karar)


3.       Halkın Kurtuluşu Örgütü


Aynı gerekçelerle dava açılmış. Birçok militan ceza almış ve 1991 infazı ile salıverilmişler. (Adana 1 nolu Askeri Mahkemesi 1984/150 sayılı gerekçeli karar)


4.       Apocular (şimdiki PKK)


Olaylarda etkin rol aldığı, çatışmalara katıldığı için birçok militan idam ve çeşitli cezalar aldı. 1991 yılında çıkarılan infaz yasası ile salıverildiler. (Adana Askeri Mahkemesi 1986/104 sayılı gerekçeli karar)


Ayrıca TÖB-DER ve POL-DER, halkevleri ve birçok örgüt açılan davalardan cezalar almışlardır. Ancak bu kararları kimse gündeme getirmiyor.


Özbolat özür talebinde bulunurken bu dosyalara bir göz atsa daha sağlıklı ve akılcı bilgi sahibi olurdu.


Tekrar ifade etmemiz gerekirse, bunca Marksist örgüt bu olaylarda rol almış. Hatta çatışmalarda ölen 7 sünnetsiz ve kimliksiz cesedin kim olduğu da ciddi bir şekilde araştırılmamış.


Bu katliamda Marksist örgütlerin kullanılmasında Rus Gizli Servisi (KGB)’nin olması muhtemeldir.


Çünkü: Bombalanan “Güneş Ne Zaman Doğacak” filmi Rusların 1944’deki Azeri vahşetini anlatıyordu. Film oynadığı her yerde, saldırıya uğramış ve KGB tarafından engellenmiştir.


İşte bütün bunlardan dolayı CHP ve o dönemin yöneticileri Maraşlılardan özür dilemeli.


Hem de hemen şimdi… Durdu Özbolat’da özür adresini değiştirmeli.


Siz halen milletvekilisiniz. Olayların aydınlanması için meclis soruşturması dâhil her türlü çalışma yapılmalı. Biz her türlü katkıyı sağlamaya varız.


KAHRAMANMARAŞ’TA YARALARIN KAŞINMASI DIŞ KAYNAKLI


Kahramanmaraş 33 yıldan beri katliam yaftasından muzdarip… Alevsi, Sünnisi herkes bu kirli perdenin inmesi için gayret ediyor.


Bu hain oyunun planlayıcılarının ve sorumlularının gizli kalmasından herkes rahatsız oluyor.


Bunun için özellikle son yıllarda, bu kara lekenin silinmesi, kardeşlik ve birlikte can cana yaşama hukukunun sağlanması için ciddi adımlar atıyor.


Devlet yetkilileri, sivil toplum örgütleri, müftülükler, belediyeler, cem evleri, Maraş’ta bulunan Alevi dernekleri, ortak etkinlikler ve çalışmalar yapmaya başladılar.


Tam bunlar olurken, geçen yıl birileri olayların yıl dönümünde, anma yapmak için müracaat etti.


ANMA TALEBİ DIŞ KAYNAKLI


Geçen yıl anma talebinde bulunan, Avrupa Alevi Federasyonu oldu. Bu müracaattan Kahramanmaraş’ta bulunan Alevi ve Sünni tüm kuruluşlar rahatsız oldular. Özellikle cem evleri, Alevi Belediyeler ve Alevi Dernekleri “bu tür bir eylemden rahatsız olduklarını, bu anmaya katılmayacaklarını” ilan ettiler. Vilayet, Avrupa Alevi Federasyonu’nun müracaatını “yasal engel var. Yurtdışında kurulu bir dernek Türkiye de eylem yapamaz.”  diye reddetti.


Bu sefer Alevi Bektaşi Federasyonu devreye sokuldu. İzin dahi almadan “biz kitesel basın açıklaması yapacağız.” diyerek 19 Aralık 2010 tarihinde, daha çok yurtdışından gelen dernek üyeleri ve il dışından gelen dernek üyeleri yaklaşık bin kişinin katıldığı miting yapıldı.


Ancak Maraşlı Alevilerden katılım çok az oldu. Çünkü geçmişe dönük yaraları kaşımanın faydasız olduğunda hemen herkes hemfikirdi.


Eylemden önce biz dâhil hepimiz Alevi Bektaşi Federasyonu’na “geçmişte topyekûn bir acı çekildi. Ölenlerin Alevisi, sünnisi ayırt edilmemeli. Ölenlerin yaklaşık kırkı da Sünnidir. Bu anmayı ortak yapalım.” diye çağrıda bulunduk. ABF o zaman ki genel başkanı “biz onlarla aynı kürsüye çıkmayız.” diye reddetti.


Eylemde kışkırtıcı ve tahrik edici sloganlar atılması ise ortalığı gerdi. Ufak tefek arbede yaşanmasına rağmen polisin aldığı tedbirler olayların büyümesini önledi.


Bu olaydan sonra Alevi-Sünni kesimden 84 sivil toplum kuruluşu Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığında bir araya gelerek bir bildiri hazırladı. 4 Ocak 2010 tarihinde 16 ulusal gazetede tam sayfa yayınlayarak çok önemli bir birliktelik mesajı verildi.


Özetle: “Yakın tarihimizde kara bir leke olarak hatırlanan 1978 Maraş Olayları bugün artık herkesçe bilindiği üzere ülkemizi karanlığa sürüklemek isteyen menfur mihraklar tarafından tezgâhlanan acı bir olay olarak” tarihte yerini almıştır.


Sağduyu sahibi hiçbir Kahramanmaraşlının onaylamadığı, hepimiz derinden yaralayan 1978 Olaylarının acısı 33 yıldır yüreğimizdedir. Bu olaylarda hayatını kaybeden tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz.


“Kahramanmaraş’ta yaşayan Alevi ve Sünni yurttaşlarımızın huzurunu bozmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.” diye verilen mesaj önemli yankı buldu.


Hatta bu mesajın yayınlandığı gün Kemal Kılıçdaroğlu CHP Grubunda yaptığı konuşmada duyuruyu gösterip; “Maraş’ı kahraman yapan birlik ruhu işte budur! Bu mesajı hazırlayan ve imza atan herkesi kutluyorum.” diyerek yaraları yeniden kaşımaya ve huzuru bozmaya çalışanlara ciddi bir mesaj vermişti.


Anlaşılıyor ki, CHP Milletvekili Özbolat Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu güzel mesajından bile ders almamış görünüyor.


ZAMANLAMAYA VE EYLEME KATILANLARA DİKKAT!


Özellikle 2 yıldan beri yaraları yeniden kaşımak isteyen ve huzuru hançerleyen çevrelere, çanak tutan bir kısım medya olanca kışkırtıcılığı yapmaya devam ediyor. Bu yıl ise tek taraflı tahrik edici, yaraları kaşıyıcı ve kışkırtıcı düşmanca yayınlarla bu eylem gündem de tutuldu. Eylem teklifi yine Avrupa Alevi Federasyonu’ndan geldi. Eylemi Alevi Bektaşi Federasyonu üstlendi. Bu sefer “24 Aralık’ta Maraş’tayız. Anmayı şehir merkezinde yapacağız” diye gün öncesinden ilanlar verildi.


Bu arada DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi)’nin, DAK (Devrimci Alevi Komitesi) ve PKK’nın Askeri kanat sorumlusu Suriye asıllı Fehman Hüseyin Örgüte “24 Aralık’ta Kahramanmaraş’ta yapılacak eyleme katılarak olay çıkartma” talimatı verdi.


Bu yöndeki telsiz konuşmaları ve talimatları güvenlik kuvvetleri tarafından tespit edildi. Bu gelişmelerden dolayı Valilik şehirde eylem yapılmasına izin vermedi.


Adres olarak Pazarcık İlçesi Narlı Kasabasındaki Cemevi gösterildi.


Ancak bu eyleme Maraşlı Alevi dernekleri, cemevleri ve Alevi vatandaşlarımız itibar etmedi. 24 Aralık 2011 tarihinde sözde anma için toplananların tamamına yakını dışarıdan gelmişti. Narlı’da toplananlar cemevinde anma yapmanın yerine, Kahramanmaraş merkeze yürümek istedi.


Ancak izin olmadığı için Jandarma engel oldu. Anmadan ziyade olay çıkarmak için toplanan grup jandarmaya, yoldan geçen vatandaşlara ve araçlarına taş ve sopalarla saldırdılar. Büyük arbede yaşandı.


Ne yazık ki bu saldırgan güruhun önünde Kahramanmaraş CHP Milletvekili Durdu Özbolat, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, BDP Tunceli Milletvekili Adayı Türkücü Ferhat Tunç, ABF (Alevi Bektaşi Federasyonu) ve AAF (Avrupa Alevi Federasyonu) yetkilileri vardı. Bu vekillere sormak lazım; kin dolu, tahrikçi ve kışkırtıcı güruh şehir merkezine girseydi sonuç ne olurdu?


Oysa Kahramanmaraş’ta kaç yıldan beri barış ve kardeşlik adına çok güzel gelişmeler oluyor. Bu yıl Muharrem Ayında Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın organizesiyle iki iftar verildi. Pazarcıkta muhteşem bir aşure günü düzenlendi.


Devlet erkânı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Belediye Başkanları, cem evleri, Alevi ve Sünni sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların katılımı ile büyük bir kucaklaşma sağlandı. Bu organizasyonları yapanlara teşekkür etmek gerekirken yeni planların tetikçilerine ne demek lazım?


Bunun için zamanlama ve katılımcılara dikkat diyoruz. Çünkü PKK şehirde ve dağda sıkışmış, hainler tarumar olmuş durumda… Suriye’de olanlar ortada. PKK’lı katillere eylem talimatı veren Suriyeli Fehman Hüseyin. Anma adı altında ki eylem talimatı Avrupa’dan geliyor. Yani AB fonlarından beslenenler vazife başında.


Çünkü Avrupalılar bir yandan etnik çatışmaları kışkırtıp katliam yapan PKK’lı hainleri desteklerken bir yandan da alternatif bir problem olarak Alevi- Sünni çatışmasının zeminini hazırlamak için yeni projeler sunuyorlar.


Esas devletin, siyasilerin ve bu ülke için birlik endişesi taşıyan herkesin söylediği söze, attığı adıma çok dikkat etmesi gerekir. Şimdi tekrar soruyorum: Sayın vekiller ve sözde anma organizasyonunun içinde olanlar; siz kimler için oradasınız?


 


ÖKKEŞ ŞENDİLLER


e-mail: [email protected]


(NOT: 26 ARALIK 2011 PAZARTESİ GÜNÜ (BUGÜN) AKŞAM SAAT 21.30'DA CNN TÜRK'TE YAYIMLANAN VE AHMET HAKAN'IN HAZIRLAYARAK SUNDUĞU 'TARAFSIZ BÖLGE' PROGRAMINA KONUK OLARAK KATILACAĞIM.)