Türk sahne sanatlarının saygın ustalarından ve efsanevi Devekuşu Kabare’nin kurucu liderlerinden Ahmet Gülhan, 85 yaşında aramızdan ayrıldı. Geçtiğimiz hafta solunum sistemi rahatsızlığı nedeniyle hastaneye sevk edilen sanatçı, son günlerini yoğun bakım ünitesinde geçiriyordu. Doktorların tüm çabalarına rağmen kanında oluşan pıhtı atması nedeniyle entübe edilen Gülhan, bu sabah saatlerinde yaşama veda etti.
SAHNEYE ADANAN BİR YAŞAM VE DEVEKUŞU KABARE
1940 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ahmet Gülhan, Tophane Erkek Sanat Okulu’ndaki eğitimini tamamladıktan sonra tüm enerjisini tiyatroya yönlendirdi.
1967 yılında Haldun Taner, Zeki Alasya ve Metin Akpınar gibi usta isimlerle güçlerini birleştiren Gülhan, Türkiye’nin ilk kabare tiyatrosu olan Devekuşu Kabare’yi kurdu. Sanatçı, oyunculuğun ötesinde tiyatro yönetmenliği de yaparak sahneye getirdiği yenilikçi mizah tarzıyla Türk tiyatro tarihinde silinmez izler bıraktı. “Astronot Niyazi” ve “Hayırdır İnşallah” gibi kült yapımlarda hem yönetmen koltuğunda oturdu hem de başarılı oyunculuk performansları sergiledi.
BEYAZ PERDE VE TELEVİZYONDAKİ UNUTULMAZ PORTRELER
Tiyatro sahnesindeki üstün yeteneğini sinema ve televizyon dünyasına da taşıyan Ahmet Gülhan, birçok önemli film ve dizide karakterlere hayat verdi.
“Günahını Ödeyen Adam”, “Sevgili Bebeklerim”, “Suluboya”, “Kardeşim Benim” ve “Çalgı Çengi İkimiz” gibi yapımlardaki rolleriyle izleyicinin kalbinde özel bir yer edindi. Özellikle TRT ekranlarında yayınlanan Şüpheli Şemsettin dizisindeki canlandırdığı tiplemeyle geniş kitlelerce tanındı. Gülhan, her rolüne kattığı doğallık ve ince mizahi dokunuşlar sayesinde Türk görsel tarihine damgasını vurdu.
SON DÖNEMİ VE AĞIR KAYIP
Sanatçının yakın çevresinden edinilen bilgilere göre, Ahmet Gülhan, 2025 yılının Mart ayında hayat arkadaşı Gülümser Gülhan’ı kaybettikten sonra derin bir keder yaşadı.
Bu büyük kaybın ardından sağlığı kademeli olarak zayıflayan usta isim, özellikle son aylarda kronik akciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu. Sanat camiası, Gülhan’ı hayatı boyunca sahneye sımsıkı bağlı kalan, tiyatroya büyük bir tutkuyla hizmet eden bir duayen olarak anıyor.
TÜRK TİYATROSUNDA DEVRİM YARATAN BİR ÖNCÜ
Ahmet Gülhan, 1960’lı yıllardan itibaren Türk tiyatrosunun yönünü belirleyen en etkili sanatçılardan biri oldu.
Sahneye taşıdığı özgün yorumlar, politik ve toplumsal taşlamaları içeren kabare oyunlarıyla Türk sahne sanatlarında yeni bir dönemin fitilini ateşledi. Yönetmenliğini yaptığı oyunlar arasında “Demokrasi Gemisi”, “Medya Medya Nereye” ve “Matrak Ailem” gibi yapımlar öne çıktı. Kurucusu olduğu Devekuşu Kabare, birçok tiyatro topluluğu ve oyuncu için bir okul niteliği taşıdı ve bugün hâlâ onun bıraktığı büyük mirasla anılıyor.
SANAT CAMİASINDA DERİN YAS VE TAZİYE SELİ
Ahmet Gülhan’ın vefat haberi, tiyatro ve sanat çevrelerinde büyük bir üzüntüye yol açtı.
Birçok tanınmış sanatçı ve tiyatro grubu, sosyal medya hesapları üzerinden hüzünlü taziye mesajları yayımlayarak üzüntülerini dile getirdi. Türk tiyatrosuna onlarca yetenekli oyuncu kazandıran Gülhan, sayısız yapımda hem sahnede hem de kamera önünde akıllarda kalan performanslara imza attı. Onu yakından tanıyanlar, Gülhan’ı, “Türk tiyatrosunun enerjisi, neşesi ve yaşayan tarihi” sözleriyle anarak veda ettiler.
OYUNCULUK VE YÖNETMENLİK BAŞYAPITLARI
Gülhan’ın kariyerinde yer alan, tiyatro tarihine geçen bazı önemli oyunlar şunlardır:
-
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (Haldun Taner)
-
Vatan Kurtaran Şaban (Haldun Taner)
-
Astronot Niyazi (Zeki Alasya, Haldun Taner)
-
Haneler, Hababam Sınıfı Müzikali, Şen Sazın Bülbülleri
-
Kafkas Tebeşir Dairesi (Dostlar Tiyatrosu – Bertolt Brecht uyarlaması)
-
Sade Vatandaş Şvayk Hitler’e Karşı (Bertolt Brecht)
TÜRK SAHNE SANATLARININ KALICI MİRASI
Ahmet Gülhan, yalnızca etkileyici bir oyuncu değildi; aynı zamanda Türk sahne sanatlarının yönünü belirleyen vizyoner bir öncüydü. Onun kurduğu ve yaşattığı kabare tiyatrosu anlayışı, günümüzde bile genç sanatçılara büyük bir ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Gülhan, keskin mizahı zekâyla harmanlayan oyunları, halkın diliyle konuşan üslubu ve tiyatroya duyduğu sınırsız adanmışlığıyla daima saygıyla hatırlanacak.





