Trabzon Bulvarı Dedezade Caddesi Ergenekon İşhanı 1. katında yer alan ve Avukat Haki Demir’e ait büroda bir araya gelen avukatlar tarafından hazırlanan basın açıklamasını Haki Demir okudu. Baro Başkanı İsmail Kahveci ile Baro eski başkanlarından Rifat Bülbül’ün de bir konuşma yaptığı basın toplantısında; hazırlanan açıklamada aynen şöyle denildi:
“27.04.2007 günü akşam 23.20 saatinde Genelkurmay başkanlığının internet sitesinde yapılan açıklama ile ilgili Kahramanmaraş barosuna kayıtlı bir gurup avukat olarak tavrımız ve düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak üzere buradayız.
1-Genelkurmay başkanlığının demokratik sistemlerde siyasi konular hakkında konuşmasının kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz.
2-Asker kişilerin konuşmalarının askerlik mesleği ile ilgili ve sınırlı olduğu ve bu konularda da kamuoyuna değil amirleri olan hükümete düşüncelerini arz edebilecekleri ve bunu da azami saygı çerçevesinde yapmalarının şart olduğunu düşünüyoruz.
3-Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunun yapıldığı ve konunun Anayasa Mahkemesine intikal ettiği, yargıya intikal etmiş bir konuda görüş açıklama itiyatlarının kalıcı hukuk ihlalleri oluşturduğunu ve hatta darbeleri normalleştirdiğini düşünüyoruz.
4-Genelkurmayın yaptığı açıklamanın yargıya müdahale olmadığı istikametindeki yorumların kabul edilemeyeceği zira açıklamanın zamanlamasın bu tür yorumları gerçekçi olmaktan uzaklaştıracağını düşünüyoruz. Hukukçular olarak bu konuda daha hassas olduğumuzu ve buna genelkurmayın da dahil olduğunun bilinmesini istiyoruz. Zira hukukun genelkurmayı da bağladığına inanıyoruz.
5-Genelkurmayın açıklamasında göze çarpan vahim ifadeler olduğunu, bu ifadelerin açıklanabilir ve savunulabilir altyapısının bulunmadığını, bu çerçevede;
6-“Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.” Cümlesiyle ifade edilen Kur’an-ı Kerim okuma yarışmasından genelkurmayın nasıl ve hangi sebeple rahatsız olabileceği tarafımızdan anlaşılmamıştır. Bu ülkede Kur’an-ı Kerim okuma yarışmasının böyle bir metinde geçmesi insanların anlayışlarını patlatacak bir duyarsızlıktadır.
7-Genelkurmayın açıklamasında ifade edilen çağdışı kıyafetten kastının tesettür olup olmadığı, böyleyse İslami kıyafetin çağdışı olarak tanımlanmasının genelkurmay başkanlığı yetki alanında nasıl görüldüğünün izaha ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
8-“…İlköğretim Okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahi okudukları…” cümlesi ile ifade edilen konunun, dini emir ve kuralların genelkurmay tarafından tayin edileceği manasına gelip gelmediği tarafımızdan merak edilmekte ve bu durumun anlaşılmaz zihni alabora oluşlara sebep olabileceği endişesini derinden yaşamaktayız.
9-“Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” cümlesinde ifadesini bulan ölçülendirmenin, genelkurmay başkanlığının siyasete müdahale manasına gelecek olan bu tür beyanlarla çeliştiğini düşünüyoruz. Bu ölçülendirmeye öncelikle genelkurmayın uyması talebimiz olduğunu deklare ediyoruz.
10-Bu vesileyle, bu ülkede darbecilerin ve darbeye teşebbüs edenlerin mutlaka yargılanması gerektiğine, bu yapılamadığı takdirde ülkedeki normalleşmenin sağlanamayacağına inanıyoruz. Darbenin anayasal düzeni ihlal eden en ağır müdahale olduğunu ve mutlaka darbelerin ve darbe çağrışımları uyandıran tavır ve açıklamaların bu ülkede bitmesini istiyoruz. Kahramanmaraş barosuna bağlı bir gurup avukat olarak kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Basın açıklamasının altında ise; Haki Demir, Yusuf Bülbül, Ahmet Özdemir, Harun Elagöz, Mehmet Özgür, Kemal Yavuz, Sedat Gündüz, Rifat Bülbül, Mustafa Deveci, Osman Baysal, Ahmet Kahraman, Sami Şen, Metin Doğan, Enver Kanadıkırık, Niyazi Kara, Ahmet Veysi Özdemir, Mehmet Özkan, Erol Tansel, Nejat Toprak, İdris Yolcu, Özcan Kara, Cevdet Özdemir, Necmettin Şen, Nuh Karasu, Nedat Türk, Fırat Görgel ve İsmail Kahveci’nin isimleri yer aldı.
BARO BAŞKANI İLE ESKİ BAŞKANIN KONUŞMALARI
Kahramanmaraş Barosu Başkanı İsmail Kahveci ise yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Her kim olursa olsun bu ülkede yargılanması gerektiğini, yaptığı iş kimsenin yanına kalmaması yönünde darbeci zihniyette olan insanların da yargılamada adaletin çerçevesinden geçmesini istiyoruz. Ülkemizin şu anda en hassas döneminde birbirimize en çok destek vereceğimiz dönemde AB’nin eşiğinde olan ve hele hele cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu geçtikten sonra meclis üzerine egemenlik sağlamak şeklinde Genelkurmay’ın yaptığı bu açıklama oldukça üzücüdür, esef vericidir. Hukukçular olarak kabul etmemiz, onaylamamız mümkün değildir. Bu nedenle ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasının yanında adaletin olmadığı, adaletin hukukun olmadığı ülkelerin er- geç hüsrana uğrayacağı batacağı yönündeki görüşlerimizi tekrar yineliyoruz.”
Öte yandan; eski baro başkanlarından Avukat Rıfat Bülbül de yaptığı konuşmada Türkiye’nin iki temel meselesi bulunduğuna dikkat çekerek, şunları ifade etti: “Biri militarizmdir. Askerin yurt savunmasını bırakıp ülkeyi yönetmeye kalkışmasının adıdır. Diğeri de resmi ideolojidir. Devletin ideolojik devlet olmaktan arındırılması lazımdır. İdeolojileri, taraftarlarının sivil örgütler adı altında savunmasında hiç diyeceğimiz bir şey yoktur. Yasaklansın istemiyoruz ama militarizm ve resmi ideolojinin mutlaka Türkiye’de geriletilmesi lazımdır. Sık sık militarizmle karşı karşıya kalıyoruz. Ben şu yaşımda 4 darbe, onlarca muhtıra gördüm. Usandık, yıldık artık. Türkiye bir hukuk devleti olmalı. Demokratik bir devlet olmalı. Hukukun üstünlüğü sağlanmalıdır. Herkes görevini bilmelidir. Askerlerin rolü ‘yaşasın Türk ordusu yok olsun militarizm’ olmalıdır.”
