BPH ve erken tanı süreci, hastalığın neden olabileceği olumsuzlukları önleme açısından son derece hayati bir önem taşır. Prostat büyümesi ya da bir diğer adıyla BPH, özellikle 60 yaş ve üzeri erkeklerde yaygın olarak gözlemlenen sağlık sorunudur. Aynı zamanda iyi huylu prostat büyümesi olarak tanımlanır.
Diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi iyi huylu prostat büyümesinde de erken tanı koyulması, hastalığın seyrini ve etkilerini azaltma açısından önemlidir. Bu doğrultuda BPH tedavisi temel olarak 3 ana kısımdan oluşur. Birinci kısım izlem sürecidir. Erken tanı da tam olarak bu aşamada koyularak hastalığın tedavi edilmesi ve kontrol altına alınması amaçlanır.
BPH Nedir?
BPH ya da iyi huylu prostat büyümesi, erkeklerde çok büyük oranda yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ve belirtileri özellikle bu yaşlarda daha yaygın olarak gelişen bir sağlık sorunudur.
Bu hastalık, prostatın alt bölümünde yer alan bezlerin büyümesiyle gelişir. Bu bezler büyüyerek mesanenin alt bölümünde konumlanan idrar yollarını daraltır.
Dolayısıyla hastanın idrarını yapması zorlaştırır. BPH, önemli ölçüde kişinin yaşamını etkiler. Bu doğrultuda hastalığın tedavi edilmesi son derece önemlidir.
BPH Erken Tanı Süreci
BPH erken tanı süreci, 3 aşamadan oluşan tedavi sürecinin ilk basamağındadır. İzlem olarak adlandırılan bu aşamada, hafif ve orta ölçekli şikayetler incelenir. Hafif ve orta düzeyde şikayetleri olan hastalarda BPH ve erken tanı süreci, çok büyük oranda yaşam şeklinin değiştirilmesi ile hastalığın kontrol altına alınmasını sağlar. Özellikle kişinin sıvı tüketimini azaltması ve alkol ya da kafein gibi içeceklerin alımının azaltılması hastalığın kontrol altına alınmasını mümkün kılar. Fakat hastalığın orta ve hafif ölçekli seyretmesi halinde düzenli kontrollerin yapılması gerekir.
BPH Tedavisi
BPH tedavisi, hastalığın ilerleme boyutlarına göre farklı şekillerde yapılabilir. Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu tarafından da yapılan BPH tedavisi, hastalığın ilerleyen dönemde tanılanması halinde cerrahi müdahale ile planlanır. Cerrahi müdahale çoğunlukla; tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ya da idrardan kan gelmesi gibi durumlarda tercih edilir. Ayrıca hastalığın mesane taşı üretmesi halinde de yine cerrahi müdahale tercih edilebilmektedir.
