Türkiye'nin siyasi tarihinde derin izler bırakan isimlerden biri olan Deniz Gezmiş, 1968 kuşağı gençlik hareketlerinin öncüsü olarak anılıyor. Kısa süren yaşamında verdiği mücadele, hem destekçileri hem de karşıtları tarafından hâlâ tartışılıyor. İşte, Deniz Gezmiş’in yaşam öyküsü, siyasi duruşu ve idama uzanan süreci…

GENÇLİĞİ VE SİYASETE ATILIŞI

1947 yılında Ankara’da doğan Deniz Gezmiş, genç yaşlardan itibaren ülke gündemini etkileyen toplumsal olaylara ilgi duymaya başladı. Lise eğitimini tamamladıktan sonra, 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite döneminde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de öğrenci hareketleri yükselişe geçti. Gezmiş de bu ortamda hızla öne çıktı.

Aynı dönemde kurulan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) içinde aktif rol aldı. Kısa sürede dikkat çeken liderlik yetenekleri sayesinde federasyonun en etkin isimlerinden biri haline geldi. Gezmiş ve arkadaşları, özellikle ABD’nin Vietnam’daki askeri politikalarını ve Türkiye’deki Amerikan üslerini protesto ederek kamuoyunun dikkatini çekti.

6. FİLO PROTESTOLARI VE TANINMASI

Tilbe Çakır kimdir? Anıl Altan'ın sevgilisi olduğu iddiaları gündemde
Tilbe Çakır kimdir? Anıl Altan'ın sevgilisi olduğu iddiaları gündemde
İçeriği Görüntüle

1968 yılında İstanbul’a demir atan ABD 6. Filosu’na karşı düzenlenen eylemler, Deniz Gezmiş’in Türkiye genelinde tanınmasını sağladı. Bu eylemlerdeki öncülüğü, onu dönemin sol görüşlü gençliği arasında sembol haline getirdi. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu protestolar, aynı zamanda devletin de dikkatini çekti.

SİLAHLI MÜCADELEYE GEÇİŞİ VE THKO'NUN KURULUŞU

Siyasi ortamın giderek sertleşmesiyle birlikte, Deniz Gezmiş ve arkadaşları mevcut düzenin anayasal yollarla değişmeyeceğini savunmaya başladı. Bu düşünceyle birlikte 1970'li yılların başında Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) adını verdikleri örgütü kurdu. THKO, silahlı mücadeleye dayalı devrimci bir yol izlemeyi benimsedi.

Bu süreçte örgüt; banka soygunları, Amerikan askerlerinin kaçırılması ve güvenlik güçleriyle çıkan çatışmalar gibi olaylara karıştı. En dikkat çeken eylem, 1971 yılında dört Amerikan askerinin fidye karşılığında kaçırılması oldu. Olayın ardından devlet güçleri, Deniz Gezmiş’i ve arkadaşlarını arananlar listesine aldı.

TUTUKLANMASI, YARGILANMASI VE İDAMI

Deniz Gezmiş, 16 Mart 1971 tarihinde Sivas’ın Gemerek ilçesinde yakalandı. Ardından Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte mahkemeye çıkarıldı. Üçü de “Anayasayı zor yoluyla değiştirmeye teşebbüs” suçlamasıyla idam cezasına çarptırıldı.

İdam kararları, hem kamuoyunda hem de siyasi çevrelerde büyük tartışmalara neden oldu. Temyiz başvuruları sonuçsuz kaldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen onayın ardından, 6 Mayıs 1972 gecesi Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildiler.

SON SÖZLERİ VE TOPLUMDA BIRAKTIĞI İZLER

İdam sehpasına yürürken Deniz Gezmiş’in söylediği şu sözler, Türkiye siyasi tarihinde unutulmaz bir yer edindi:
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!”

Bu sözler, onun ideolojik duruşunu ve mücadele anlayışını yansıtıyor. Ölümünden sonra bazı kesimler onu bağımsızlık ve özgürlük uğruna mücadele eden bir kahraman, bazıları ise yasadışı eylemleriyle öne çıkan bir anarşist olarak tanımladı.

GENÇLİK HAREKETLERİNE ETKİSİ

Deniz Gezmiş’in yaşamı ve ölümü, Türkiye’deki gençlik hareketlerini derinden etkiledi. Onun mücadelesi, yıllar boyunca marşlara, kitaplara, filmlere ve tiyatro oyunlarına konu oldu. Her yıl ölüm yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor. Duruşu, bugün hâlâ politik söylemlerde ve sosyal hareketlerde bir sembol olarak yer buluyor.

SONUÇ

Deniz Gezmiş, kısa ama etkili yaşamıyla Türkiye'nin modern tarihine adını yazdırdı. Genç yaşta başladığı mücadelesi, idam edilmesine rağmen hafızalardan silinmedi. Onun adı, farklı kesimlerce farklı şekilde anılsa da, toplumsal bellekte derin bir iz bırakmayı başardı.