Oda TV'nin aktardığı habere göre, Elazığ'da bulunan 8’inci Kolordu Komutanlığı Muhabere, Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Bölük Komutanlığında uzman erbaş olarak görev yapan 22 yaşındaki Doğukan Dumlu’nun hayatına son vermesiyle ilgili mobing iddiaları gündeme geldi.
Savcılık olayla ilgili re'sen soruşturma başlatırken Türk Silahlı Kuvvetleri de olayla ilgili tahkikat başlattı.
Dumlu'nun ailesinin avukatları hafta içi savcılıktan, olağandışı mesailer ve izin talepleriyle kayıtları ilgili isteyecek.
Doğukan Dumlu’nun 15 Kasım 2025’te yaşamına son vermesinden hemen önce annesiyle konuştuğu belirtilirken daha sonra 15-20 dakika kadar telefonunun meşgul çaldığı ve ardından yaşamına son verdiği aktarıldı.
Aile avukatları Dumlu'nun o süre zarfında kendisine mobing yaptığı öne sürülen bölük komutanıyla konuştuğu ihtimali üzerinde durduklarını aktardı. Telefon görüşmesinin hemen ardından bölük komutanının eve iki personel gönderdiği ve Dumlu'nun cansız bedeni ile karşılaşıldığı ifade edildi.
"İZİN DİLEKÇESİ VERDİĞİNDE 'CEZALISIN' DİYEREK REDDETTİLER"
22 yaşındaki Doğukan Dumlu'nun acılı babası Fatih Dumlu Odatv'ye konuştu.
Acılı baba oğlunun bölük komutanı tarafından mobinge uğradığını iddia ederek, "Bölük komutanıyla iki üç ay önce bayağı sorunlar yaşıyordu. Annesine olsun, bana olsun hatta bahsettiği mesajlarda 'Ya bu beni öldürecek ya ben bunu öldüreceğim' gibi ifadeler kullanıyordu. Çocuğa sürekli ceza üstüne ceza veriliyordu. Çocuk kaç defa izin dilekçesi vermek istediğinde, 'Hayır, seni sözlü sınav yapayım bilirsen izin alırsın' diyordu. Evladıma dokuz ay boyunca izin verilmedi. 'Anne, baba hasta olsanız da sizi görebilsem' diyordu" ifadelerini kullandı.
Oğlunun kendisine anlattıklarını aktaran Fatih Dumlu, "Bana özellikle şöyle anlattı: 'Baba bana o kadar soru sordu; bildim bilmedim bakmadan Bilemedin, hadi sana izin falan yok’ dedi. Normalde uzman çavuşlukta bu danışmanlık sistemi var. İki ayda bir mi üç ayda bir mi tam bilmiyorum ama 'Niye izne gitmiyorsun?' diye sorulması gerekiyor. Eğer asker 'Ailem yok, kimsem yok, gitmek istemiyorum' derse, o zaman yazılı dilekçe alınıp 'Kendisini izne göndermek istedik ama o reddetti' şeklinde kayıt tutulması lazım. Ama böyle bir şey yok. WhatsApp mesajları var; annesine yazdıkları var, bizimle konuştukları var. Kız arkadaşıyla mesajları var. Suriye’de dönem arkadaşı var, onunla konuşmaları var; o arkadaş sağ olsun WhatsApp yazışmalarını bize attı" dedi.
"OĞLUMU CEZALISIN DİYEREK 20 GÜN BOYUNCA MESAİYE BIRAKTI"
Doğukan Dumlu'nun bölük komutanıyla ilgili şikayetlerinin artarak devam ettiğini söyleyen baba Fatih Dumlu, "Toplamda yaklaşık on aya yakın askerlik yaptı. Ankara’daki eğitim süresini de sayarsanız bir yılın üzerindedir. 22 yaşındaydı. Mesleğine aşkla bağlıydı. Ama son üç ayda, komutanı değiştikten sonra durum tamamen tersine döndü. Yaklaşık üç aydır bu yeni bölük komutanıyla ilgili şikayetleri artarak devam ediyordu. Doğukan'ı 'Sen cezalısın' diyerek 20 gün boyunca görevi 17:00'da bitmesine rağmen 21.30’a kadar orada tuttu. Hafta sonları da 'Cezalısın' diyerek mesaiye çağırdı. Son konuşmasında, olayın olduğu günün gecesi, annesine 'Anne bana cumartesi pazar nöbet yazıyor. Resmi emir yok. Kışlada bana bir şey olursa 'Senin nöbetin yoktu, burada ne işin var?’ demeyecekler mi?' demiş" şeklinde konuştu.
"'OĞLUM BIRAK GEL' DEDİĞİMİZDE 'BU YOLA BAŞ KOYDUK' DEDİ"
Oğlunun şikayetlerinin artması üzerine 'istifa et geri gel' dediğini aktaran baba Fatih Dumlu, "Biz de 'Oğlum bırak gel' dedik. O ise 'Yok baba, ben bu yola baş koymuşum. O bana ne yaparsa yapsın' diyordu. Olay günü annesiyle konuşmuş. Annesi 'Akşam nöbetin var diyordun' deyince, 'Anne iptal oldu' demiş. Telefonda konuştuktan sonra annesi tekrar aramış ama telefon sürekli meşgule düşmüş. Yaklaşık on beş dakika meşguldü, sonra tamamen kapandı. Saat üç buçuk-dört gibi Erzurum Kolordu’dan subaylar gelip acı haberi verdiler" dedi.
"BU İŞİN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİYİZ"
Olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyleyen baba Dumlu, "Ben bu işin sonuna kadar takipçisiyim. Çünkü biliyorsunuz, sadece bu olay değil; Elazığ’daki bu olay, aynı birlikte yaşanan üçüncü uzman çavuş olayı. Aynı sekizinci kolorduda. Birer ikişer yıl aralıklarla olmuş. Türkiye geneline baktığınızda uzman çavuşlar üzerinde çok büyük mobbing var. Çok fazla intihar olayı var. Geçen ay Kayseri’de olmuş. Bundan on gün önce Mersin’de olmuş. Uzman çavuşların yaşadığı olayların neredeyse aynısını yaşamışlar" ifadelerini kullandı.
"BİZ YANDIK BAŞKA ANA BABA YANMASIN"
Oğlunun komutanı tarafından hakarete uğradığını belirten Fatih Dumlu, "Biz yandık, başka anne babalar yanmasın. Ben bu ülkeye, bu vatana 22 yaşındaki bir genci emanet ettim. Bu asker; bunun annesi babası var. Bunun izin hakkı varsa neden göndermiyorsunuz? Çocuk moral bulur, nefes alır. Bu bunalım nedir? Çocuğu bu duruma sürükleyen şey nedir? Psikolojik danışmanlık hizmeti verilmemiş. Üç ay sonra Suriye’ye giden adam dördüncü iznini kullanıyor. Ama sen benim çocuğuma 30 sayfa evrak verip 'Bunları ezberlersen izin var' diyorsun. Bir de ellerinin yanında küfürlü bir şekilde 'Senin rütbelerini sökerim' deniyor. Bunların hepsi avukatların dosyasında. Annesine yazdığı mesajlar var. Suriye’deki dönem arkadaşıyla yazışmaları var" şeklinde konuştu.
"BEN BU VATANA EVLAT GÖNDERDİM: BASKI YAPILSIN, HAKARETE UĞRASIN DİYE DEĞİL"
Oğlu Doğukan Dumlu için şehitlik mertebesi verilmesini isteyen baba, "Biz gariban insanlarız. Ben emekliyim; evim kira, barkım kira. Yavrum bana 'Baba sana ev alacağım' diyordu, 'Baba sana bunu yapacağım' diyordu. Ben bu ülkeye evlat gönderdim; orada baskı yapılsın, hakaret edilsin, alay edilsin diye göndermedim. Benim daha askere gitmek için sırada bekleyen evladım var. Ben oğluma şehitlik mertebesi verilmesini istiyorum" dedi.
Oğlunun görev yaptığı bölükten en azından bir başsağlığı telefonu beklediklerini belirten aile "Çok yalnız bırakıldık. En azından bir başsağlığını, İyi insandı-kötü insandı demeyi çok görmeseydiler" dedi.
(Kaynak: ODA TV - Orçun AK)




