Edirne Sarayiçi Er Meydanı, 664. Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne ev sahipliği yapıyor. Bu yılki müsabakaların açılış seremonisi, rekor bir bedelle ağalık unvanını kazanan Kırkpınar Ağası Ufuk Özünlü'nün katılımıyla gerçekleşti. Güreş camiasının ve kamuoyunun merakla takip ettiği Ufuk Özünlü'nün hayatı ve iş yaşamı, Kırkpınar coşkusuyla birlikte gündeme oturdu.
KIRKPINAR AĞASI UFUK ÖZÜNLÜ KİMDİR?
1978 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Ufuk Özünlü, aslen Sinop'un Ayancık ilçesinden köklü bir ailenin evladıdır. Henüz 8-9 yaşlarındayken, yaz aylarını memleketinde geçirerek çalışma hayatıyla tanışan Özünlü, genç yaşta iş dünyasının inceliklerini kavramaya başladı. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamlayan Özünlü, 2001 yılında Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu.
Babası Zeki Özünlü, sanayici kimliğinin yanı sıra tam bir yağlı güreş tutkunuydu. 1977'de İstanbul Çağlayan'da 30 metrekarelik mütevazı bir atölyede Özünlü Damper firmasını kurarak iş dünyasına ilk adımını atan Zeki Özünlü'nün gayretleriyle, aile şirketi zamanla ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir konum edindi.
UFUK ÖZÜNLÜ NE İŞ YAPIYOR?
2013 yılından bu yana Özünlü Damper'in CEO'su olarak görevini sürdüren Ufuk Özünlü, köklü aile iş tecrübesini çağdaş yönetim anlayışıyla harmanlayarak markayı zirveye taşımaya devam ediyor.
KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ AĞALIK İHALESİNİ KAZANDI
Zeki Özünlü'nün köklü arzusuyla 2024 yılındaki 663. Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali ağalık ihalesine katılan Ufuk Özünlü, 34 milyon 571 bin 952 TL'lik rekor teklifiyle ihaleyi kazanarak "Kırkpınar Ağası" unvanını gururla taşıyor.
Ağalık görevini devraldıktan sonra Edirne Kırkpınar Er Meydanı'nda birçok yeniliğe imza atan Ufuk Özünlü, pehlivan soyunma odaları, tribün oturma alanları ve tuvaletlerin yenilenmesi gibi fiziksel iyileştirmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, kadınlara özel bir tribün tahsis edilmesi önerisi ve ağalık kıyafetinin modernleştirilmesi gibi fikirleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Ancak, bazı protokol etkinliklerine takım elbiseyle katılması, geleneksel kıyafetlerin dışına çıkılması olarak yorumlandı ve güreş camiasında tartışmalara yol açtı.