Asrın felaketinin üzerinden 1 ay geçmemişken bile Expo alanındaki yarım kalan PUT’un inşaatına devam edilmesi büyük bir tepki çekmişti.

Bu tepkiyi ise dile getirip vatandaşımızın duygularına tercüman olmuştuk.

Bilindiği üzere 1 yıllık reklamı için 39 milyon liralık tanıtım ihalesine çıkılan, kelebek müzesi gibi milyonlarca lira toprağa gömülen, bugünün parası ile en az 1,5 milyar liraya mal olan Expo ne kadar beklentiyi karşılayacak göreceğiz.

Milyarlarca lirayı götüren Expo alanına yapılan PUT için yazdığım eleştirisel bir yazı için önceki gün ifadeye çağrıldım.

Büyük PUT’u eleştirdiğimiz için işleyen Adalet, pamuklu şeker, elmalı şeker, gıda kolisi ve altyapı hizmetlerine harcandığı iddia edilen 145 milyonun akıbeti hakkında da umarım işler

Savcılardan korktuğu kadar Allah’tan korkmayanlar maalesef her şeyi hukuka uydurduğunu düşünse de kusursuz usulsüzlüğün, kitabına uydurmanın olmadığını, adaletin isterse bu düzenekleri ortaya çıkaracağını benim hatırlatmama gerek yok zannedersem.

Aradığım 5-6 ilçe belediye başkanından bir tanesi sadece gıdaya 100 bin TL harcadığını diğer belediyeler AFAD’dan gelen kolileri dağıttıklarını, Onikişubat belediyesi ise kendi bütçesinden 145 milyon harcama yaptığını belirtmiş, bunun akıbetini ise kimse sormamıştı.

Bilindiği üzere belediyeyle ilgili bir iki polis baskını olmuş, şuan gizlilik kararı süren dosyanın akıbetinin de sonucunu merakla beklediğimizi sayın savcıların bu işi hassasiyetle takip edeceklerine inancımız tamdır.

Daha önce kamuoyunda bazı milletvekillerinin Adliye’ye giderek bazı dosyaları sümenaltı ettiği dedikoduları gelse de, artık her yerden kokular gelen bu dosyaları hiç kimsenin kapatamayacağını da biliyorum.

Burada siyasetten gelen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya vebal yüklemiş, mesaj çekmiş ve defaatle çağrı yapmama rağmen bir sonuç elde edememiştik.

Yeni bakanımızdan ümitliyim..

Bürokrasiden gelen çiçeği burnunda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın milletin emanetine sahip çıkacağına ve çağrılarımıza kulak vereceğine inanıyorum.

Bir belediyeye müfettiş geldiğinde doğrudan teminle satın alınan ürünlerin akıbetini sorsun. Yeşil alanlara, vatandaşın alanlarına ne olduğunu sorsun. Devasa projelerin etrafındaki arsaları sorsun.

Acil olmamasına rağmen pazarlık usulü ihaleleri sorsun… birde bana sorsun…

Birde birkaç vatandaş arsalarıyla ilgili işlem yapılan birkaç vatandaşı çağırarak sorsun…

Artık bu şehir hakkını kimseye yedirmemeli, deprem hiç kimseye ders olmamış…

Bu sistem değişmeli, bu siyaset yapan figürler değişmeli, tüyü bitmemişlerin hakkını namaz kılarak yiyenler ve buna ses çıkarmayarak geleceğini düşünen (Haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytandır)  dilsiz şeytanlar bilinki o depremde şehit olan 13 bin vatandaşımızın iki eli yakanızda olacaktır.

Kalmayın sağlıcakla