CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,"Bir bayrağın indirilmesine ben nasıl sessiz kalabilirim, bu ülkede bir bayrağın indirilmesine biz nasıl sessiz kalabiliriz, bu ülke nasıl sessiz kalabilir" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu konusunda en tutarlı, en sağlıklı çözümleri üreten partinin CHP olduğunu belirterek,"Kürt sorununun çözümünün yolu büyük bir toplumsal uzlaşma sağlamaktır. Salt güvenlik politikalarıyla bu sorunun çözülmeyeceğini 30 yıllık deneyim bize gösterdi. Demek ki siyaset kurumu görevini yapmamış" dedi.


Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında, CHP'ye katılan Türkiye'nin ilk kadın hakemi Lale Orta'ya rozetini taktı. Toplantıda ayrıca, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Kılıçdaroğlu'na heykelciğini hediye etti. Kılıçdaroğlu, partisine oy versin ya da vermesin bütün Yalovalılara teşekkür ettiğini söyledi.


"Çözüm, toplumsal uzlaşı"


Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının, Türkiye'nin en önemli sorunları olan terör ve işsizliği çözemediğini söyledi. 


Kürt sorunu konusunda en tutarlı, en sağlıklı çözümleri üreten partinin CHP olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


"89 raporundan bu güne kadar, bu sorunu çözmek için en tutarlı politikayı biz oluşturduk. 89 raporunu yayımladığımızda kıyamet koptu ama bugün haklılığımız ortaya çıktı. Gittiğimiz her yerde yurttaşlarımız, 'Ne olur terörü bitirin, yeni şehitler gelmesin' dedi. İktidar bu sorunu çözemiyor, cesaret edemiyor, ne yaptığını bilmiyor kimse. 


Kürt sorununun çözümünün yolu büyük bir toplumsal uzlaşma sağlamaktır. Salt güvenlik politikalarıyla bu sorunun çözülmeyeceğini 30 yıllık deneyim bize gösterdi. Demek ki siyaset kurumu görevini yapmamış. Siyaset kurumunu göreve davet ettik. Dedik ki 'Gelin bir araya gelelim, konuşalım, hep beraber çözelim.'


Bu çerçevede bir metin hazırladık. Ben aldım o metni, arkadaşlarımızla beraber, 6 Haziran 2012'de AKP'nin kapısını çaldım. Dedim ki 'Bu sorunu çözmemiz lazım. Uzlaşma komisyonu oluşturalım parlamentoda. Mümkün olduğu kadar geniş bir toplumsal uzlaşmayı sağlayalım.'


Biz bu niyetlerle yola çıktık. O günün gazetelerine bakmanızı isterim. Dediler ki, 'CHP çok büyük bir risk üstlendi.' Evet üstlenmiştik. Biz bu sorunu çözmek istiyorduk.


Ben, o tarihlerde, 'Her türlü bedeli ödemeye hazırım. Siyasette kan davası olmaz. Biz bu sorunu aşmak zorundayız' demişim. Adresi de göstermişiz, 'TBMM'de konuşalım' demişiz. 


Ben bunları söyledim ama gerçekleşmedi. Bunun üzerine, 5 Ocak 2013'te Parti Meclisi toplantısı yaptık. Yaptığım konuşma şöyleydi:


'Barışı sağlamak sadece emek işi değil; akıl, siyasi birikim, samimiyet işidir. Kişisel çıkarları gözardı etme işidir. Sayın Başbakan'a önerim, bu kez açık ve dürüst bir politika yürütmesidir. Türkiye'nin en hassas, can yakıcı konusunu, bir kez kişisel çıkarları ve seçim hesapları için kullanmamasıdır. Halkımız büyük bir sağduyu ve barış umuduyla bekliyor. CHP, barış için atılacak bütün adımların arkasında duracaktır. Biz geçmişteki bütün hatalarına karşı, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne yeni bir kredi açıyoruz. Çözün sorunu.' 


Dört tane madde belirlemişiz. Samimi ve dürüst olmalarını, gizli kişisel ajandaları olmaması, millete izah edemeyeceği angajmanlara girmemesi ve Anamuhalefet Partisi'ne ya da millete bilgi vermesi. 


Bundan sonra, Başbakanlık koltuğunda oturan zatın yaptığı konuşma, 'Anamuhalefet Partisi diyor ki (kredi veriyoruz.) Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede. Sen krediye muhtaçsın. Hangi krediyi vereceksin. Bu işin çözüm yeri Meclis'tir diyor. Meclis'te bununla ilgili bugüne kadar çok krediler verildi. Fakat yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Bunlar, buna doymuyorlar' şeklinde. Biz çok iyi niyetlerle sorunun çözümüne katkıda bulunmak istedik ama o bunların tamamını reddetti."


İnsanlar niye dağa gidiyor


Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


(Süreç çok iyi gidiyor) diyorlar. Süreç çok iyi gidiyorsa bu insanlar niye dağa gidiyorlar. Benim bildiğim, süreç başarılı olursa millet dağdan iner. Şimdi analar, Diyarbakır'da, 'çocuklarımız dağa gidiyor' diye feryat ediyorlar. Peki bu ülkenin Başbakanı ne yapıyor, ağlıyor. 'Çocuklar dağa gitmesin. Ey BDP'liler gidin çocukları dağdan alın gelin' diyor. Demirtaş da gayet güzel bir cevap verdi, 'Çocukları ben getireceksem, sen in bakalım Başbakanlık koltuğundan, bak bakalım çocukları kim getiriyor' dedi.


Başbakanlık makamı şikayet makamı değildir. Orada çözüm üretirsiniz. Bütün bunların sonucu yine kaosa geldi. 


Bir askeri birlik düşünün. Tel örgüler var. Tel örgülerden atlıyorsun, gidiyorsun, bayrak direğine çıkıyorsun, bayrağı indiriyorsun, alıyorsun, tekrar tel örgülerden geliyorsun bu tarafa. Başbakan ses çıkarmıyor. Cumhurbaşkanı da ses çıkarmıyor. Gazeteciler bana söylüyorlar, kıyameti koparıyorum, arkadan o da bağırıyor, 'vay efendim bayrak nasıl inermiş.' Sen kimsin? Sana millet yetki verdi. Bayrak bir ülkenin onurudur, namusudur."


Nasıl sessiz kalabilirim


"Bayrak inecek bunların hepsi seyredecek" diyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi bugün grup toplantısında celallenmiş 'vay efendim bayrak nasıl inermiş, asker hesabını verecekmiş.' Ben söyleyeyim, o bayrağı orada sen indirdin, sen" ifadesini kullandı. 


Kılıçdaroğlu, "Bir bayrağın indirilmesine ben nasıl sessiz kalabilirim, bu ülkede bir bayrağın indirilmesine biz nasıl sessiz kalabiliriz, bu ülke nasıl sessiz kalabilir. O bayrağı dalgalandırmak için yüzbinlerce şehit verdik. Bayrak geçerken hepimiz ayağa kalkarız. Bayrak bizim kutsalımızdır, sadece bizim değil, her ülkenin bayrağı kutsaldır" dedi. 


Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmir'e gittiğinde Yunan bayrağını ayağının altına serenlere, "Bu Yunan halkının onurudur, buna basılmaz kaldırın" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


"Ne olursa olsun, bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; bu değil miydi daha düne kadar 'her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen, milliyetçilik nedir biliyor musunuz? Bayrak sevgisidir milliyetçilik, milliyetçilik vatan sevgisidir. Boşuna şair dememiş 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Sağa sola kıvırmasın. Sadece olay bununla sınırlı değil, Esendere Sınır Karakolu'nda da gümrüğünde de bayrak indirildi. Bir televizyon programında bunu açıkladım, çünkü elimde tutanak vardı, bayrak indirilmişti, pek çok yere de haber verilmişti. 7-8 memur bayrağın indirildiğini tutanağa bağlamıştı. Açıkladıktan sonra o memurları Ankara'ya getirdiler, eski tarihli bir tutanak tutup, 'bayrak indirilmemiş, aşırı rüzgardan bayrak düşmüş.' Biz bunların ayrıntılarını biliyoruz. Bunların bayrağa falan saygısı yok, bayrağa saygısı olan zaten öyle konuşmaz."


"TÜBİTAK'a hayvanat bahçesinden bir müdür atandı"


TÜBİTAK'ın Türkiye'nin en saygın kurumlarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kuruma hayvanat bahçesinden bir müdür atandığını savundu.


Kılıçdaroğlu, "Onların öncülüğünde bir rapor hazırlandı. 17 Aralık'tan sonra Erdoğan'ın çocuklarıyla yaptığı konuşma hece hece montajlanmış. Böyle bir teknoloji daha dünyada yok. Yok ama kim bulduysa güzel bulmuş. Kendisini aklamaya çalışıyor, çocuklarıyla yaptığı konuşmanın gerçek olmadığını söylüyor. 'Montajdır, düzmecedir' diyor. Ne derse desin, ben bu ülkenin vicdanına seslenmeye devam edeceğim. Her türlü eleştiriyi bana yapabilirsiniz ama kimse bana 'sen kul hakkın yedin' diyemez" değerlendirmesini yaptı.


Salman, kaktüs dağıttı


 Öte yandan grup toplantısı öncesi Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman tarafından getirtildiği belirtilen kaktüsler salondaki masalara bırakıldı. 


Gazetecilerin soruları üzerine bilgi veren Salman, kaktüs bitkisinin insandaki gerginliği aldığını söyledi. 


Salman, "Seçim ortamı biraz gergin geçti, kaktüste stresi, gerginliği ve radyasyonu alıyor. O yüzden. Yalova'da hem Mustafa Kemal Atatürk'ün kenti, hem de bir çiçek kenti. Çok da emekleri geçti bizim Genel Başkanımız başta olmak üzere, parti yöneticilerimiz, milletvekillerimiz... Bu günkü grup toplantısını fırsat bilip, çiçeği burnunda belediye başkanı olarak çiçek getirdik" dedi. 


"CHP'nin gerginliğini mi?" denmesi üzerine ise Salman, "Hayır, seçim ortamının. Yalova'da ikinci seçimler biraz sert geçti. Özellikle seçim günü çok dışarıdan gelen vardı. Bazı atraksiyonlar yaşandı. Bunu yapanlar dışarıdan gelenlerdi. Bu sadece kendi partim için değil, bütün Türkiye'nin stresini alsın diye" açıklamasını yaptı. 


Salman, başka bir soru üzerine AK Parti Yalova teşkilatına da kaktüslerden gönderdiğini kaydetti. 


(AA)