Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, YAŞ’taki yeni oturma düzeniyle ilgili, “Olması gereken görüntü. Bir köyde iki muhtar olmaz” dedi.

Arınç, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü’nden emekliliğini isteyen Hilmi Bengi ile yeni Genel Müdür Kemal Öztürk’ün devir teslim töreninde, tartışmaları hayretle karşıladığını belirterek, şunları söyledi:

“YAŞ’ın başkanı Sayın Başbakan’dır, kanunda böyle yazıyor. ‘İyi ama bugüne kadar yanında Genelkurmay Başkanı da olurdu.’ Doğru olan, başkanın tek başına başkanlık etmesidir. Mesela Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına ben katılıyorum. Teamüle bakarsanız, Anayasa’da da öyle yazıyor, Milli Güvenlik Kurulu Başkanı sayın Cumhurbaşkanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı toplantıda otururken yanında bir başkası bulunuyor mu? Mesela Sayın Başbakan ‘Ben de yanınızda durayım diyor mu’ veya böyle bir görüntüye hiçbiriniz rastladı mı? Bugüne kadar şu veya bu sebeple belki yanlış bir görüntü vardı, bugün bu görüntü olması gereken bir yerde kendisini gösteriyor. Bizim Anadolu’da bir tabir var, ‘Bir köyde iki muhtar olmaz’ derler. Kanun kime başkanlık yetkisini ve imkanlarını vermişse toplantıya o başkanlık eder. Ben de şahsen bu toplantının başkanı olsam yanımda bir başkasının bulunmasını hoş karşılamam. Siz herhalde bu konuda daha hazımlısınız. Şu anda Türkiye’de Yüksek Askeri Şûra toplantısına kanun gereği başkanlık eden Sayın Başbakanımızın böyle bir toplantı düzeninde bulunmasını çok olağan, çok normal, çok doğru, çok haklı karşılamanız lazım.

Balans ayarı sandıkla olur

(Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının ayrılması) Emekliliklerini talep etmişlerdir. Bunu saygıyla karşılamak gerekir. Bu da demokrasinin bir erdemidir. Kendileri de olgun davranmışlardır, Türkiye de bu olgunluğu takdirle karşılamıştır.

(27 Nisan bildirisi) Sivil hükümetlere karşı, TBMM’nin görevine karşı, ‘Sen bunu yapma’ şeklinde, ‘Yapamazsın’ şeklinde bir anlayışın adına muhtıra deyin, bildiri deyin, yazı deyin, gece yarısı düşüncesi deyin ne derseniz deyin yanlış olduğu ortadadır. Halk bu yanlışı da ortaya koymuştur. 2002’de, balans ayarı tankları Sincan’da dolaştırmakla olmaz, demokrasilerde balans ayarı seçimde ve sandıkta olur. Bu, Türkiye’de bir kırılma noktasıydı. Bu kırılma noktasında hükümet başarılı oldu. Ertesi gün cevabını verdi ve halkın oylarıyla da bu cevabı kesinleştirdi. Şimdi böyle bir yanlışlığın filan yerde falan sitede bulunması elbette o yanlışlık kadar büyüktür. Kavga edecek halimiz yok ama onu oradan kaldırırsanız o yanlışlığa son vermiş olursunuz. Bunun kararını ilgililer mutlaka verecektir.

(Terörle mücadelede polisin devreye girmesi) Asker, askeri görevini yerine getirecek, polis kendisine verilen görevleri daha etkin olarak kullanacak. Önemli olan terörle mücadelede sonuç almaktır. Yoksa güvenlik güçlerimizden askerimizin de büyük bir değeri var, polisimizin de büyük bir değeri var. Hükümete düşen görev, terörle mücadele etmektir.

Zulüm yapan dostumuz olamaz

Bülent Arınç, Suriye’deki gelişmelere ilişkin soruları yanıtlarken şunları söyledi: “Suriye’deki yönetime ‘Bu reformları bir an önce hayata geçirmezseniz çökeceksiniz, gideceksiniz, hiç ummadığımız acı olaylar yaşanacak, aklınızı başınıza alın’ denilmiştir. Ama bu gün geldiğimiz olaylar bu telkinlerden ders çıkarılmadığını gösteriyor. Bu hükümetin kararı değildir, bunu Bülent Arınç olarak söylüyorum: Şu anda Hama’da ve diğer kentlerde yaşanan olaylar tam bir zulümdür. Bu zulme gönlümüz razı değildir. Bu zulmü kim yaparsa yapsın o bizim dostumuz olamaz. Biz barış ve huzur içinde bir Suriye’yi arzu ediyoruz. O yüzden devletin başındaki Esad’dan bu zulümleri bizzat işleyenlere kadar hepsine, bir Ramazan gününde, Türkiye’den bir ses olarak şunu söyleyeyim: Siz zulmediyorsunuz, zalimleri Allah da kul da sevmez. Yanlıştan vazgeçin, sonra bunun altında kalırsınız.” (Hürriyet)