Türk müziği camiasının kutsal isimlerinden, efsanevi usta Süheyla Altmışdört, 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sanat yaşamında hem sahnenin ihtişamını hem de akademinin ciddiyetini bir araya getiren Altmışdört, ardında silinmez bir miras bıraktı.

MÜZİK CAMİASI DERİN BİR ÜZÜNTÜ YAŞIYOR

Türk müziğinin yetiştirdiği en kıymetli şahsiyetlerden, hem eğitimci kimliğiyle hem de icracı sanatçı vasfıyla tanınan Süheyla Altmışdört’ün vefatı, 99 yaşında gerçekleşti. Bu kayıp, sanat dünyasında büyük bir hüzün dalgası yarattı.

Karadeniz’in incisi Trabzon’dan başlayan ve kültür başkenti İstanbul’da sanatsal doruklara ulaşan Altmışdört’ün müzikal serüveni, yüzlerce yetenekli öğrencinin yetişmesine zemin hazırladı. Yaşamını müziğe adayan ve unutulmaz bir etki oluşturan Altmışdört’ün hayat hikayesi, sanatseverler tarafından büyük bir merakla inceleniyor.

SÜHEYLA ALTMİŞDÖRT’ÜN BİLİNMEYENLERLE DOLU HAYATI KİMDİR?

Süheyla Altmışdört, 1926 senesinde Trabzon’da dünyaya geldi. Henüz çocukluk çağlarında müziğe karşı yoğun bir tutku besledi. 1948’de İstanbul’a göç ederek, dönemin en prestijli eğitim kurumlarından İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda sanat eğitimine başladı.

Eğitim sürecinde, Türk müziğinin zirve isimleri olan Fulya Akaydın, Şefik Gürmeriç, Münir Nurettin Selçuk ve Mesud Cemil gibi sanat devleriyle birlikte çalışma ayrıcalığını yakaladı.

Eğitimini üstün başarıyla tamamladıktan hemen sonra, aynı konservatuvarda eğitmen kadrosunda yer aldı. Müzik bilgisini ve sanat aşkını gelecek nesillere aktarmayı bir yasam ilkesi haline getiren Altmışdört, meslek hayatı boyunca sayısız yıldız yeteneği keşfedip parlattı. Yetiştirdiği öğrenciler arasında, Türk sanat müziğinin çok önemli figürlerinden Bülent Ersoy, Coşkun Sabah ve Onur Akay gibi isimler bulunuyor.

Sahne hakimiyeti, koro idaresindeki başarısı ve akademisyen kimliğiyle öne çıkan Altmışdört, Türk müziğinin hem teorik geleneğinde hem de uygulama platformunda eşsiz bir konum edindi.

BİR ASRA YAKLAŞAN SANAT DOLU ÖMÜR

Süheyla Altmışdört, yaklaşık yüz yıla ulaşan yaşamını müzikle iç içe geçirdi. Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği alanlarındaki derin çalışmalarıyla hem öğretici hem de birinci sınıf icracı olarak rol model gösterildi.

1963 yılında İstanbul Üniversitesi Klasik Türk Müziği Korosu’nun şeflik görevini üstlendi ve bu onurlu pozisyonu tam 42 yıl boyunca titizlikle sürdürdü. Koro yönetimindeki disiplinli yaklaşımı ve sanatsal hassasiyetiyle tanınan Altmışdört, müzik eğitimine olan sarsılmaz bağlılığını hiçbir zaman yitirmedi.

Bursa'da okullar tatil mi 4 Kaısm 2025 Salı?
Bursa'da okullar tatil mi 4 Kaısm 2025 Salı?
İçeriği Görüntüle

SÜHEYLA ALTMİŞDÖRT’ÜN KÖKENLERİ NERELİDİR?

Süheyla Altmışdört, kadim Karadeniz kültürünün önemli bir parçası olan Trabzonlu bir sanatçıdır. Trabzon’un melodik zenginliği ve folklorik çeşitliliği, Altmışdört’ün müzik algısının ve sanatsal temelinin oluşmasında belirleyici oldu.

İstanbul’da aldığı konservatuvar eğitimiyle bu yerel mirası, klasik müzik formlarıyla ustaca birleştirdi. Bu sanatsal sentez, hem dinleyicileri büyüleyen sahne performanslarında hem de öğrencilerine aktardığı ders içeriklerinde kendini açıkça gösterdi. Altmışdört, yöresel köklerinden kopmadan evrensel müzik değerlerine ulaşmayı başaran nadir sanat üstatları arasında haklı yerini aldı.

VEFAT SEBEBİ VE ARDINDAN BIRAKTIKLARI NELERDİR?

Usta sanatçı Süheyla Altmışdört’ün vefatının kesin sebebi hakkında resmi bir duyuru yapılmadı. Ancak, 99 yıllık ileri yaşını göz önüne aldığımızda, doğal nedenlerin etkili olduğu güçlü bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

Müzik dünyası, onun ebedi yolculuğuyla birlikte büyük bir boşluğun içine düştü. Yetiştirdiği değerli öğrenciler, kurduğu saygın korolar ve yer aldığı sayısız sanat organizasyonuyla Türk müziğinde kalıcı bir iz bıraktı. Süheyla Altmışdört, hem eğitimci dehasıyla hem de sanatçı ruhunun derinliğiyle Türk müziğinin tarihine ismini altın harflerle yazdırdı.

SÜHEYLA ALTMİŞDÖRT’ÜN YARATTIĞI MİRAS YAŞAMAYA DEVAM EDECEK

Türk müziğinin gelişmesinde ve yayılmasında anahtar bir rol üstlenen Süheyla Altmışdört, sadece seslendirdiği eserlerle değil, aynı zamanda sanat hayatına kazandırdığı öğrencilerle de minnetle hatırlanacak. Koro çalışmaları, sahne faaliyetleri ve konservatuvardaki dersleriyle çok sayıda müzisyene ilham kaynağı oldu. Onun benzersiz müzik perspektifi, geleceğin sanatçılarına yol göstermeye devam edecek.