Gazeteci Mehmet Y. Yılmaz, Yunanistan ziyaretinde karşılaştığı et fiyatları karşısında hayrete düştü. Kur farkına rağmen Türkiye'deki benzer ürünlerden çok daha uygun olan fiyatlar, akıllara "450 liraya bonfile 23 kilometre ileride" sloganını getirdi. Bu durum, Türkiye'deki gelir adaletsizliği ve ekonomik gerçekler üzerine yeni bir tartışma başlattı.
ROMA ZİYARETİ TARTIŞMASI: GAZETECİ AHMET HAKAN'IN "BİTMİŞ ROMA" YORUMU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Nisan'da İtalya'ya gerçekleştirdiği günübirlik ziyaret, beraberindeki gazeteci Ahmet Hakan'ın Roma hakkındaki yorumlarıyla gündeme geldi. Hakan, "Püfür püfür esmiyor, bunaltıyor falan. Pizza / Makarna / Espresso. Başka bir numara yok. Roma bitmiş abi. Bir daha da gitmem Roma’ya" diyerek başkenti eleştirdi. Bu yorumlar, Türkiye'deki gelir dağılımı eşitsizliğini sıkça dile getiren Mehmet Yakup Yılmaz tarafından, vatandaşın sorunlarından bihaber "dış Türk" benzetmesiyle eleştirildi.
KASAPTAKİ FİYATLAR GÖZLERİNE İNANAMADI
Sosyal medyada sıkça paylaşılan, kafe ve restoranların doluluğunu ekonominin iyiliğine kanıt sayan vatandaşların algısı, Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle örtüşmüyor. Mehmet Yakup Yılmaz, bu yanılgıyı belli semtlerdeki dolu mekanların aslında toplam harcamada yemek payının artmasından, eğlence harcamasının azalmasından kaynaklandığını açıkladı. Geçtiğimiz mart ayında kredi ve banka kartlarıyla yapılan yeme-içme harcaması adedi 200 milyon ile en düşük seviyeye gerilerken, işlem başına harcanan tutar 435 liraya yükseldi. Bu rekor tutar, Yılmaz'a göre "lokanta enflasyonunun" bir sonucu.
Yılmaz, Yunanistan'ın Kos Adası'ndaki bir kasapta gördüğü et fiyatları ile Türkiye'deki fiyatlar arasında üçte birlik bir fark olduğunu ortaya koydu. Kur farkına rağmen Yunan adasındaki uygun fiyatlar, pek çok kişiyi şaşırttı.
450 LİRAYA BONFİLE 23 KİLOMETRE İLERDE
Türkiye'deki gelir adaletsizliğini "Ülkenin yarısının bir eli yağda bir eli balda, diğer yarısı kuru ekmeğe muhtaç" sözleriyle açıklayan Yılmaz, iyi restoranlara gidebilenlerin bile kişi başına düşen yüksek harcamalardan şikayetçi olduğunu belirtti.
Geçen ay Kos Adası'nda girdiği bir kasapta 1 kilo bonfilenin TL karşılığı 450 liraya satıldığını söyleyen Yılmaz, "Bizde ise kasap fiyatı 1500 lira. Maliyet böyleyken, 150 gramlık 1 porsiyon bonfileyi restoranda kaça verebilirsiniz?" diye sordu. Bodrum'a sadece 23 kilometre uzaklıktaki turistik Kos Adası'nda, kur farkına rağmen bonfilenin Türkiye'deki fiyatın üçte biri olan 450 liraya düşmesi, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
"BİTMEMİŞ ROMA'YA' NE ZAMAN GİTMİŞTİ Kİ?"
Mehmet Yakup Yılmaz, yurt dışında yaşayan ve Türkiye'ye geldiğinde "memleketin halini gördüğü için çok mutlu olma sendromu" yaşayan, ülkedeki gelir adaletsizliğini görmezden gelen "dış Türk" arkadaşlarından birinin durumunu anlattı. "Her yer tıklım tıklım, insanlar eğleniyor, demek ki işler yolunda" diyerek mutlu olan arkadaşına Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik gerçeklerini şu sözlerle aktardığını yazdı: "Türkiye’de 80 milyon kişi yaşıyor. Bu nüfusun 16 milyon kişisi milli gelirin yarısını alıyor ki bu kadar zengin Danimarka’da yok! O lokantaları, barları bu kitle dolduruyor. Zorlu’daki lüks mağazalarda kuyrukta beklemesinin nedeni de bu kişiler. Otomobilin lüksünü de bunlar alıyor. Ve bu kalabalık nüfusun harcamaları deyim yerindeyse memleket ekonomisinin bir bölümünü ayakta tutuyor."
Arkadaşının tavrını, potansiyel bir "gizli AKP'li" olarak değerlendiren Yılmaz, Ahmet Hakan'ı da benzer bir bakış açısına sahip olmakla eleştirdi:
"Durumları turist olarak gittikleri Roma’da iki gün geçirdikten sonra İtalyan günlük yaşamı ve kültürü üzerine her türlü bilgiye vakıf olduklarını zanneden insanlara benziyor.
Laf aramızda böyle bir 'turist tipi' -ki kendisi eskinin büyük gazetelerinden birinin logosunu kullanan gazeteyi yönetiyor- geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Roma’ya gittikten sonra şunu yazmıştı:
'Pizza/Makarna/Espresso. Başka bir numara yok... Roma bitmiş abi. Bir daha da gitmem Roma’ya.'
'Bitmemiş Roma’ya' ne zaman gitmişti ki Roma’nın bittiğine karar verebilmiş, bu da ayrı bir mesele."
Bu haber, Türkiye'deki ekonomik koşulları, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve bazı medya figürlerinin bu konulardaki tutumunu bir kez daha tartışmaya açtı. Sizce bu tür karşılaştırmalar ve eleştiriler Türkiye'nin ekonomik gerçekliğini ne kadar yansıtıyor?
