İstanbul'un tarihi dokusuyla ünlü Kapalıçarşı'sı, son ayların en büyük skandallarından birine ev sahipliği yaptı. Kaçak pırlanta ve değerli taş ticaretiyle suçlanan bir operasyon, sektörün en tanınmış isimlerinden Atilla Anlı'yı merkeze aldı. 1 milyar 250 milyon lira değerinde ziynet eşyası ve pırlantanın ele geçirildiği bu baskın, sadece finansal boyutuyla değil, Anlı'nın "temizlik" talimatıyla mal kaçırma girişimiyle de kamuoyunu şoke etti. Peki, bu olay neden bu kadar yankı buldu? Atilla Anlı kimdir, aslen nerelidir ve kaçakçılık ağına nasıl bulaştı? Haber sitemiz, detaylara inerek olayın perde arkasını aydınlatıyor.

ATİLLA ANLI KİMDİR?

Atilla Anlı, Türkiye mücevherat sektörünün duayenlerinden biri olarak tanınıyor. 1980'li yılların başında, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın izniyle Türkiye'ye ilk resmi pırlanta ithalatını gerçekleştiren isim olarak sektörde efsaneleşti. 1984'te bu tarihi adımı atarak, ülkeye pırlanta ticaretinin kapılarını araladı ve yıllarca elmas alım-satımında öncü rol oynadı. Kariyerinin zirvesinde, 2003 yılında Kapalıçarşı'da "Atilla Karat" adlı lüks mücevher firmasını kurdu. Firma, kısa sürede Nuruosmaniye ve Zorlu Center gibi prestijli lokasyonlarda şubeler açarak büyüdü. Anlı, sadece tüccar değil, aynı zamanda tasarımcı ve yatırımcı olarak da biliniyor; kızı, Londra'da mücevher tasarımı eğitimi alarak Only One By Atilla Karat markasının başına geçti.

Feride Hilal Akın kimdir? Dizi ve müzik kariyeri
Feride Hilal Akın kimdir? Dizi ve müzik kariyeri
İçeriği Görüntüle

Uzun yıllardır sektörde "seçkin müşterilere özel" bir marka yaratan Anlı, pırlanta ticaretinin inceliklerini medyada sıkça paylaşan bir figürdü. Beyaz ve yuvarlak kesim pırlantaların yatırım değeri taşıdığını savunan açıklamalarıyla, sıradan tüketicilerden elit kesime kadar geniş bir kitleye hitap ediyordu. Ancak, Ağustos 2025'teki operasyonla bu parlak kariyer gölgelendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla düzenlenen baskında, Anlı ve ortağı Deniz Anlı dahil 43 şüpheli gözaltına alındı. Ele geçirilen mallar arasında 1.359 karat pırlanta, 286 gram ziynet eşyası, 18 tarihi sikke ve dijital materyaller yer alıyordu. Anlı'nın "Karat Diamond" firması, operasyonun odak noktalarından biriydi ve kendisi de tutuklanan 30 isim arasında.

Anlı'nın ifadesinde, "50 kişiye iş sağlayan bir firma sahibiyim, tüm faturalarımızı getirebilirim" diyerek kendini savunması, olayın dramatik yanını ortaya koydu. Dijital incelemeler hâlâ sürüyor ve bu, Anlı'nın sektördeki itibarını kalıcı olarak sarsabilir.

ATİLLA ANLI ASLEN NERELİ?

Atilla Anlı'nın kökleri, Türkiye'nin Güneydoğu'suna uzanıyor. Aslen Mardinli olan Anlı, çocukluğunda ailesiyle birlikte bu şehirden İstanbul'a göç etti. Mardin'in zengin kültürel mozaiğinde büyüyen Anlı, zorlu bir çocukluk geçirdiğini sosyal medya paylaşımlarında "Rabbime şükürler olsun, herkese nasip olmaz" diye özetlemişti. İstanbul'a geldikten sonra kuyumculuk sektörüne adım attı ve Kapalıçarşı'nın labirentlerinde kendini kanıtladı.

Mardin kökeni, Anlı'nın ticari zekâsını şekillendiren unsurlardan biri olarak görülüyor. Bölgenin geleneksel el sanatları ve ticaret geleneği, onun pırlanta ithalatındaki vizyoner yaklaşımını etkilemiş olabilir. Bugün 60'lı yaşlarının ortasında olan Anlı, ailesiyle birlikte İstanbul'un elit semtlerinde yaşıyordu; ancak operasyon sonrası hayatı altüst oldu.

ATİLLA ANLI NEREYE KAÇTI?

Operasyonun en çarpıcı detayı, Anlı'nın baskın haberini alır almaz devreye soktuğu "mal kaçırma" planı. 26 Ağustos sabahı, telefon kayıtlarında "Ne varsa toplayın, çatıya çıkarın" ve "Çarşı çok karışık" talimatları net bir şekilde yer alıyor. Güvenlik kamerası görüntüleri, Anlı'nın ortağı Deniz Anlı ve çalışanlarının pırlantaları koli-torbalara doldurarak dükkândan çıkardığını gösteriyor. Kaçırılan mallar, önce Kapalıçarşı'daki depolara, ardından Zorlu AVM otoparkındaki stoğa taşındı. Anlı, rezidans dairesine geçerek değerli taşları bavullara doldurdu; şoförleri Tarık Doruk ve Cafer Musa Karahan valizleri araçlara yüklerken, Enes Çetinkaya motosikletle dolu bavulları taşıdı.

Peki, bu "kaçış" nereye? Operasyon ekipleri, Anlı'nın kaçmaya çalıştığı rotayı kısmen deşifre etti: Zorlu Center'dan çıkarılan 9 valiz dolusu mal, Dubai üzerinden yurtdışına kaçırılmaya çalışılıyordu. Soruşturma, Hindistan ve Hong Kong'dan Dubai'ye oradan Türkiye'ye uzanan bir kaçakçılık zincirini ortaya çıkardı. Anlı'nın ağı, Kapalıçarşı'daki 23 işyeriyle sınırlı kalmıyor; uluslararası bağlantılarıyla (özellikle Dubai) malı yurtdışına yönlendirdiği iddia ediliyor. Tutuklandıktan sonra, Anlı'nın "temizlik" operasyonu yarım kaldı ve polis, kaçırılmak üzere olan 1 milyar liralık stoğu yakaladı. Kaçışın tam hedefi hâlâ gizemini koruyor, ancak dijital delillerin incelenmesiyle yeni rotalar aydınlatılabilir.

Neden Bu Kadar Gündem Oldu?

Atilla Anlı olayı, sadece bir kaçakçılık skandalı değil; Türkiye'nin mücevherat sektöründeki "kara delik"leri simgeliyor. Kapalıçarşı gibi tarihi bir mekânda, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama iddialarıyla yüzleşmek, kamu vicdanını yaraladı. Anlı gibi bir "ilk" figürün –ki pırlantayı Türkiye'ye getiren adam– bu ağın parçası çıkması, şok etkisi yarattı. Operasyon, Liza Gold, Alis Pırlanta gibi markaları da kapsıyor; toplamda 1.7 milyar TL'lik mal varlığı, ekonomiye büyük bir darbe. Üstelik, tarihi eserler ve silahların da ele geçirilmesi, olayı organize suç boyutuna taşıdı.Sosyal medyada "Pırlanta devleri nasıl çöktü?" tartışmaları sürerken, sektörde panik hâkim. Anlı'nın hikâyesi, rags-to-riches (fakirlikten zenginliğe) bir başarı öyküsünden, düşüşe geçişin trajik bir örneği. Dijital incelemeler tamamlandığında, daha büyük bağlantılar ortaya çıkabilir. Bu skandal, Kapalıçarşı'nın parıltılı vitrinlerinin ardındaki karanlığı aydınlattı ve pırlanta ticaretinin yeniden düzenlenmesini gündeme getirdi.