Trabzon’un Ortahisar ilçesinde 1929 yılında dünyaya gelen Halil İbrahim Demirkanlı, çocukluk yıllarında geçirdiği tifo, sıtma ve raşitizm gibi hastalıklar nedeniyle zorlu günler geçirdi.
Yaşıtları sokaklarda neşeyle oynarken, Demirkanlı hastalığı yüzünden iki kez ölü sanılarak morga kaldırıldı. Her defasında yeniden hayata dönen Demirkanlı, yürüme yeteneğini kaybetmişti ve ailesi tarafından bebek gibi taşındı.
PATRON HALİL İKİ KEZ ÖLDÜ SANILIP MORGA KALDIRILDI!
Zorlu hastalık sürecinin ardından Trabzon'da görev yapan tek çocuk doktoru tarafından muayene edilen Demirkanlı, yapılan tedaviyle sağlık buldu. Bu dönemde sporla tanışan Demirkanlı, okul çıkışlarında ve fırsat bulduğu her an spor yaparak koşu yarışlarına katıldı. 10 bin metre yarışlarına kadar yükseldi ve birçok madalya kazandı.
10 BİN METRE YARIŞLARA KADAR ÇIKTI
Rakiplerine büyük bir fark atan Demirkanlı’nın hırsı antrenörlerin dikkatini çekti. Bin 500 metre ile başladığı atletizm yolculuğunda, 10 bin metre yarışlarına kadar yükseldi ve sayısız madalya kazandı. Trabzon’un önde gelen atleti haline gelen Demirkanlı, farklı illerde katıldığı yarışmalarda da başarılar elde etti. Bir dönem İdmangücü takımının lisanslı sporcusu olarak yarışan Demirkanlı, 30 yaşına kadar atletizm yarışlarına devam etti.
TRABZON'UN TANINMIŞ ATLETİ OLARAK TARİHE GEÇTİ
Trabzon'un en tanınmış atletlerinden biri olarak tarihe geçen Demirkanlı, Trabzon PTT Merkez Müdürü olduktan sonra düzenlenen ‘Postacı Yürüyüş Şampiyonası’na katıldı. Yaş grubunda Türkiye birincisi olarak dikkat çeken Demirkanlı, bir süre sonra atletizmi bıraktı.
MADALYALARINI KOMŞULARINA DİŞ YAPTIRMASI İÇİN VERDİ
Emekli olduktan sonra çeşitli şirketlerde genel koordinatörlük görevlerinde bulunan Demirkanlı, kendini yüzmeye adadı. 98 yaşında bile her sabah denize giren Demirkanlı, sağlığını spor ve düzenli beslenmeye borçlu olduğunu belirtti. Bir dönem kazandığı madalyaları komşularına hediye ederek onların diş dolgusu yaptırmasını sağladı.
“ÖNCE ÖLDÜM, SONRA CANLANDIM”
Hastalık dönemlerinde yaşadıklarını şu şekilde anlatan Demirkanlı:
"Çocukken birçok hastalıkla mücadele ettim; raşitizm, sıtma ve tifo. Annem, babamın ölümünden sonra yalnızdı. Bir komşu bana umut verdi ve doktor önerisinde bulundu. Doktor, sıtmayı tedavi etti ve sonrasında okula gitmeye başladım. Ancak okula giderken bile duvarları tutarak ilerliyordum. 11 yaşında güçlü bir vücuda sahip oldum ve bir fotoğrafçı da fotoğrafımı dükkanına astı."
