Bir Alman bilim insanının, koronavirüsün ortaya nasıl çıktığına ilişkin yayınladığı 100 sayfalık makale gündeme bomba gibi düştü.

Hamburg Üniversitesi'nden fizikçi Dr.Roland Wiesendanger, pandeminin başladığı şehirde bulunan Wuhan Viroloji Enstitüsü'ndeki bir sızıntıya işaret eden kanıtları ortaya koyan 100 sayfalık bir makale yayınladı

Profesör, virüse konaklık yapacak hiçbir hayvan konağının bulunmadığı gerçeğinin, laboratuvarla ilgili güvenlik endişeleriyle birleşmesinin görüşünü doğruladığını söylüyor. Makalede, bu sızıntının ötesinde sarsıcı bir iddia göze çarpıyor.

Alman araştırmacı, virüsün, insan hücrelerini enfekte etmeye ve çoğalmaya iyi adapte olduğunu gösteren kanıtlara işaret ederek virüsün daha sonra insanlar tarafından, onu daha bulaşıcı ve potansiyel olarak daha ölümcül hale getirmek için tasarlanmış "işlev kazanımı" adı verilen araştırmaya uyarlandığını iddia ediyor.

Profesörün makalesi, Wuhan'da Kovid'in kökenini araştıran DSÖ bilim insanlarının virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin oldukça düşük olduğunu söylemesinden 10 gün sonra yayınlandı.

Dr Wiesendanger, Alman medyasına, virüsün Wuhan laboratuvarından çıktığına ilişkin bir laboratuvar sızıntısının en olası açıklama olduğunu gösteren pek çok "koşullu kanıt" olduğu konusunda ısrar etti.

Ancak diğerleri, bu savın bilim dışı olduğunu, kaynak olarak gazete haberlerine ve YouTube videolarına dayandığını ve onun bir virüs uzmanı olmadığına işaret ederek 'araştırmasını' eleştirdiler.

Alman ZDF gazetesine "Koronavirüsün laboratuvardan geldiğinde yüzde 99,9 eminim" diye konuşan Dr Wiesendanger'in ortaya koyduğu kanıtlar arasında, Çin'in kapsamlı araştırmaların yapıldığı konusundaki iddialarına rağmen, virüs için henüz doğal bir konak bulunamamış olması geliyor.

Kovid'in doğada bulunabilecek en yakın akrabası, 2012'de Mojiang'daki bir madende yaşayan yarasalarda bulunan ve araştırmacılar tarafından RaTG13 olarak etiketlenen bir koronavirüs türü.

Dr Wiesendanger, bu yarasaların Wuhan'dan yaklaşık 2 bin kilometre uzakta yaşadıklarına dikkat çekiyor. Bu da yarasaların virüsü şehre taşımalarının olası olmadığını gösteriyor.

DSÖ bilim insanları da ayrıca kendi raporlarında Wuhan vatandaşları ile yarasalar arasındaki temasın nadir olduğuna dikkat çekti.

Ancak DSÖ araştırmacıları, virüsün bu nedenle bulaşmadan önce insanlarla temas eden ikincil bir konağa atlaması gerektiği sonucuna varırken, Dr Wiesendanger farklı bir yoldan gidiyor.

Dr. Wiesendanger, Koronavirüsün Wuhan'a, araştırma için Wuhan kViroloji Enstitüsü'nde toplanan örnekler aracılığıyla gelmiş olmasının en mantıklı açıklama olduğunu savunuyor.

Alman araştırmacı, salgın başlamadan önce laboratuvarla ilgili ortaya çıkan güvenlik endişelerinin bir sızıntının mümkün olabileceğini gösterdiğini, ayrıca ilk vakalardan bazılarının enstitüde çalışan bilim insanları olduğunu iddia ettiğini söylüyor.

Dr Wiesendanger, makalesinin bilim camiasına yönelik olmadığını, özellikle de bazı bilim insanlarının ilgili riskler nedeniyle yasaklanması gerektiğine inandıkları 'işlev kazanımı' araştırması etrafında kamusal tartışmayı ateşlemeyi amaçladığını vurguladı..

Dr Wiesendanger'in vardığı sonuçlar, bir laboratuar sızıntısının salgın için "en mantıklı" açıklama olduğunu savunan bazı ABD'li yetkililerle örtüşüyor.

Ancak virüslerin hayvanlardan insanlara nasıl sıçradığı konusunda uzman olan Dr. Peter Embarek liderliğindeki DSÖ araştırmacıları aynı fikirde değil.

Sızıntı teorilerinin merkezindeki Wuhan Enstitüsü'nü ziyaret eden Dr. Embarek, virüsün sızmasının "son derece düşük olasılık" olduğunu söyledi ve bu teori üzerinde daha fazla çalışma yapılmaması çağrısında bulundu.

Bu duruştan, o zamandan beri, tüm teorilerin masada kalmasında ısrar eden DSÖ başkanı Dr. Tedros tarafından geri adım atıldı ancak laboratuvar sızıntılarını daha fazla incelemeyi önerip incelemeyeceği veya nasıl ilerlenmesi gerektiği ise hala belirsiz.

GİZEMLİ ABD LABORATUVARI 

Pekin yönetimi DSÖ ziyaretinden sonra art arda açıklamalar yaparak ABD ve Batı'yı adeta topa tutuyor. Salgının karanlık arka planına ilişkin CNN, Çin'in korkunç iddialarını sayfalarına taşıdı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) müfettişleri bu ay Wuhan'daki koronavirüsün kökenini inceleyen çalışmalarını tamamladığında, Çinli yetkililer DSÖ'nün bir sonraki adımda nereye bakması gerektiğini düşündükleri konusunda netti. Ülkenin propaganda organları, DSÖ soruşturmasının ardından haklı olduklarını iddia etti ve bulgularını sorgulayan Washington yönetimine ve Batı medyasına karşı atağa geçti.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Wenbin geçen hafta, "(Umuyoruz) Çin örneğini takip ederek, ABD tarafının kaynağı izleme konusunda olumlu, bilime dayalı ve işbirliğine dayalı bir şekilde hareket edeceğini (ve) bunun için DSÖ uzmanlarını davet edeceğini umuyoruz" dedi.

Çin Hastalık Kontrol Merkezi'nde baş epidemiyolog olan Zeng Guang ise bir adım daha atarak, ABD'nin artık virüsün izini sürmek için küresel çabaların "odak noktası" olması gerektiğini söyledi.

Çinli sağlık yetkilisi Zeng, Wuhan laboratuvarı hakkında değil, Maryland'deki bir ABD Ordusu biyomedikal araştırma laboratuvarı olan Fort Detrick hakkında tam da böyle bir hipotez geliştiriyordu.

Zeng, Şangay merkezli bir web sitesinde Fort Detrick ile ABD Ordusu Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüsü (USAMRIID) arasında bağlantı kuran bir röportajda "ABD'nin dünyanın her yerinde biyolojik laboratuvarları var" dedi.

"ABD'nin neden bu kadar çok laboratuvarı var? Bunun amacı nedir?" diyen Zeng, "Pek çok konuda ABD, diğer ülkelerin açık ve şeffaf olmasını şart koşuyor. Sonuçta, ABD'nin kendisinin çoğu zaman hiç de şeffaf olmadığı ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.

Dikkatler bu yılın başında Wuhan'a çevrilirken, bu komplonun dünyaya sunumu, resmi hükümet hesapları, sosyal medya influencerları ve devlet medyasının on milyonlarca çevrimiçi kullanıcıya yayan ağıyla yeniden ikiye katlandı.

CNN, Fort Detrick hakkında yayın yapan en popüler influencer hesaplarının birçoğuna ulaşamadı ve mesajı yaymak için kendilerine ödeme yapıldığına veya teşvik edildiğine dair kesin bir kanıt yok.

DFRLab-AP raporuna göre, Çin web sitesinde ortaya çıkan Fort Detrick ile ilgili komplolar daha sonra Facebook ve diğer platformlar aracılığıyla tüm dünyaya yayıldı ve Rusya ve İran'daki politikacılar tarafından da kullanılmaya başlandı.

Çin'deki koronavirüsün kökenini araştıran DSÖ ekibi, Aralık 2019'da Wuhan'da salgının daha önce düşünülenden çok daha yayılmış olduğuna dair işaretler keşfetti ve acilen şehirden yüz binlerce kan örneğine erişim aramaya başladılar.

Bu işaretlerin arasında, Wuhan'da Aralık ayında zaten bir düzineden fazla virüs türünün bulunduğunun ilk kez tespiti de var. Ekip ayrıca, Çinli yetkililerin enfekte olduğunu söylediği ilk hasta ile konuşma şansı buldu. 40'lı yaşlarında, seyahat geçmişi olmayan bir ofis çalışanı, 8 Aralık'ta enfekte olduğunu bildirdi.

İLK HASTA 

DSÖ ekibi lideri Dr. Peter Embarek, ekibin Çin'in bildiğini söylediği ilk Kovid-19 hastasıyla da görüşebildiğini söyledi. 40'lı yaşlarında bir Wuhan sakini olan adamın kimliği belirlenemedi ve yakın zamanda seyahat geçmişi yoktu.

Embarek, "Pazarlarla hiçbir bağlantısı yok" dedi. "Onunla da konuştuk. Çok - bir bakıma - sıkıcı ve normal bir hayatı var, dağlarda yürüyüş gibi şeyler yoktur hayatında. Özel bir şirkette ofis çalışanıydı" dedi.

DSÖ'nün uzun zamandır beklenen Çin gezisi hakkında toplanan daha ayrıntılı verilerin yavaş ortaya çıkması, hastalığın kökenini araştıran diğer bilim insanlarının Aralık ortasındaki ilk resmi ortaya çıkışından çok önce Çin'de yayılmış olabileceği endişelerini artırabilir.

Wuhan'dan İsviçre'ye yeni dönen Embarek, CNN'e şunları söyledi: "Virüs Wuhan'da Aralık ayında yaygın olarak dolaşıyordu ki bu yeni bir bulgu."

DSÖ gıda güvenliği uzmanı, ekibe Çinli bilim insanları tarafından Aralık 2019'da Wuhan ve çevresinde 174 koronavirüs vakası gösterildiğini ekledi. Bu 174 kişiden 100'ünün laboratuvar testleriyle, 74'ünün de hastanın klinik teşhisi ile doğrulandığını belirtti.

Embarek, Çinli bilim insanları tarafından ekibe, Ekim ve Kasım 2019'da Covid benzeri semptomları olan ve ağır hasta olan 92 şüpheli Kovid-19 vakasının analizlerinin verildiğini söyledi.

DSÖ ekibi, bu 92 kişinin bu yıl Ocak ayında antikorlar için test edilmesini istedi. Embarek, bunlardan 67'sinin test edilmeyi kabul ettiğini ve hepsinin olumsuz olduğunu söyledi ve eski Kovid-19 hastalarında antikorların bir yıl sonra bile kalmaya devam edip etmediği belirsizliğini koruduğundan, daha fazla teste ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi