İnsan hakları avukatı Ebru Timtik, adil yargılanma hakkı için çıktığı yolda, yaşamını ortaya koyarak direndi. Açlık grevini ölüm orucuna dönüştürerek sürdürdüğü 238 günlük süreç, 27 Ağustos 2020’de son buldu. Ardında ise hem hukuk camiasında hem de toplumda büyük bir yankı bıraktı.
EBRU TİMTİK KİMDİR?
Ebru Timtik, meslek hayatını özellikle hak ihlallerine karşı yürüttüğü davalarla şekillendirdi. Uzun yıllar boyunca mağdur bireylerin ve ailelerin sesi oldu. Hukuki mücadelelerinde toplumsal olaylarda mağdur edilenlerin savunmasını üstlendi. Çalıştığı ofis ve çevresi itibarıyla çoğunlukla muhalif çizgide yer alan davalara odaklandı.
2017 yılında, bazı suçlamalar gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Yargılandığı dava sonucunda, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 13 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Aynı dosyada yargılanan diğer avukatlarla birlikte uzun süre kamuoyunun gündeminde kaldı.
AÇLIK GREVİNE NEDEN BAŞLADI?
Ebru Timtik, yaşadığı hukuki sürecin adil olmadığını savunarak, 2020 yılının başında açlık grevine başladı. Talebi sadece kendisi için değil; tüm yurttaşlar için bağımsız ve tarafsız yargı sisteminin işlerliğini sağlamaktı. Mücadelesine meslektaşı Aytaç Ünsal da katıldı. 5 Nisan 2020 tarihinde her iki avukat da grevlerini “ölüm orucu”na çevirdiklerini açıkladı.
Timtik’in vurguladığı ana mesele; yargının siyasi etki altında karar verdiği, delillerin tartışılmadığı ve savunma hakkının tam anlamıyla kullanılmadığı yönündeydi. Açlık grevinin ilerleyen günlerinde sağlık durumu hızla bozuldu ancak talepleri karşılanmadı.
TEDAVİ BASKISINA RAĞMEN DİRENDİ
Haziran ayında farklı hastanelere sevk edilen Ebru Timtik’e, orucunu sonlandırması için baskılar yapıldı. Ancak o, kararından dönmedi. Yaklaşık sekiz ay süren direnişin ardından, yalnızca 30 kiloya düşen bedeni yaşamı daha fazla taşıyamadı. 238. gününde, hayatını kaybetti.
Ölümü, Türkiye'deki yargı sistemi, insan hakları ihlalleri ve adaletin bağımsızlığı üzerine yürütülen tartışmaları yeniden alevlendirdi. Pek çok hukukçu, avukat, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş, Timtik’in ölümünü bir “hukuk yarası” olarak yorumladı.
YAS TUTULAN DEĞİL, HATIRLANAN BİR MÜCADELE
Ebru Timtik, 2020 yılında aynı taleple yaşamını yitiren Helin Bölek, Mustafa Koçak ve İbrahim Gökçek’in ardından ölüm orucunda hayatını kaybeden dördüncü isim oldu. Ancak onun adı, yalnızca bir kayıp olarak değil, adalet mücadelesinin sembolü olarak hafızalara kazındı.
Timtik’in ardından dile getirilen talepler hâlâ güncelliğini koruyor: Bağımsız ve tarafsız bir yargı, adil yargılanma hakkı ve savunmanın özgürce yapılabildiği bir hukuk düzeni.