Konya Meram Devlet Hastanesi’nde görevli göz doktoru Hasan Hüseyin Uysal, bir kadın hastasını kıyafeti nedeniyle muayene etmeyi reddedince, sosyal medya ve medya gündemi bir anda gündemine aldı. Olay, sağlık etiği ve hasta hakları noktasında geniş tartışmalar başlattı.
HASAN HÜSEYİN UYSAL KİMDİR?
1960 yılında Konya’da doğan Hasan Hüseyin Uysal, eğitimine önce ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünde başladı. Dönemin koşulları içinde üçüncü sınıftayken bu bölümden ayrıldı ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçerek hekimlik eğitimini tamamladı.
Tıp kariyerine göz doktoru olarak başlayan Uysal, Konya’daki farklı sağlık kurumlarında uzun süre hizmet verdi. Hatta Konya Numune Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı yaptı ve İHH Konya Şubesi Başkanlığı görevini sürdürdü. Ancak 2018’de sosyal medyada çocuk yaşta evlilikleri savunan paylaşımları nedeniyle eleştirilere maruz kaldı ve soruşturma geçirdi. Yine de mesleğine devam etti; şu anda Meram Devlet Hastanesi’nde görev yapıyor.
OLAYIN DETAYLARI NEDİR?
26 Ağustos 2025 günü yaşanan olayda, bir kadın hasta Meram Devlet Hastanesi’nde Uysal’ın muayene odasına gitti. İddiaya göre doktor, hastanın kıyafetinin açık olduğunu ileri sürerek muayeneyi reddetti. Gerekçesini sözlü olarak "Kendini teşhir edenleri muayene etmiyorum" ifadesiyle dile getirdi. Hasta bu tutuma, "Beni böyle nitelendiremezsiniz" diyerek tepki gösterdi. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı ve sosyal medyanın gündemine taşındı.
İDARE NE YAPTI?
Olayın ardından Konya İl Sağlık Müdürlüğü, hastanın başka bir göz doktoru tarafından muayene edildiğini ve idari soruşturmanın başlatıldığını açıkladı. Sağlık Bakanlığı ve Valilik de konuyu titizlikle değerlendireceğini bildirerek soruşturma sürecini başlattı.
GEÇMİŞ KONUŞMALAR DA YENİDEN GÜNDEME GELDİ
Uysal’ın geçmişte sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, mesleki etik açısından rahatsız edici bulundu. Özellikle 2022 yılında "Konya’da bile göbeği, göğsünü, bacak uyluğunun büyük kısmını açıkta bırakanlar çoğaldı. Bu tür davranış, beden satmaya giden yol değil mi?" sözleriyle tepki çekmişti. Kadın örgütleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, doktorun tutumlarını kınadı; soruşturmanın ciddi şekilde yürütülmesi ve hukuki süreç başlatılması çağrısıyla yer aldı.
Sonuç olarak, olay yalnızca bir hasta-hekim ilişkisindeki tutum meselesi değil; aynı zamanda tıbbi etik, hasta hakları ve kamu güveni hakkındaki tartışmaların da odağına yerleşti. Detaylar netleştikçe gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim.
