Türkiye ekonomisinin geleceği, TÜSİAD başkanlarına yönelik başlatılan soruşturmalarla birlikte daha da karmaşık bir hal aldı. Merkez Bankası'nın rezervlerini artırma çabaları ve bu süreçte ortaya çıkan 100 milyar dolarlık faiz temelli bir finansal işlem, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. CHP milletvekili Özgür Karabat'ın bu durumu "vurgun" olarak nitelendirmesi ve "40 milyar dolar daha yolda" iddiası, endişeleri artırdı.
TÜSİAD başkanlarının ekonomi hakkındaki eleştirel açıklamaları, soruşturmaların fitilini ateşledi. Gözaltı işlemleri ve yurt dışı çıkış yasakları, piyasalarda hızlı bir reaksiyona neden oldu. Borsa İstanbul'da yaşanan düşüş, yatırımcıların tedirginliğini gözler önüne serdi.
CHP lideri Özgür Özel, bu gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada, "Mehmet Şimşek sunumlar yapıyor. Sunumunu tek slayda indirsin. Türkiye yatırım yapmak için böyle bir ülke desin. TÜSİAD Başkanının iki polisin kolundaki fotoğrafını Türkiye'deki yatırım ortamı bu kadar müsait diye gösterebilir." sözleriyle, yaşananların yabancı yatırımcıları kaçırabileceği endişesini dile getirdi.
Ekonominin nasıl yönetileceği konusundaki belirsizlik sürerken, CHP'den bir başka isim, ekonomik tablonun vahametini ortaya koyan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
100 MİLYAR DOLARLIK FİNANSAL İŞLEMİN DETAYLARI
CHP milletvekili Özgür Karabat, ekonomik koşulların giderek zorlaştığı bir ortamda, bu durumun ardındaki gerçekleri ve olası gelişmeleri kamuoyuyla paylaştı.
AK Parti'nin kongre öncesinde kullandığı "Adında Ak, ışığında huzur, istikrar" sloganını eleştiren Karabat, "Slogan, 'Adında Ak, ışığında faiz' olmalı. Türkiye iktisadi bağımsızlığını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya" dedi.
Karabat'ın açıklamaları şu şekilde:
ADINDA AK, IŞIĞINDA FAİZ: AKP'NİN CARRY TRADE GERÇEKLERİ
- Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırım girişi yok denecek kadar az. Borsa İstanbul'a da yabancı girişi sınırlı. Peki, bu durumda ne oluyor? Kısa vadeli faiz kazançları (carry trade) ile döviz girişleri sağlanıyor.
- AKP hükümeti, yüksek faiz oranları kullanarak yurt dışından döviz çekiyor ve Merkez Bankası rezervlerini şişiriyor. Ancak bu rezervler, üretim, ihracat veya doğrudan yatırımlarla oluşturulmuş gerçek rezervler değil.
- Şirketler, yurt dışından düşük faizli döviz kredileri alıp, bu parayı yüksek faizli TL mevduatlarına yatırıyor. Döviz varlığı olanlar da aynı şekilde hareket ediyor. Vatandaş ise ekonomiye güvenmediği için altına yöneliyor.
- Piyasada yatırım, üretim, istihdam veya katma değer gibi konular konuşulmuyor. Herkesin odak noktası, faiz gelirleri. Çünkü Türkiye'de carry trade ile yıllık döviz getirisi %23-40 arasında değişiyor. Bu, dünyadaki en yüksek faiz oranlarından biri.
- Carry trade liginde Türkiye'yi Hindistan, Meksika, Kolombiya, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika gibi ülkeler takip ediyor.
- Ancak bu ülkelerdeki aylık faiz getirileri %0,5'in altında kalıyor. Türkiye ise 5-6 kat daha fazla faiz getirisi sunarak rakiplerinden ayrılıyor. Bu durum, Morgan Stanley ve Uluslararası Finans Enstitüsü gibi kuruluşların raporlarına da yansıyor.
- Merkez Bankası'nın rezerv biriktirme çabaları ve dolar/TL kurunun sabit kalacağı garantisi, yabancı yatırımcılara "daha fazla döviz getirin" mesajı veriyor. Bu sayede, son bir yılda carry trade için gelen döviz miktarı 34 milyar doları aştı.
- Döviz mevduatları, kur korumalı mevduat (KKM), altın, döviz kredileri ve yastık altındaki dövizler de hesaba katıldığında, yaklaşık 100 milyar dolarlık bir paranın fonlara ve faize yöneldiği görülüyor. Bu durumun yıllık faiz maliyeti ise 40 milyar dolar civarında.
- Türkiye'nin bu faiz yükünü taşıması mümkün değil. Enflasyonda da kalıcı bir iyileşme sağlanamıyor. Yerli ve yabancı yatırımcılar, Türkiye ekonomisine güvenmiyor. AKP ise eleştiri yapan herkesi yargı yoluyla susturmaya çalışıyor.
- AKP'nin kongre sloganı "Adında Ak, ışığında huzur, istikrar" yerine "Adında Ak, ışığında faiz" olmalı.
- Büyük gösteriler ve süslü sözlerle halkı kandırmaktan vazgeçilmeli. Türkiye, ekonomik bağımsızlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumun sorumlusu, AKP'nin yarattığı siyasi krizdir. Çözüm ise erken seçimdir.
CARRY TRADE NEDİR?
Carry trade, düşük maliyetli bir varlığı alıp, yüksek getirili bir varlık olarak ödünç verme işlemidir. Bankacılıkta ise düşük faizli bir kredi alıp, bu krediyi daha yüksek faizli bir para birimine yatırma şeklinde uygulanır. Carry trade, genellikle arbitraj olarak değerlendirilmez çünkü kâr, alınan varlığın fiyatının sabit kalmasına bağlıdır.