Devlet Gürocak'ın isimli bir vatandaşın paylaştığı çarpıcı satırlar, orman arazileri üzerindeki yapılaşmalarla ilgili önemli bir tartışmayı alevlendirdi.

Fenomen Mükremin Gezgin'e ev hapsi cezası Fenomen Mükremin Gezgin'e ev hapsi cezası

2023 yılında yürürlüğe giren yeni orman kanunu ve 2024'te bu kanuna uygun olarak çıkarılan yönetmelik, "istisnasız" tüm orman arazisi üzerindeki yapıların derhal yıkılmasını öngördü.

Yıkım masraflarının da ilgili vatandaşlardan tahsil edilecek olması, kamuoyunda büyük bir endişe yarattı.

GEÇMİŞTE YAPILAN YAPILARIN AKIBETİ BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR

Kanunda herhangi bir istisna belirtilmemesi, yıllardır var olan köyler, mahalleler ve hatta deprem sonrası barınma ihtiyacıyla inşa edilen yapılar gibi pek çok yapının geleceği hakkında soru işaretleri doğuruyor. Onlarca yıldır süren davalar, ödenen cezalar ve hatta hapis yatanlar olmasına rağmen, bu yapıların da yıkım kapsamına girmesi bekleniyor.

SOSYAL ADALET TARTIŞMALARI GÜNDEME GELDİ

Gürocak'ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise sosyal adaletsizlik.

Gücü, eğitimi ve parası olanların işlerini yasal kılıflara uydurduğu, dağları ve vadileri kiralayıp yatırım sahası ilan ettiği belirtilirken, geçimini sağlamak amacıyla orman arazilerinde yapılaşma yapan veya bağ bahçe açan köylülerin aynı muameleyle karşı karşıya kalma ihtimali tepki çekti.

YIKIMLARIN YARATACAĞI MUHTEMEL SONUÇLAR

Öngörülen yıkımların ardından yaşanabilecek şikayetler, emsal davaları ve mahkemelerde yaşanacak yoğunluk, cezaevlerinin doluluk oranlarının artması gibi olası sonuçlar da dile getiriliyor. Cumhuriyet tarihinin orman ve hazine arazilerinin işgali ve sonrasında yapılan yasal düzenlemelerle sahiplenilmesi örnekleriyle dolu olduğu hatırlattı.

DEPREM BÖLGELERİ İÇİN KRİTİK UYARILAR YAPILDI

Gürocak, özellikle deprem bölgelerinde bu uygulamanın ikinci bir yıkım etkisi yaratabileceği uyarısında bulunarak yetkililere aklıselim çağrısında bulundu.

Deprem konutlarının teslim edilip halkın psikolojik olarak normalleşmesi için yıkım işlemlerinin ertelenmesi, yeni işgallerin önlenmesi için yönetmelik yayın tarihinden sonraki vakaların dikkate alınması ve geçmiş yapılaşmalar için 2B yasası kapsamında yeni bir yasal çalışma yapılması gibi öneriler sıralandı.

Ayrıca, orman vasfını yitirmiş arazilerin kiralanması gibi alternatif çözümlerin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

GÖZLER YETKİLİLERİN KARARINDA

Yalnızca ilimizde 10 binin üzerinde, Türkiye genelinde ise milyonlarca yapının yıkılma ihtimali, vatandaşlar arasında ciddi bir huzursuzluğa ve endişeye neden oluyor.

İlgili mercilere konuyla ilgili önerilerin sunulduğu belirtilirken, bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceği ve nihai kararın ne olacağı merak konusu. Vatandaşlar, orman arazilerindeki yapılaşmalara dair bu yeni düzenlemenin nasıl sonuçlar doğuracağını ve olası mağduriyetlerin önüne geçilip geçilemeyeceğini endişeyle takip ediyor.