İngiltere nüfusunun neredeyse yüzde 10'u hala aşılanmamış durumda. Hal böyle olunca araştırmacılar Koronavirüs salgını ikinci yılını doldurmuşken ve aşılar bir yıldır milyonlarca hayatı kurtarmışken neden hala her 10 kişiden birinin tek doz bile aşı yaptırmayarak hayatlarını riske attığını araştırdı.

Ortaya çıkan sonuçlar ise oldukça çarpıcı: Aşı kararsızlığı ya da aşı karşıtlığının temelinde çocukluk dönemi travmalarımız yatıyor olabilir!

Yapılan yeni araştırmanın sonuçlarına göre aşı konusunda kararsızlık yaşamak ve hatta aşı reddine varan karşıtlıkların altında ebeveyn ayrılığı, ihmal, sözlü, fiziksel ya da cinsel istismar gibi çocukluk travmaları yatıyor.

Kamu sağlığı görevlilerine göre, çocukluklarında bu tür travmalar yaşayan kişiler aynı zamanda yetkili kurumlar tarafından koyulan kısıtlama kuralları, maske takma gibi konularda da en çok güven sorunu yaşayan ve kuralları ihlal edenler arasında yer alıyor.

Araştırmacılar bu sonuçlara ulaşmak için 18 yaşından büyük 2 bin 285 kişiyle 2020-2021 arasındaki karantina döneminde bir anket gerçekleştirdi. Bu kişilere çocukluk travmalarıyla ilgili 9 ayrı soru soruldu ve aynı zamanda devletin Koronavirüs salgınıyla ilgili verdiği bilgilere, sosyal mesafe ve maske zorunluğu gibi kurallara güvenip güvenmedikleri araştırıldı. Bu kişiler aynı anda aşıyla ilgili de sorulara yanıt verdiler.

Yapılan anketteki çocukluk travmalarıyla ilgili sorular ihmal, psikolojik ya da fiziksel cinsel taciz ve büyüdükleri evde ev içi şiddet, madde ya da alkol bağımlılığı ya da şiddet gibi öykülerin olup olmadığıyla ilgiliydi. Bunun dışında anne-babanın ayrılması ya da boşanması, terk edilme ve ebeveynlerde var olan akıl hastalığı gibi durumlar da kişilere soruldu.

Çalışmaya katılanların yarısı bu tür çocukluk travmaları yaşamadıklarını belirtirken geri kalan kişilerin 5'te 1'i tek bir Travma, 6'da 1'i iki ya da üç travma ve 10'da 1'i de dört ya da daha fazla sayıda travmaya sahip olduğunu açıkladı.

Bu sonuçlar ışığında çocukluk çağında yaşanan travmaların sayısı ne kadar artar ya da ne derece şiddetli olursa kişiler o derece kısıtlama, maske ve aşı karşıtı oluyor ve salgın yasaklarının bitmesi için destekçi hale geliyorlar.

Dört ya da daha fazla travması olan kişiler koronavirüs yasaklarını delmekte hiç travması olmayanlara göre daha öndeyken Aşı Karşıtlığı da bu kişilerde aynı oranda artıyor. Bu kişiler aynı zamanda sosyal mesafe kurallarını hiçe saymakta da diğer kişilerden önde yer alıyor.

Araştırma sonuçlarına göre aşı kararsızlığı 18-29 yaş aralığında olan ve dörtten fazla çocukluk travması olan kişilerde yüzde 40'a yaklaşırken yaş ilerledikçe aşı yaptırma oranı artıyor.

Tüm bu sonuçlardan elde edilen verilere göre bu kişiler aynı zamanda hayatları boyunca daha fazla sağlık riskine maruz kalıyor. Bu kişilerin genel anlamda sağlık görevlilerine güvenme ve talimatlara uygun davranma konusunda sorunlar yaşadığı ve fazladan desteğe ihtiyaçları olduğu düşünülüyor.

Uzmanlara göre bu sonuçlar sadece hali hazırda yaşadığımız salgın için değil, gelecekte yaşanacak başka acil durumlarda da faydalı veriler sağlayacak.

Bilim insanlarına göre bu kişilerin sağlık sistemlerine güvenini onarmak sadece kendilerini değil yakınlarındaki sayısız insanı da tehlikelerden uzak tutacağı için önemli bir kamu sağlığı meselesi olarak değerlendirilmeli.

Kaynak: Hürriyet