SANKO Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Lütfi Baran, kış
mevsiminde hava sıcaklarının aşırı düşmesiyle birlikte kış hastalıklarının etkisini
artırdığını belirtti.
Dr. Baran, kış mevsiminde soğuk algınlığı (nezle), grip (influenza), üst ve alt solunum
yolu enfeksiyonları, tonsillit (bademcik iltihabı), faranjit (geniz iltihabı), larenjit (ses teli
iltihabı), sinüzit, astım, bronşit, pnömoni (zatürree), sinüzit ve orta kulak iltihabı gibi
hastalıkların arttığını söyledi.
Bu hastalıkların mevsim değişmelerine karşı vücudun tam uyum sağlayamamasından
kaynaklandığını anımsatan Dr. Baran, “Vücut, soğuk havalara uyum sağlayabilmek
için, ani ısı değişikliği durumunda fazla enerji harcar” dedi.
Harcanan fazla enerjinin vücudu normal enerjisine dönüştürmede geciktiğinde, vücut
direncinin zayıflayacağını anlatan Dr. Baran, “Bağışıklık sistemimiz olan koruyucu
mekanizmalar yeterince yanıt vermediğinde enfeksiyonlar ortaya çıkar” uyarısını
yaptı.
Dr. Baran, kış hastalıklarının yaşlılarda diyabet, kalp yetmezliği, kronik bronşit, astım,
anemi, karaciğer ve böbrek hastalıkları, kanser gibi kronik hastalıkları olanlarda daha
çok rastlandığının altını çizdi.
KIŞ AYLARINDA GÖRÜLEN HASTALIKLAR
Soğuk algınlığının 200'e yakın farklı virüs nedeniyle meydana gelen bir çeşit üst
solunum yolu enfeksiyonu olduğunu ifade eden Dr. Baran, hastalıklı kişinin
hapşırması veya öksürmesi sonucu virüsün havaya yayıldığına dikkati çekti.
Hapşırmayla 15 bin civarında küçük tükürük damlacığının etrafa yayılabildiğine vurgu
yapan Dr. Baran, şöyle devam etti:
“Damlacık içerisinde yer alan virüsler havada ortama göre bir iki gün kalabilir,
sonrasında burun yoluyla insana geçer. Vücut savunma göstermek için ilk önce
burun akıntısı ve hafif ateşle cevap verir. Ayrıca üşütme, hapşırma, vücutta kırgınlık,
halsizlik, terleme, göz yaşarması, burun tıkanıklığı, geniz akıntısına bağlı boğazda
ağrı ve yanma, öksürük, ses kısılması, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi belirtiler de
görülmektedir. Hastalık yaklaşık 7-10 günde kendiliğinden geçer.”
Genelde sonbaharda sıklıkla görülen grip hastalığından ise yaz mevsimi sonunda da
etkilenmek mümkündür. Nezle ile çok karıştırılan grip hastalığı da virüs kökenlidir.
İnfluenza A-B-C virüsleri çok sık yapısal değişiklik gösterdiğinden hızla yayılma
göstermektedir. Tükürük damlacıkları yoluyla bulaşıp, hızla yayılarak ölümcül
sonuçlara neden olabilir.
Aynı şekilde bir tür grip virüsü olan Covid 19 enfeksiyonu da aynı influenza virüsleri
gibi en çok damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Ayrıca virüsle bulaşmış yüzeylere

dokunulduktan sonra ellerin yıkanmadan ağız, burun ve gözlere götürülmesi ile de
virüs alınabilir.”
FARENJİT
Farenjitin birçok bakteri ve virüsün yol açtığı boğaz tabanının iltihaplı hastalığı
olduğunu vurgulayan Dr. Baran, “Boğazda ağrı ve yanma, gıcıklanma, öksürük ve
geniz akıntısı ile kendini gösterir. Genellikle sinüzite bağlı mikroplu geniz akıntısına
bağlı gelişmekle birlikte ağzı açık uyuyanlarda, horlayan ve uyku apne sendromu
vakalarında, mide reflüsünde de sık farenjit görülmektedir. Korunmak için hastalığa
neden olan biyolojik ve çevresel faktörlerin iyileştirilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
SİNÜZİT
Sinüzit hastalığının, kafatasında alın, burun ve elmacık kemiği bölgelerinde yer alan
içi hava dolu sinüs boşluklarının herhangi bir mikrobik durumda tıkanma ve
iltihaplanmasıyla yaşandığını anımsatan Dr. Baran, şu bilgileri verdi:
“Bu hastalıkta baş ve yüz ağrısı, burun tıkanıklığı, koku almada azalma, ateşlenme,
geniz akıntısı, ağız kokusu, öksürük ve halsizlik görülür. Soğuk havalarda saçlarını iyi
kurutmadan dışarı çıkanlarda, sigara içenlerde, alerjisi olanlarda, burunda polip ve
kemik yapı bozukluklarının bulunduğu ve hava kirliliğinin arttığı durumlarda
artmaktadır. Bu etkenlerden uzak durmaya çalışmalı, hekim tarafından verilen ilaçlar
kullanılmalı ve gerektiğinde ameliyat olunmalıdır.”
LARENJİT
Larenjit hastalığının ses tellerinin enfeksiyona bağlı iltihaplanması olduğunu
açıklayan Dr. Baran, “Ses kısılması, boğaz ağrısı, öksürük, ateşlenme ve halsizlikle
kendini gösterir. Hekim tarafından verilen ilaçlar kullanılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
TONSİLLİT
Boğaz tabanının iki yanında badem şeklinde yer alan lenf sistemine ait dokunun
iltihaplanması olan tonsillitin (bademcik iltihabı) çocuklarda sık görüldüğüne işaret
eden Dr. Baran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ağız içindeki mikropların ilerlemesini engellemeye çalışan bademcikler bazen
iltihaplanarak, büyüyebilir. Soğuk havalarda vücut direncinin düşmesine bağlı
mikropların yayılmasıyla iltihap artar. Boğaz ağrısı, ağrılı yutma, ateş, üşütme,
terleme, titreme, eklem ve kas ağrıları ile kendini gösterir. Ağızda kötü kokuya, bazen
eklem romatizması, nefrit denilen böbrek iltihaplanması ve kalp kapak bozukluklarına
neden olmaktadır.”
BRONŞİT
Bronşit hastalığının soğuk havalarda ve havasız kapalı mekanlarda mikropların
solunum yoluyla bulaştığını bildiren Dr. Baran, şu bilgileri paylaştı:
“Bronşit, gırtlak ve ses tellerinden akciğere giden ana yolların etkilenmesi sonucu
salgıların artarak, iltihaba dönüşmesidir. Akut ve kronik olmak üzere iki tip bronşit
vardır. Soğuk havalarda ve havasız kapalı mekanlarda mikropların solunum yoluyla
bulaşarak bronşlara doğru ilerlemesiyle artar. Sigara içenlerde ve kronik hastalığı
olanlarda sık görülür. Hastalık, başlangıçta kuru öksürük sonra balgam, boğaz ağrısı,
ateş, terleme, bazen nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk, tüm vücutta ağrı ile ortaya

çıkar. Hastalık ilgili hekim tarafından muayene, laboratuvar ve akciğer filmi gibi bazı
tetkikler sonucu tedavi edilir. Tedavi edilmezse Pnömoniye (Zatürree) dönüşür.
Zatürree, bronşların daha aşağısı olan havalanmanın başladığı küçük hava yolları ve
alveol denilen oksijen alışverişinin olduğu yerlerin iltihabıdır. En ölümcül olan kış
hastalıklarındandır. Bakteri, virüs ve mantarlar yanında bazen kimyasal maddelerin
nefes yoluyla alınması da neden olabilir. Ateş, öksürük, balgam, üşüme, titreme,
göğüs ağrısı, nefes darlığı, iştahsızlık, halsizlik ve kırgınlık belirtileri ile kendini
gösterir. Kronik hastalıkları olanlarda, sigara ve alkol kullananlarda sık görülür.
Tedavi muayene ve tetkikler sonrası belirlenir. Hastalığın önlenmesinde kullanılan
zatürree aşısı günümüzde koruyuculuğu oldukça yüksek olan etkili bir aşıdır.”
KIŞ HASTALIKLARINDAN NASIL KORUNMAK İÇİN İPUÇLARI
Dr. Baran, kış hastalıklarından korunmak için şu önerilerde bulundu:
“• Bol meyve ve sebze tüketilmelidir. Limon, portakal, mandalina, elma ayrıca yoğurt,
çörek otu, zencefil, nane, ada çayı gibi bitki çayları soğuk algınlığının belirtilerini
azaltmada çok faydalıdır.
• Bol sıvı alınmalıdır. Ancak özellikle böbrek ve kalp yetmezliği olanlar doktoruna
danışarak kontrollü sıvı tüketmelidir.
• Yumurta, süt ve balın bağışıklık sistemi üzerine kuvvetlendirici etkisi olduğundan
özellikle düzenli sabah kahvaltısı yapılarak, bu gıdalar tüketilmelidir, düzenli ve
dengeli beslenilmelidir. Bağışıklığın artmasında büyük katkıları olan D, C, A ve E
vitaminleri, çinko ve selenyum takviyeleri yapılmalıdır.
• Sentetik yerine, pamuklu ve yünlü elbiseler tercih edilmelidir.
• Yaşlı ve kronik hastalığı olanlar antioksidan vitaminler almalı, sonbaharda özellikle
Eylül-Ekim aylarında grip aşısı yaptırmalıdır.
• Sigara içilmemeli ve sigaralı ortamdan uzak durulmalıdır.
• İyi havalanmamış kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalınmamalıdır. Okul,
kışla, kreş ve yurt gibi toplu yaşam alanları temiz tutularak, havalandırılmalıdır.
• Hava kirliliği olan yerlerde özellikle akşamları dışarıda fazla kalınmamalı, maske
kullanımına özen gösterilmelidir.
• Kalem, klavye ve mouse (fare), kitap, bardak gibi kişisel eşyalar, hastalıklı bireylerin
temasından uzak tutmalıdır.
• Mikropların bulaşmasında önemli yer tutan tokalaşma, ortak kullanılan kapı kolları
ve toplu taşıma araçlarında tutunulan yerlere dikkat etmeli elleri sık sık yıkamalı veya
kolonyalı kâğıt mendillerle silmelidir.”