Türkiye’nin savunma sanayii atılımlarının en kıymetli projelerinden biri olan Hürjet, teknik yetkinliği ve çağdaş donanımı ile dikkatleri üzerine çekiyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından titizlikle geliştirilen bu hava aracı, Türkiye'nin ilk jet motorlu eğitim ve hafif taarruz uçağı unvanını taşıyor. Ancak sektörün ve kamuoyunun odaklandığı en temel mesele, Hürjet’in kalbi sayılan motorun yerli üretim olup olmadığı.
HÜRJET'İN KALBİ AMERİKAN MALI MI, YERLİ Mİ?
TUSAŞ yetkililerinin son duyurularına göre, Hürjet’in başlangıçtaki prototipinde Amerikan menşeli F404 motoru kullanılıyor. Bu motorun kullanımı için gerekli resmi onaylar, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nden alındı. Bu gelişme, uçağın seri üretim yolundaki önemli bir aşamasını işaret ediyor. Ancak Türkiye, orta ve uzun vadeli stratejisinde, tamamen özgün bir jet motorunu kendi imkanlarıyla üretmeyi güçlü bir şekilde hedefliyor.
ÖZGÜN MOTOR ÇALIŞMALARI HIZ KESMİYOR
Hürjet'in motoru şu an için ithal olsa da, yerli imkanlarla motor üretme çabaları TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) ve Baykar liderliğinde büyük bir hızla ilerliyor. Bu girişimlerin ana gayesi, takriben 20 bin libre itki kuvvetine sahip bir jet motorunu milli olarak tasarlamak ve geliştirmek.
Baykar'ın açıklamaları, bu stratejik motorun 5 yıl içerisinde hazır hale getirilmesini öngörüyor. Geliştirilen bu motor, sadece Hürjet’te değil, aynı zamanda Baykar'ın önemli projesi olan KIZILELMA insansız savaş uçağının yeni nesil versiyonlarında da kullanılacak. Bu başarı, Türkiye’nin savunma ve havacılık sektöründe dışa bağımlılığı azaltma yolunda attığı kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
TUSAŞ VE TEI'DEN MİLLİ MOTOR VURGUSU
TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı ve TEI Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, Hürjet ve bir diğer stratejik proje olan KAAN ile ilgili yaptığı güncel değerlendirmelerde, Türkiye'nin motor üretme konusundaki sarsılmaz kararlılığını bir kez daha vurguladı.
Prof. Öztürk, "Hürjet için motor iznimizi aldık ve bu süreç tamamlandı. Bildiğiniz gibi o F404 motorudur. KAAN için ise süreç devam ediyor. Şu anda F110 motoru için bir ret durumu söz konusu değil. Yani 'Motorumuz yok, KAAN üretemiyoruz' gibi bir durum kesinlikle yoktur," ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, Türkiye’nin yerli motor geliştirme yolunda somut ilerlemeler kaydettiğini ve gelecekte tamamen milli motorlarla güçlendirilmiş jetlere sahip olma hedefine emin adımlarla ilerlediğini açıkça gözler önüne seriyor. Yerli ve milli havacılık motoru üretimi, Türkiye'nin uluslararası arenada gücünü pekiştirecek temel vizyonlardan birini oluşturuyor.
            
            
                            
                            
                            
                



