Kahramanmaraş'ın bereketli topraklarında yetişen nice ürün sofralarımızı şenlendirirken, son dönemde Türkiye genelinde artan gıda kaynaklı rahatsızlıklar, bu kadim şehrin sakinlerini de derinden etkiliyor. Sadece bireylerin sağlığını değil, aynı zamanda Kahramanmaraşlı hemşehrilerimizin yeme-içme alışkanlıklarına olan inancını da sarsan bu durum, gıda güvenliği konusundaki hassasiyeti Kahramanmaraş'ın gözünden bir kez daha gözler önüne seriyor. Kocaeli'nin Körfez ilçesinde yaşanan ve yüzlerce vatandaşımızın tavuk döner yedikten sonra sağlık kuruluşlarına başvurmasına neden olan üzücü olay, Kahramanmaraşlı vatandaşlarımızın da benzer endişeler taşımasına yol açtı. Bu vahim olay, tüketicilerin zehirlenme durumunda işletmelerin sorumluluğu ve yasal süreçler hakkında daha fazla bilgi sahibi olma ihtiyacını da beraberinde getirdi. Kahramanmaraşlı tüketiciler olarak bizler de bu konuda bilinçlenmeli ve haklarımızı savunmalıyız.

GIDA ZEHİRLENMELERİNDE ENDİŞE VERİCİ YÜKSELİŞ: KAHRAMANMARAŞ DA ALARMDA!

Ülkemizde son dönemde gıda zehirlenmesi vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Kocaeli'deki üzücü olay, bu tehlikeli yükselişin en çarpıcı örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti ve Kahramanmaraşlı vatandaşlarımızın da yüreğini burktu. Sadece geçtiğimiz hafta, aynı dönerciden beslenen tam 648 kişi, mide bulantısı, kusma ve ishal gibi zehirlenme belirtileriyle hastanelerin yolunu tuttu. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yayınladığı son istatistikler de bu endişe verici tabloyu doğruluyor. 2024 yılı içerisinde ülke genelinde bildirilen gıda zehirlenmesi vakalarının sayısı 9 bini aşmış durumda. Bu rakam, bir önceki yıla kıyasla %17'lik bir artışı ifade ediyor. Kahramanmaraş'ta da hissedilen ekonomik zorlukların yaşandığı bu dönemde, bazı işletmelerin maliyetleri düşürmek amacıyla son kullanma tarihi yaklaşmış veya uygun olmayan koşullarda saklanmış ürünleri indirimli olarak piyasaya sürmesi, özellikle dar gelirli Kahramanmaraşlı hemşehrilerimiz için büyük bir risk oluşturuyor. Bu durum, "karın doyurma" ile "sağlığı tehlikeye atma" arasında üzücü bir seçim yapma zorunluluğunu doğuruyor. Peki, Kahramanmaraşlı bir tüketici olarak, tükettiğimiz bir gıda maddesi nedeniyle zehirlendiğimizde haklarımız nelerdir? İşletmelerin bu konudaki sorumluluğu nedir?

Canik'te ihmalkarlık faciası: baba ve iki kızı istinat duvarı yapılmadığı için hayatını kaybetti Canik'te ihmalkarlık faciası: baba ve iki kızı istinat duvarı yapılmadığı için hayatını kaybetti

İŞLETMELERİN AĞIR KUSURU VE HUKUKİ SÜREÇLER: KAHRAMANMARAŞLI TÜKETİCİNİN HAK ARAMA MÜCADELESİ

Eğer bir işletme, son tüketim tarihi geçmiş, uygunsuz koşullarda muhafaza edilmiş veya hijyen kurallarına aykırı bir şekilde üretilmiş bir gıdayı müşterilerine sunarsa, bu durum hukuki açıdan büyük bir kusur olarak kabul ediliyor. Böyle bir durumda, mağdur olan tüketicilerin talep edebileceği tazminat miktarı da artış gösteriyor ve işletmeler daha ciddi hukuki ve idari yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avukat Sevda Şahin İhsanoğlu, sadece tazminat davalarının gıda güvenliği sorunlarını temelden çözmeye yetmeyeceğini vurgulayarak, bu meselenin daha derin ve yapısal boyutları olduğuna dikkat çekti. İhsanoğlu, "Eğer gıda üretimi yerlileştirilmezse, halk sağlığı ciddi bir tehdit altına girecektir. Kahramanmaraş gibi tarım potansiyeli yüksek şehirlerimizin, tarımsal üretimini ve gıda güvenliğini koruyabilmesi için bağımsız politikalar geliştirmesi, çiftçiyi desteklemesi ve yerli üretimi güçlendirecek reformlar hayata geçirmesi hayati önem taşıyor" şeklinde konuştu. Kahramanmaraşlı çiftçilerimizin alın teriyle ürettiği sağlıklı ürünlerin değerini bilmeli ve gıda güvenliği konusunda hep birlikte mücadele etmeliyiz.

Bakanlıklar tarafından gıda güvenliği ihlali yapan firmalara para cezası, işletme ruhsatının iptali veya faaliyetin durdurulması gibi idari yaptırımların uygulandığını belirten İhsanoğlu, "Gıda zehirlenmesi sonucu zarar gören tüketiciler, yasal haklarını kullanarak, bu duruma neden olan gıda şirketlerinden maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Ancak öncelikle mağdur olan kişilerin, yaşadıkları zehirlenmenin söz konusu gıda firmasından kaynaklandığını somut delillerle ispatlaması ve aralarında doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi (illiyet bağı) olduğunu kanıtlaması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. Kahramanmaraşlı hemşehrilerimiz de bu haklarını bilmeli ve gerektiğinde yasal yollara başvurmaktan çekinmemelidir.