Eski manken Aslı Baş'ın vefatıyla ilgili 14 yılı aşkın bir zamandır süren hukuki süreçte, babası Mehmet Yavuz Baş, kızının şüpheli ölümünü aydınlatmak amacıyla hem hukuk alanında hem de kamuoyu önünde yoğun bir çaba sergiliyor.
MEHMET YAVUZ BAŞ'IN HUKUK SAVAŞI: KIZININ ÖLÜMÜNE CİNAYET DİYOR
Eski model Aslı Baş’ın sır perdesi aralanmayan vefatı, Türkiye'de uzun süredir toplumun yakından takip ettiği davalar arasında yer alırken, bu zorlu süreçte en büyük gayreti gösteren isim hiç şüphesiz babası Mehmet Yavuz Baş oldu. Kızının aniden ve şüpheli koşullarda yaşamını yitirmesinin hemen ardından Mehmet Baş, hadisenin bir "bunalım sonucu kendini öldürme" değil, organize edilmiş bir cinayet olduğunu iddia ederek yıllardır süren adalet mücadelesini sürdürüyor.
AZİMLİ BİR BABA: GERÇEĞİN PEŞİNİ BIRAKMIYOR
Aslı Baş, 2010 senesinde Muğla'nın Bodrum ilçesinde, iş insanı Ahmet Bayer'e ait bir konutun balkonundan düşerek hayata veda etmişti. O dönemde olay "intihar" kaydıyla kayıtlara geçse de, ailesi ve özellikle babası Mehmet Yavuz Baş, bu savın doğru olmadığına en başından beri karşı çıktı. Kızının vefatının ardında gizlenmiş sırlar ve karmaşık ilişkiler bulunduğunu savunan Mehmet Baş, meseleyi yargıya taşıdı. Sürecin kapanmaması ve gerçeğin ortaya çıkması için hem medya kanallarını hem de hukuki yolları etkin bir şekilde kullandı.
YARGI SÜRECİNDE MÜCADELENİN İZİ VAR
Mehmet Baş, soruşturmanın yeniden başlatılması, olay yerindeki delillerin tekrar incelenmesi ve uzman bilirkişi raporlarının güncellenmesi için çok sayıda talepte bulundu. Davada ilk yargılamada sanıklar beraat etmişti; ancak Yargıtay'ın bu kararı bozma yönündeki hükmüyle birlikte yargılama süreci tekrar başladı. Mehmet Baş, bu gelişme ile birlikte yeniden umutlanırken, kızının adının "intihar eden bir genç kadın" olarak değil, maruz kaldığı adaletsizliğin sembolü olarak anılmasını arzu ediyor.
