Mesleğine ve hayata tutkuyla bağlıydı. Çevresindekilere yardım etmek için dünyaya geldiğine inanıyordu. Karşılaştığı zorluklar onu yıldırmıyor tam tersi savunduğu fikirlere daha sıkı sarılmasını sağlıyordu. 37 yıllık ömrü boyunca yaptığı çalışmalarla meslektaşları tarafından takdir edildi, çevresindekilerin sempatisini ve sevgisini kazandı. Pandemi döneminde yaşadıkları ise sonunu hazırladı. Aldığı ölüm tehditlerine rağmen bir gün olsun inandığı fikirlerden vazgeçmeyen tutkulu doktorun başına gelenler sevenlerini yasa boğdu, ülkeyi ayağa kaldırdı. Onun 37 yıllık hayat yolculuğundaki detaylar ise çok şaşırtıcı.

İLK YARDIM DERSİNDE KARARINI VERDİ

1985 yılında gözlerini dünyaya açtığı o ilk anda bile yaşam enerjisiyle ailesini şaşırttı. Lisa-Maria Kellermayr, ailesi tarafından sevilen enerjisi yüksek ve sıcakkanlı bir kız çocuğu olarak Avusturya'da dünyaya geldi. Henüz çocuk yaşlarda bile yardımsever oluşu kimsenin dikkatinden kaçmıyordu. Arkadaş canlısı olması nedeniyle sosyal bir çocukluk geçiren Kellermayr, lise çağlarına geldiğinde kafası karışıktı. Başkalarına yardımcı olmaktan duyduğu mutluluktan ötürü herkes ona meslek olarak doktorluğu yakıştırıyordu.

Ancak önemli bir problem vardı. Kellermayr kan görmeye dayanamıyordu. Kaydolduğu ehliyet kursunda aldığı ilk yardım dersi kafasındaki tüm soru işaretlerini giderecekti. Lisa-Maria Kellermayr, ilk yardım dersinde pratik yaparken kan görme fobisini yani hemofobiyi aşabileceğini, korkusunun üzerine yürüyerek pek çok kişinin kendisine yakıştırdığı doktorluk mesleğini yapabileceğini fark etti. Kellermayr'ın ilk yardım dersinde geleceğine dair verdiği karar hayatı için önemli bir viraj olacaktı.

HEDEFİ ÜLKESİNE FAYDALI BİR DOKTOR OLMAKTI

Henüz lise bitmeden çeşitli yardım kuruluşlarında görev alarak hemofobisini tamamen yenmeyi başardı. Aslında kandan zannettiği kadar korkmadığını anladı. Üniversitedeki tercihi tıp olacaktı. Derslerinde başarılı bir öğrenci olduğu için tıp okuma ihtimalini yüksek görüyordu. Haklıydı çünkü Kellermayr, yüksek puanıyla lise biter bitmez ülkenin en büyük ikinci şehri Graz'da tıp okumaya başladı.

Fakat birçok kişi gibi onun da hayali Viyana'ydı. Üniversitedeki başarılı notları sayesinde kısa zamanda Viyana'daki bir tıp okuluna geçiş yaptı. Artık önünde hiçbir engel kalmamıştı. Ülkesi Avusturya'nın başkenti Viyana'da tıp gibi oldukça zorlu bir bölümde öğrenciydi. Hedefi ülkesine faydalı bir doktor olmaktı. Kellermayr bunu çok geçmeden başaracaktı. O öyle bir doktor olacaktı ki sadece ülkesindeki insanlara faydalı olmayacak, aynı zamanda adını ve hikâyesini tüm dünyaya duyuracaktı.

FACEBOOK'A YAZDIĞI CÜMLE GERÇEK OLDU

Viyana'da yıllar süren tıp eğitiminden sonra artık hayata atılmaya hazırdı. Üniversiteden sonra Salzburg yakınlarındaki Bad Ischl'deki bir rehabilitasyon kliniğinde çalışmaya başladı. Klinikteki odasına yerleştiğinde yaptığı ilk iş en sevdiği televizyon programı olan 'Joko und Klaas' adlı komedi şovunun posterlerini asmak oldu. Klinikteki meslektaşları daha ilk günde bile onun eğlenceli ve sıcakkanlı biri olduğunu fark etmişti. Klinikte geçirdiği sürede önemli deneyimler kazanan Kellermayr, bu dönemde mesleki açıdan kendini geliştirmek için pek çok seminere ve konferansa katıldı, tıp dünyasındaki çevresini daha da geliştirdi.

Ancak küçük bir yerdeydi ve hedefi tekrar Viyana'ya dönmekti. İstediği şey tutkuyla yaptığı mesleğinde ilerleme kat etmek, başarılı olmak ve Viyana'da yaşayarak daha çok kişiye temas etmek, ülke çapında tanınan ve sevilen birine dönüşmekti. Bu dönemde sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya başladı. Facebook hesabındaki künyesine, "Hayat sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen şeydir" cümlesini ekledi. Sosyal medyada popüler olan bu cümleyi profiline ekledikten sadece birkaç ay sonra pandemi başlayacaktı. Kellermayr sanki pandemi gibi küresel çapta herkesin düzenini etkileyen önemli bir problemi öncesinde hissetmiş gibiydi.

ADINI SOSYAL MEDYADA DUYURDU

Pandemi dönemi başladığında pek çok doktor gibi o da oldukça zorlu bir dönemden geçti. Herkes doktorların ağzından çıkacak cümleye kilitlenmişti. Kellermayr da sosyal medya hesabını aktif olarak kullandığı için ve özellikle Twitter'da gündeme dair pek çok yorumda bulunduğu için kısa sürede ilgi toplamayı başardı. Twitter'daki takipçi sayısı bir anda 16 binlere kadar çıktı. Çocukluğundan beri başkalarına yardım etmeyi seven Kellermayr için pandemi dönemi çok uygun bir dönemdi. Bir yandan tüm doktorlar gibi Kovid'in akıbetini takip ediyor, diğer yandan ise tam da hayal ettiği gibi pek çok kişiye temas edebiliyordu. Aşı öncesindeki süreçte enfekte olmuş hastalarla yakından ilgilenen Kellermayr, acil serviste pandemi hastalarıyla ilgileniyordu artık. Temas korkusu olmadan binlerce hastanın evine gitti, pek çok kişinin hayatını kurtardı.

Bu dönemde bir astım ilacı olarak bilinen budezonidin Kovid vakalarında etkili bir ilaç olduğunu, hastalıktaki ağır seyirleri ve hastane yatışlarını önlediğini fark etti. Fark ettiği bu durumu 2020'nin Ekim ayındaki bir online toplantıda paylaştı. Bu video Youtube'a yüklendiği anda bir anda herkes Kellermayr'a odaklandı. Sadece Avusturya değil Almanya'nın çeşitli bölgelerinden pek çok doktor Kellermayr ile temasa geçti. Kellermayr ise mutluydu. Budenozid, Nisan 2021'de Birleşik Krallık tarafından Kovid vakalarında hastaları tedavi etmek için onay aldı ancak o zaten neredeyse 7 ay önce bu ilacın etkili olduğunu tespit etmişti.

AŞI ÇAĞRISINDA BULUNDU

Kellermayr bu dönemde bir yandan da sık sık sosyal medya paylaşımlarında bulunup ülkesindeki pek çok kişinin ilgiyle takip ettiği bir isme dönüşmüştü. Kovid tedavileri için faydalı olduğunu düşündüğü ilaç ona popülerlik getirmiş, birçok televizyon kanalından kendisine canlı yayın teklifi gelmeye başlamıştı. Kellermayr'ın hayali bir anda gerçek olmuştu. Katıldığı canlı yayınlar sayesinde pek çok kişiye temas edip ülkesine faydalı olma hayali artık gerçek olmuştu.

Bu dönemde aşı süreci de başlamıştı. Kellermayr, katıldığı yayınlarda aşı olmanın gerekliliğine de mutlaka değiniyordu. Hatta bu fikirleri sosyal medya hesabından da sıklıkla paylaşıyor, herkesi aşı olmaya davet ediyordu. Kellermayr bir yandan çalıştığı klinikteki muayenehanesinde hastalarıyla ilgileniyor, diğer yandan ise canlı yayınlara katılıp sosyal medya hesabından tüm Avusturyalılara aşı çağrısında bulunuyordu. İşlerin bir anda kötüye gideceğinin henüz farkında değildi.

Bir gün telefonunda bir bildirim aldı. Sosyal medya üzerinden biri kendisine mesaj atmıştı. Açıp okuduğunda dehşete düştü doktor. Bir ölüm tehdidiydi bu. Karşısındaki kişi aşı karşıtıydı ve doktoru öldürmekle tehdit ediyordu. Panikleyen ve korkan Kellermayr aldığı bu olumsuz mesajı unutmaya karar verdi. Ancak işler hiç de beklediği gibi olmadı. Aşı karşıtları durmadan ona mesajlar atmaya başladı. Bu mesajların birçoğu ölüm tehditleri içeriyordu.

Siber zorbalıkla karşı karşıyaydı. Durumu çalıştığı kliniğe haber vermeye karar verdi. Aldığı ölüm tehditlerinin dozu giderek artıyordu. O inandığı fikirleri savunmaya devam ettikçe ölüm tehditlerinin korkutuculuk seviyesi de yükseliyordu. Kellermayr'ın arkasında duran klinik yönetimi ise önemli bir karar aldı. Sosyal medyada hedef haline gelen Kellermayr'ın günlük hayatta problem yaşamaması için ona özel bir oda yapıldı. 100 bin euro'ya (yaklaşık 1 milyon 828 bin 592 TL) mal olan bu özel oda sayesinde Kellermayr'ın güvende olacağı düşünüldü. Kimse işlerin çığırından çıkacağını hesap edemedi.

POLİSİN VERDİĞİ CEVAPLA ŞOKE OLDU

Binlerce euro'ya mal olan güvenli ameliyat ve muayenehaneye rağmen aşı karşıtları giderek daha da saldırganlaşıyordu. Kısa zaman içinde Kellermayr'ın çalıştığı kliniği bulmuşlardı. Hastanenin güvenlik birimi Kellermayr'ın hedef olduğu konusunda bilgilendirilmişti ancak güvenliği atlatma konusunda ısrarcı olan aşı karşıtları klinik yönetiminin bu kez de Kellermayr için özel bir güvenlik birimini işe almasına sebep oldu. İşe başlayan güvenlikçilerin kontrollerinde pek çok kelebek bıçakları bulundu, Kellermayr'a hastane dışında da dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunuldu. Kellermayr için hayat giderek zorlaşıyordu. Polis koruması talep etmeye ve bu süreçte psikolojik yardım almaya karar verdi.

Yukarı Avusturya Eyalet Polis Departmanı, haziran ayında ölüm tehdidi mesajlarının 'dark web'ten geldiği için ve olayın arkasında Berlin merkezli neo-Nazi gruplarının olabileceğini düşündüklerini, bu yüzden sosyal medya tacizlerine müdahalede bulunamadıklarını söyledi. Polisler ayrıca Kellermayr'a toplum içinde daha dikkatli açıklamalarda bulunması gerektiği yönünde tavsiyede bulundu. Kellermayr, polisin kendisine verdiği cevap karşısında şoke oldu. Polisin cevabı üzerine klinik yönetiminin de temmuz ayı itibarıyla Kellermayr'ın bir süre mesleğine ara vermesi gerektiğine yönelik bir karar vermesi, Kellermayr için bardağı taşıran son damlaydı. Ruhsal olarak kendini iyi hissetmiyor, Avusturya'ya faydalı bir doktor olma gayreti gösterirken ülkesi tarafından yalnızlığa mahkum edildiğini düşünüyordu.

'ARTIK DAHA FAZLA YAPAMAM, OLMUYOR...'

28 Temmuz'u 29 Temmuz'a bağlayan geceydi. Saat 2.30'du. Muayenehanesine gelen Kellermayr kararını vermişti. Üç sayfa veda mektubu yazdı. Masasına bıraktı. Avusturya merkezli Kronen Zeitung gazetesinin özel haberine göre ilk sayfanın girişinde şunlar yazıyordu:

Esra Erol Tülay Güney kimdir? Esra Erol Tülay Güney - Songül Arslan olayı nedir? Esra Erol Tülay Güney kimdir? Esra Erol Tülay Güney - Songül Arslan olayı nedir?

"Herkes çok konuştu ama kimse bir şey yapmadı. Binlerce euro'ya mal olan güvenli odadayım şu anda. Saat 2.30 oldu. Kimse üzülmesin. Bu satırları okuyorsanız muhtemelen artık beni canlı bulamayacaksınız. Kararımı verdim. Artık daha fazla yapamam, olmuyor..."

Kellermayr ayrıca kendisine hiçbir yardım yapılmaması karşısında büyük bir hayal kırıklığına uğradığını da yazdı bu mektuplarda. Kellermayr'ın hayata veda etmesi Avusturya'yı ayağa kaldırdı. Birçok sosyal medya kullanıcısı son dönemde bu kadar medyatik olan bir doktora kimsenin yardımcı olmaması karşısında büyük bir öfke içinde olduklarını yazdı. Kellermayr'ın hayata veda etmesi karşısında açıklama yapan Avusturya Sağlık Bakanı Johannes Rauch, Kellermayr'ın ölümünün kendisini derinden sarstığını söyledi. Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen ise Kellermayr'ın ailesinin yanında olduğunu belirterek, "Bu yıldırmaya ve korkuya artık bir son verelim. Avusturya'da nefret ve hoşgörüsüzlüğün yeri yok. Hep birlikte barış içinde yaşamanın bir yolunu bulalım" diye konuştu. Aylarca korona aşısı karşıtları tarafından tehdit edilen ve güvenlik güçleri tarafından destek alamayan Kellermayr için 1 Ağustos'ta başta Viyana olmak üzere Avusturya'nın birçok bölgesinde anma etkinlikleri düzenlendi.

Kaynak: Milliyet