Türk sinemasının kült yapım çağına damga vuran ve izleyicileri kahkahaya boğan Sakar Şakir, yıllar geçse de popülerliğini koruyor. Televizyon ekranlarında her yayınlandığında reyting listelerini altüst eden yapım, çekim detayları ve usta oyuncu kadrosuyla yeniden merak konusu oldu.
YEŞİLÇAM’IN UNUTULMAZ ESERİ: SAKAR ŞAKİR
Natuk Baytan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Sakar Şakir, mizah anlayışı ve aksiyon dolu sahneleriyle günümüzde de ilgiyle takip ediliyor. Senaryosunu Natuk Baytan ile Suavi Sualp’in kaleme aldığı projenin yapımcılığını Yahya Kılıç yürüttü. Müzikleri Zafer Dilek’in imzasını taşırken, görüntü yönetmenliğini ise Rafet Şiriner gerçekleştirdi. Film, saf bir karakterin büyük şehirdeki maceralarını kendine has bir dille işliyor.
SAKAR ŞAKİR FİLMİ NEREDE ÇEKİLDİ?
Sakar Şakir filminin çekimleri İstanbul’un tarihi dokusunu yansıtan çeşitli semtlerde ve sokaklarında gerçekleşti. 1970’li yılların İstanbul atmosferini tüm doğallığıyla izleyiciye sunan yapım, özellikle dönemin sosyal yaşamını ve şehir kültürünü başarıyla yansıtıyor. Karakterin başına gelen talihsizlikler, kentin ikonik mekanlarında komik bir dille hayat buluyor.
SAKAR ŞAKİR FİLMİ NE ZAMAN VİZYONA GİRDİ?
Türk komedi sinemasının köşe taşlarından biri olan bu eser, 1977 yılında izleyiciyle buluştu. Kasım 1977 tarihinde vizyona giren film, 35 mm renkli formatta çekilerek beyaz perdeye aktarıldı. Dönemin teknik imkanlarını en verimli şekilde kullanan yapım, yıllar içinde bir klasik haline dönüştü.
DEV OYUNCU KADROSUYLA BİR KOMEDİ ŞÖLENİ
Başrolünü usta sanatçı Kemal Sunal’ın üstlendiği filmde, Türk sinemasının dev isimleri bir araya geldi. Adile Naşit, Ali Şen, Ünal Gürel, Macit Flordun, Necdet Yakın, Atilla Ergün, Kamer Sadık ve İhsan Yüce gibi isimler sergiledikleri performanslarla hafızalara kazındı. Özellikle "Gardırop Fuat" ve "Şakir" karakterleri arasındaki çekişme, sinema tarihinin en komik sahnelerine imza attı.
SAKAR ŞAKİR FİLMİNİN KONUSU VE HİKAYESİ
Film, sakarlığıyla çevresine korku salan Şakir’in amcasından kalan mirası devralmak için İstanbul’a gelmesini anlatıyor. Miras peşindeki akrabası Hacı Ali’nin kurduğu tüm tuzaklar, Şakir’in kontrol edilemez sakarlıkları sayesinde boşa çıkıyor. Tehlikeli durumların içinden şans eseri ve komik tesadüflerle kurtulan Şakir, kenti birbirine katarken izleyiciyi de kesintisiz bir eğlenceye ortak ediyor.
