Terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan, bugün örgüt üyelerine silah bırakma çağrısında bulundu. Öcalan, "PKK kendini feshetmeli. Tüm gruplar silah bırakarak dağılmalı" ifadelerini kullandı. Öcalan'ın bu çağrısı, DEM Parti heyeti tarafından İstanbul'da kamuoyuna duyuruldu.
Bu gelişmelerin ardından, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD elebaşı Salih Müslim'den bir açıklama geldi.
Müslim, Öcalan'ın çağrısının beklenenlerin ötesinde bir sürpriz içermediğini belirtti. Silahlı mücadele ve silah kullanımı konusunda, demokratik faaliyetlerin önü açıldığında ve halkın önündeki engeller kalktığında, silaha ihtiyaç kalmayacağını ifade etti. Özetle, durumun bu olduğunu vurguladı.
PKK'nın ortaya çıkış nedenlerine de değinen Müslim, dünyanın değiştiğini, koşulların farklılaştığını ve PKK'nın geçmişte elde edemediği başarılar kazandığını söyledi. Artık siyasi mücadeleyi yürütebilecek bir konuma gelindiğini belirten Müslim, Öcalan'ın sorumluluğu üstlenerek parti üyelerine bir kongre düzenleyip silah bırakmayı görüşmeleri gerektiğini söylediğini aktardı. Silahın devrinin kapandığını ve eğer kongre bu kararı onaylarsa, partinin feshedilmesinin de gündeme gelebileceğini dile getirdi.
MÜSLİM'DEN ŞARTLI DESTEK
Müslim, mücadelenin gerekli olduğu koşulların gerçekten ortadan kalkıp kalkmadığı sorusuna, eğer siyasi mücadeleye izin veriliyorsa, halkın örgütlenme ve siyaset yapma özgürlüğü güvence altına alınmışsa, o zaman silaha gerek kalmayacağı yanıtını verdi. Kürt halkı için silahın bir savunma aracı olduğunu, halka yönelik saldırılar nedeniyle hayatta kalmak için silaha sarılmak zorunda kalındığını belirtti. Şimdi ise Öcalan'ın, Kürt halkının varlığının artık güvence altında olduğunu düşündüğünü ve bu nedenle silaha ihtiyaç kalmadığını söylediğini aktardı.
Rojava'da, Suriye'de de DEAŞ'ın ve eski rejimin soykırım tehdidiyle karşı karşıya kalınması nedeniyle silaha başvurmak zorunda kalındığını ifade eden Müslim, eğer halka yönelik saldırılar sona ererse ve kendilerini savunma gerekliliği ortadan kalkarsa, elbette silaha da gerek kalmayacağını söyledi. Silah yanlısı olmadıklarını vurguladı.
Şu anda hâlâ saldırılara maruz kalındığını, özellikle Kobani bölgesinde, batısında, Fırat Nehri'nin üzerindeki Tişrin Barajı civarında sürekli saldırılar olduğunu, her gün kayıplar verildiğini belirten Müslim, bu nedenle savunmaya devam etmek zorunda olduklarını söyledi. Eğer bu saldırılar durursa ve halkın yok edilme tehlikesi ortadan kalkarsa, o zaman silaha gerek kalmayacağını ifade etti. Burada "halkımız" derken, Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye'de yaşayan tüm kesimleri kastettiğini dile getirdi.
Türkiye'deki durumun Suriye'den farklı olduğunu ve Öcalan'ın çağrısının Türkiye için doğru olduğunu, ancak kendileri için henüz geçerli olmadığını söyleyen Müslim, burada demokratik özerk bir yönetimleri olduğunu ve Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) de bu konuları kendi içinde değerlendireceğini belirtti. Eğer siyasi mücadeleye olanak tanınır, halka yönelik saldırılar durursa ve varlıklarını tehdit eden bir durum kalmazsa, o zaman kendilerinin de farklı bir değerlendirme yapabileceğini ifade etti.
OLASI AYRILIKLAR VE GELECEK BELİRSİZLİĞİ
Bu kararın PKK içinde bölünmelere yol açabileceği ve bazı unsurların Kandil'e ya da Suriye'ye kayabileceği yönündeki endişelere ilişkin olarak Müslim, bunun tamamen onların nasıl bir tepki vereceğine bağlı olduğunu söyledi. Onların bir kongre düzenleyip tartışacaklarını, kararlarını nasıl alacaklarını göreceklerini ve bu sürecin takip edilmesi gerektiğini ifade etti.
Açıklama sonrası Kamışlı'daki halkın tepkisini gösteren görüntülerde, halkın Öcalan'ın açıklamasını beklediği ancak konuşma sonrası hayal kırıklığına uğrayarak dağıldığı görülüyor. Ayrıca Türk siyaset analisti Mühened Hafızoğlu, bu açıklamanın PKK içinde ayrışmalara yol açabileceğini ve bunun Türkiye, Irak veya Suriye'de farklı terör saldırılarına neden olabileceğini söyledi.
Müslim, geleceği tahmin edemeyeceklerini, sonuçta farklı akımların olduğunu, PKK'nın askeri kanadının ayrı, siyasi kanadının ayrı düşünebileceğini belirtti. Eğer kongre düzenlenirse, her şeyin orada netleşeceğini, bu nedenle şu an kesin bir şey söylemenin doğru olmayacağını ifade etti.