Kahramanmaraş’ta düzenlenen 5. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri’nin son gününde, Türk edebiyatının önde gelen isimleri Mukadder Gemici, Ömer Erdem, Mehmet Narlı ve Nijeryalı yazar Toyin Adewale-Gabriel, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde edebiyatseverlerle buluştu. Etkinlik, katılımcılara unutulmaz bir edebiyat şöleni sundu.
"EDEBİYATIN DEĞİŞTİRİCİ GÜCÜ" TEMASIYLA DÜZENLENEN SÖYLEŞİ
Festivalin son gününde gerçekleştirilen etkinlik, “Edebiyatın Değiştirici Gücü” başlığı altında, edebiyatın toplumsal ve bireysel yaşam üzerindeki derin etkilerini tartışmaya açtı. Türk ve yabancı edebiyatçılar, sanatın insanı dönüştürme gücünü farklı bakış açılarıyla ele aldı. Söyleşide, edebiyatın sadece bir anlatım aracı olmanın ötesinde bir düşünme, direniş ve yenilenme biçimi olduğunun altı çizildi.
"EDİBİYAT, HAYATI FARKLI BİR GÖZLE GÖRMEK İMKÂNINI SUNAR"
Etkinlikte söz alan yazarlardan Mukadder Gemici, edebiyatın hayatı farklı bir bakış açısıyla görmemize olanak tanıdığını belirtti. “Küçük bir hikâye, bazen bir toplumun kaderini değiştirecek derin duygulara yol açabilir. Değişim, kelimelerle başlar ve sonra kalplere dokunur,” diyen Gemici, edebiyatın gücünü vurguladı.
“EDİBİYAT BİR AYNADIR AMA O YALNIZCA GÖSTERMEZ, DEĞİŞTİRİR”
Ömer Erdem ise, edebiyatın insanın düşünce dünyasında kök salarak sorgulama ve yenilik tohumları ektiğini söyledi. “Her yazdığımız satır, hem iç bulunduğumuz zamanı yansıtır hem de dönüştürür. Edebiyat, bir aynadır ama sadece yansıtmaz, aynı zamanda değiştirir,” diye konuştu.
“BİR ŞİİRİN BİR TOPLUMUN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEĞİNİ HİSSETTİK”
Mehmet Narlı, edebiyatın toplumsal değişimdeki rolüne dair şunları söyledi: “Bir toplumun kaderini değiştiren şey, bazen bir şairin cesur bir dizisi ya da bir yazarın kaleme aldığı bir hikâye olabilir. Edebiyat, varoluşun en derin noktalarına dokunarak sessizce ama güçlü bir değişim başlatır.”
"KAHRAMANMARAŞ'TA EVRENSEL BAĞI HİSSETTİK"
Nijeryalı yazar Toyin Adewale-Gabriel ise, edebiyatın yalnızca bir anlatı değil, aynı zamanda hayatta kalmanın, direnmenin ve yeniden doğmanın bir yolu olduğunu belirtti. “Edebiyat, dil, kültür ve sınırları aşarak ortak insan hikâyelerimizi hatırlatır. Burada, Kahramanmaraş’ta bu evrensel bağı bir kez daha hissettik,” dedi.