Kahramanmaraş Emniyeti son günlerde yaptığı operasyonlarda onlarca kişiyi gözaltına aldı.

Kimileri tutuklandı, kimileri serbest kaldı.

Serbest kalanlara itiraz edildi, tekrar yakalandı

Tutuklananlar oldu, tekrar serbest kalanlar oldu.

Ucu kime dayandıysa dosyaya gizlilik kararı kondu.

Dosya da gizlilik kararı olduğu için de iddianameye kadar bir şey yazamıyoruz.

Kimler yakalandı, kimler ifade verdi, sonucu ne olacak merakla bekliyoruz.

Bundan sonraki görev Türk yargısında ve çocuklarımızın geleceğinin emanetçisi olan Cumhuriyet Savcılarında.

Ortada bir yolsuzluk, usulsüzlük varsa bunun gereğinin yapılacağını düşünüyorum ve kent kamuoyu artık bu operasyonların sonuca ulaşmasını bekliyor.

Emniyet birimleri savcılarımızın eşliğinde halkayı dışardan daraltarak içeriye doğru yol alıyor.

Bizim duyduğumuzu, sağır sultan duyuyor, herkesin elinde bir evrak zannedersem mahşer gününü bekliyor.

Şehir efsanelerinde ‘geçen yılki gibi bunun da üzeri kapatılmaya çalışılacak’ söylemleri ağır basıyor

Bu tür olaylara ne Başsavcılığın ne de sağduyulu hiçbir hukuk adamının izin vereceğine ihtimal bile vermiyorum.

İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milletvekillerimizin eğer burada bir kangren varsa bunu keseceklerine sonuna kadar inanıyorum.

Eğer haberleri olup da buna ses çıkartmıyorlarsa vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.

Recep Tayyip Erdoğan davasına ihanet ettiklerini de yüzlerine karşı haykırıyorum.

Kahramanmaraş’ta 27 yıldır gazetecilik yapıyorum

Rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük cümlelerini kentin son 20 yılında daha çok duyar olduk

Aynı Osmanlı’ya rüşvet sokan Rüstem Paşa gibi şehre de rüşvet girdi yıllar yıllar önce.

Bugün gelinen noktada rüşvet ve usulsüzlüklerin bir yaptırımını gören var mı? cezası nedir, yoksa hepsinin kesesine mi kalıyor? Maaşlarda haciz varken bugün haramdan binalar değil gökdelenler inşa ediyorlar!

Damat Rüstem Paşa’yı bilirler Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı; Osmanlı tarihinin en sevilmeyen simaları arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü Rüstem Paşa’nın hayatı yalnızca sevilmeyen bir insanın yaşam öyküsü değildir; aynı zamanda bir insanın koca bir imparatorluğu, devlet düzenini nasıl yozlaştırıp çöküşünü hızlandırdığının ibretlik bir öyküsüdür.

Hatırlarsanız Rüstem Paşa görevinden azledildi, sonra ne olduysa isyan hareketinde olmasına rağmen afedilerek tekrar göreve getirildi. Daha önceden yaptığı rüşvet işlerine göreve gelince de devam etti.

Bir şehrin bir davanın böyle olmasını, böyle anılması özellikle gençleri deizme yönlendiren bir hareket olduğunu da unutmamak gerek.

Ak Parti başa gelirken Yolsuzluk, Yokluk ve Yasakları ortadan kaldıracaklarını söylüyorlardı, bugüne bir bakın.

Ben bir gazeteciyim; adalete tabiki güveniyorum, fakat yapılanların üzerine adamın kesesine kalıyorsa ahirete bırakıyorum.

Ahirette sorgulanırken Yüce Rabb’ime ‘Ben üzerime düşeni yaptım, alenen belgeli yazsam bile hiçbir adalet mekanizması şimdilik işlemiyor, onun için ben üzerime düşeni yaptım, insanları uyardım” diyerek savunacağım.

Ya buna şahit olup da susanlar, siz nasıl hesap vereceksiniz…