Türk tiyatrosunun ve televizyon ekranlarının en sevilen yüzlerinden Zeyno Günenç, hem sahnedeki etkileyici performansları hem de televizyon dizilerindeki akılda kalıcı rolleriyle geniş bir hayran kitlesi edinmeyi başardı. Oyunculuk kariyerine genç yaşlarda adım atan Günenç, özellikle "Çocuklar Duymasın" projesindeki Dominant Gönül tiplemesiyle Türkiye'nin hafızasına kazınan bir karakter yarattı.
22 Haziran 1967 tarihinde Kocaeli’de doğan sanatçı, sanatsal birikimin yüksek olduğu bir aile ortamında büyüdü. Henüz ilkokulun ikinci sınıfındayken, annesinin teşvikiyle bale eğitimine başladı.
Eğitim yolculuğunu Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde sürdürdü. Mezuniyetinin hemen ardından Bursa Devlet Tiyatrosu’nda üç yıl boyunca profesyonel görev üstlendi.
Kariyerine uluslararası bir perspektif katmak isteyen Günenç, tiyatro deneyimini tamamladıktan sonra Kanada’nın Vancouver şehrine giderek eğitimine devam etti. Yurt dışında geçirdiği bu dönemde hem oyunculuk tekniklerini derinleştirdi hem de radyo yapımcılığı alanında yeni ilgi alanları keşfetti.
TİYATRO TUTKUSU VE TELEVİZYON DÖNÜM NOKTALARI
Türkiye'ye geri dönüş yapan Zeyno Günenç, sadece tiyatro sahnelerinde kalmayıp, televizyon ekranlarında da hızla tanınmaya başladı. Süheyl ve Behzat Uygur kardeşlerle birlikte sahnelediği “Üç Salakşörler” adlı popüler oyunla üç yıl süren başarılı bir Türkiye turnesine çıktı. Bu süreçte tiyatroya olan tutkusunu ülkenin dört bir yanındaki izleyicilerle paylaşma fırsatı buldu.
1994 yılında ise Asım Can Gündüz ile birlikte Kanal 6’da yayınlanan “Müzikalite” programının sunuculuğunu üstlenerek televizyon izleyicisinin karşısına ilk kez bu rolde çıktı.
Ancak Günenç’in kariyerindeki en büyük sıçrama, kuşkusuz "Çocuklar Duymasın" dizisindeki Dominant Gönül karakteri oldu. Bu rol, onun hem üstün oyunculuk yeteneğini hem de canlandırdığı karakterin enerjik ve özgün kişiliğini geniş kitlelere ulaştırdı. Sanatçı, aynı zamanda Tiyatrokare topluluğunda da uzun yıllar boyunca sahne aldı ve birçok oyunda başrol performans sergiledi.
ZEYNO GÜNENÇ'İN UNUTULMAZ DİZİ VE SİNEMA ESERLERİ
Zeyno Günenç, sinema ve televizyon alanında kalıcı izler bırakan yapımlarda yer aldı. Sanatçının rol aldığı dikkat çekici projelerden bazılarını aşağıda sıralıyorum:
-
Kuşlu Çorap (1988)
-
Eyvah Kızım Büyüdü (2000)
-
Dadı (2001)
-
En Son Babalar Duyar (2002)
-
Çocuklar Duymasın (2002 – 2019)
-
Çocuklar Ne Olacak (2004)
-
Avrupa Yakası (2004)
-
Keloğlan Kara Prens’e Karşı (2005)
-
Doktorlar (2006)
-
Tatlı İntikam (2016)
-
Savaş (2018 – Film)
Televizyon dizilerinin yanı sıra, sahnelediği sayısız tiyatro oyununda sergilediği güçlü ve disiplinli duruşuyla izleyicilerden daima takdir topladı.
TİYATRO SAHNELERİNDEKİ BAŞARILI PERFORMANSLARI
Zeyno Günenç’in tiyatroya duyduğu büyük sevgi, onun sahne kariyerinde çeşitliliğe önem verdiğini gösteriyor. Sanatçı, hem klasik repertuvarın hem de modern eserlerin önemli parçalarında rol üstlendi.
Yer aldığı bilinen bazı tiyatro eserleri şunlardır:
-
Seni Seviyorum – William Douglas
-
Üç Salakşörler – Sam Bobrick & Ron Clark
-
Nikah Kâğıdı – Ephraim Kishon
-
Kafkas Tebeşir Dairesi – Bertolt Brecht uyarlaması
-
Sekiz Kadın – Robert Thomas
-
Meşhedi İbat (O Olmasa Bu Olsun)
Sahne performanslarında sergilediği doğal enerji ve oyunculuk disipliniyle tanınan Günenç, hem yeni nesil oyunculara ilham veren hem de Türk tiyatrosuna değerli katkılar sunan bir sanatçı kimliğini sürdürüyor.
KİŞİSEL HAYATI VE SANATÇI DURUŞU
Zeyno Günenç, bir dönem ünlü televizyon yapımcısı ve sunucusu Okan Bayülgen ile evlilik yaşayarak kamuoyunun ilgisini çekti. Sanatçı, her zaman özel yaşamını mesleki kimliğinden özenle ayrı tutmaya dikkat etti.
Günenç, sanat yaşamında üretkenliğini korurken, zaman zaman toplumsal sorumluluk projeleri ve kültürel etkinliklerde de aktif olarak yer alıyor.
GÜNENÇ'İN OYUNCULUK FELSEFESİ
Yurt içi ve yurt dışındaki eğitim ve deneyimleriyle kendini sürekli yenileme çabası içinde olan Günenç, oyunculuk mesleğine her zaman yüksek bir disiplin ile yaklaştı. Sahnede ve ekranda özgün bir varlık sergileyen sanatçı, canlandırdığı karakterlere kattığı içtenlik sayesinde Türk televizyon tarihinde silinmez bir iz bıraktı. Hem tiyatro hem de televizyon alanındaki başarılarını eş zamanlı yürüten ender ve çok yönlü oyunculardan biri olarak kabul görüyor.




