İnsanlar, parayla ya da makamla adam olmazlar. "Oldum" sananlara mutlaka haddini bildiren biri çıkar:
Bakan, makam arabasına kurulmuş şoförüyle konuşmakta:
- Söyle bakalım, eşek ile şoför arasında ne fark var?
Şoförden mahcup bir cevap:
- Bilemedim Sayın Bakanım.
- Bilemeyecek ne var, eşeğe 'çüş' deyince, şoföre ise 'dur' deyince durur.
Aradan biraz zaman geçer, bu defa şoför bakana sorar:
- Sayın Bakanım eşek ile bakan arasında ne fark var?
Bakan düşünür ama cevabı bulamaz. Bunun üzerine şoför verir cevabı:
- Vallahi bakanım ben de aradaki farkı bulamadım.
(Saim Güven'e teşekkürler)
Başarı
Soru: Başarılı erkek kimdir?
Cevap: Karısının harcadığından fazla kazanan erkektir.
Soru: Başarılı kadın kimdir?
Cevap: Böyle bir erkek bulabilendir.
(Adnan Oskay'a teşekkürler)
Kitaplardan seçmeler
Sarıkamış harekâtında Osmanlı ordusunda sıhhiye onbaşısı olarak görev yapan Ali Rıza Efendi, her gün tuttuğu notlarla, savaşta yaşananları sıcağı sıcağına bizlere ulaştırıyor.
Nasıl mı? Torunu Gönül Eti, defterlerden birinin içindeki notları "Harb-i Umumi'de Hatırat-ı Askeriyem" isimli kitapta toplamış.
Bu hatıralarda, askerlerin yaşadığı psikolojik çöküntü ve gerilim, gözler önüne seriliyor. "Birinci bölüm kumandanı Rasül ile mülâzımı Mustafa, bugün pek kudurmuşlar.
Tekmelerle, sopalarla, hatta üzengilerle sabahtan akşama kadar dövdüklerinden mağda ana avrat küfürler kusuyorlar...
Askerlerde de acayip bir haldir gidiyor. Cüzi bir meseleden dolayı, yek diğerlerine ana avrat, sakal bıyık, deyus, pezevenk diye küfürler ediyorlar. Acaba meyusiyetten mi ileri geliyor?"
Ali Rıza Efendi, firar edip Rus cephesine geçen Ermenilerden de tedirginlik duyuyor: "Düşmanın firar eden Ermenilerden haber alacağı tabii değil midir?
Harbin hitamında, acaba Ermenilere bir şey yapılmayacak mı? Bunların hıyanetlerini etraf da anlamış olacak ki, günde, her taburdan 3-5 Ermeni'yi kazaen vuruyorlar.
Böyle giderse taburlarda tek bir Ermeni kalmaz."
Sarıkamış'ta yaşananları ve savaşa sürüklenen askerlerin ruh halini, günü birlik tutulmuş bu notlardan bütün canlılığıyla izleyebilirsiniz.
(Kitabı yayına hazırlayan Gönül Eti. Tel: ....)
"Kapı gibi adam" deyimi, Bizans ve Osmanlı'da, iktidar gücünün sembolü olan "Kapı"dan geliyor. Kapı terimi, Osmanlı döneminde, sadrazamların konutu için de kullanılmış, oraya "Paşa kapısı" denilmişti.
Deftardarın sarayına "Deftardar kapısı", şeyhülislâmların oturduğu yere "Fetva kapısı", Yeniçeri ağasının konağına da "Ağa kapısı" adı veriliyordu.
Sadrazamların makamı için "Bab-ı Ali" (Yüksek kapı, yüce kapı) sözü kullanılmıştır. Artık, sadrazamların görev yaptığı Bab-ı Ali'deki tarihi bina İstanbul Valisi'nin makamı.
Bu bilgileri ve çok daha fazlasını, İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Nazır Şentürk 'ün çeşitli kitaplarında bulabilirsiniz. (Bab-ı Ali ve Sadrazamları, İstanbul Valileri, Bab-ı Ali Vakanüvisleri; Doğan Kitap)
Aslan Tekin, "Gökkonuksal Avrat" isimli, Türkçe'nin önemini anlatan bir kitap yazdı.
Bir zamanlar öztürkçe ile alay etmek maksadıyla, "hostes" yerine "Gökkonuksal avrat" kelimesi kullanılırdı.
Tekin, bu kelimeyi kitabına isim olarak vermiş. Türkçe'ye gösterdiği özenden dolayı kendisine teşekkür ederiz.
Güzel sözler
* Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır
* Başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar.
* Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar.
* Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense, deli ol, dünya senin kahrını çeksin.
Ve gülmek için: "Aşk, bakışlarla başlasaydı, öküz çoktan trene âşık olurdu."
Nazlı Ilıcak
[email protected]
Sabah
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl
Trend Haberler
Kahramanmaraş'ta 30 Kasım Planlı Su Kesintisi Duyurusu
Kipaş İstiklal Basketbol Evinde 97-81'le Rahat Kazandı
"Her Şey Çok Güzel Olacak" Sözünün Sahibi Berkay Gezgin Kimdir? Kaç Yaşında, Nereli ve Ne Okuyor?
Cemal Öztürk kimdir, neden öldü? AK Parti eski Milletvekilinin cenaze programı belli oldu