Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı, Dmitriy Polyanskiy, BM Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya'nın tahıl anlaşmasına geri dönebilmesi için Batı'nın yerine getirmesi gereken 7 şartı açıkladı. Bu şartlar, Rus tahıl ve gübresi ihracatına yönelik yaptırımların tamamen kaldırılmasından, finansal engellerin ortadan kaldırılmasına kadar çeşitli alanlarda talepler içeriyor.
Yaptırımların Gerçek Anlamda Kaldırılması: Polyanskiy, Rus tahıl ve gübresi ihracatına yönelik yaptırımların tamamen ve sözde olmayacak şekilde kaldırılması gerektiğini belirtti.
Finans Engellerinin Kaldırılması: Gıda ve gübre tedarikinde hizmet veren Rus bankalarının ve finans kurumlarının önündeki tüm engellerin kaldırılması talep ediliyor.
Tarım Makineleri ve Yedek Parçalarının Tedariki: Tarım makineleri ve gübre endüstrisiyle ilgili yedek parça ve bileşenlerin Rusya'ya yeniden sevkiyatına başlanması talep ediliyor.
Lojistik ve Sevkiyat Sorunlarının Çözülmesi: Gemilerin kiralanması ve Rus gıda ihracatının sigortalanmasıyla ilgili tüm sorunların çözülmesi ve bu sevkiyatlar için lojistik desteğin sağlanması gerekiyor.
Gübre Sevkiyatının Genişletilmesi: Rus gübresinin ve gübre imalatında kullanılan hammaddelerin sevkiyatının genişletilmesi için her türlü koşulun sağlanması, Tolyatti-Odessa amonyak boru hattının yeniden devreye alınmasını içeriyor.
Blokajın Kaldırılması: Tarım sektörüyle ilişkili dondurulmuş Rus varlıkları üzerindeki blokajın kaldırılması gerekiyor.
Anlaşmanın Beşeri Niteliği: Tahıl anlaşmasının ihtiyaç sahibi ülkelerin çıkarlarına hizmet etmesini ve zengin ülkeleri daha zengin yapmak yerine adil bir şekilde dağıtılmasını istiyoruz.
Polyanskiy, tüm bu şartların yerine getirilmesi halinde Moskova'nın tahıl anlaşmasına geri döneceğini vurgularken, şu anda Rus diplomatların sadece demagoji ve ikiyüzlülükle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Tahıl anlaşmasının yeniden hayata geçmesi, küresel gıda güvencesini sağlama ve ülkeler arası ekonomik işbirliğini artırma açısından önemli bir adım olacaktır. Ancak, taraflar arasındaki müzakerelerin nasıl ilerleyeceği ve şartların ne zaman karşılanacağı belirsizliğini koruyor. Bu durum, uluslararası toplumun yakından takip ettiği bir konu olarak önemini koruyor.
(Kaynak: Sputnik)
