Türk basınının önemli isimlerinden Sabah Gazetesi’nin Güney ekinde haftanın Cuma günleri köşe yazısı yayımlanan Arslan; bugünkü yazısını Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdür Vekili Tahsin Nas’a ayırdı.
Meslek yaşamında çeyrek asra gelen Sırrıberk Arslan; “Sözün özü, lafın kısası; Sayın Tahsin Nas, bu şehre geldiğiniz günden beri şov yapmaktan, sürekli kendinizi medyada ve gündemde tutmaya çalışmaktan başka ne iş yaptınız Allah aşkına?” diye sordu.
Son olarak geçen günlerde yapılan Bursluluk sınavında 6. sınıf öğrencilerine 9. sınıfların soru kitapçıklarının dağıtılması skandalı ile Türkiye gündemine gelen Kahramanmaraş Milli Eğitim’inin sorumlu ismi Tahsin Nas’la ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Sırrıberk Arslan; yukarıdaki yorumuna şöyle devam etti:
“Ben söyleyeyim isterseniz. Bal yapmayan arı gibisiniz. Sürekli vızıldıyorsuuz ama ortada bal yok. Bazı insanlar çok iş yaparlar, az ses çıkarırlar, bazıları da hiç iş yapmazlar ama çok ses çıkarırlar.”
GAZETECİ SIRRIBERK ARSLAN GEÇEN CUMA GÜNÜ DE KÖŞESİNİ MEM VEKİLİ TAHSİN NAS'A AYIRDI...
"Sürekli gülen müdür!
Kahramanmaraş'ın anıyla şanıyla Milli Eğitim Müdürü (vekili) Tahsin Nas'ı tanır mısınız bilmem.
Ama isterseniz hemen Google'da "Tahsin Nas" web ve görsellerde iki arama yapın.
Birinci aramada karşınıza Samsun'daki skandal çıkar. (eğitim alanında değil)
İkinci aramada ise sürekli gülen, sanki bir eğitimci değil de komedyen sandığımız bir kişilik çıkar.
(Son skandal açıklamasında bile bu hissi uyandırıyor)
Sanırım adıyla, şanıyla ünlü müdür bey de kronik gülme, daha doğrusu sırıtma rahatsızlığı var.
Kahramanmaraş'taki okullarda; hala fakir ve az gelişmiş ülkelerin modeli olan çiftli eğitim yapılırken, üstelik hâlâ 40-50 kişilik sınıflarda öğrencilerimiz tıka basa ders yaparken, İl Milli Eğitim Müdürü Tahsin Nas bu sorunları çözeceğine neye güler Allah aşkına? Bilen biri varsa beri gelsin. Kahramanmaraş, SBS ve ÖSS'de Türkiye'de 60. sırada yer alırken neye gülersin Tahsin Nas Allah aşkına, söyler misin?
Dedikodu da olsa iftira da atılsa (atalar ateş olmayan yerden duman tütmezmiş), siyahi müzisyenlerin giydiği ucu sivri rugan derili ayakkabısının üstünde parlayan dişlerle sürekli gülmek ne iştir Tahsin Nas bey?
Dün bir yandan yazımı kaleme alırken bir yandan da internette kulağımıza küpe olacak konuların konuşulduğu bir program dinliyorum. Belki sizin dinlemeye fırsatınız olmamıştır diyerek not alıp size yazdım.
Omurga yeryüzünde 'her canlıda' bulunması gereken bir parça olmasa da Allah'ın, 'Dünyanın en şerefli mahluku' olarak nitelendirdiği biz insan oğlunu tasarlarken, dik dursun, eğilmesin, bükülmesin, kırılmasın diye biz harika yaratıkları bir omurga üzerinde şekillendirmiş.
'Adam gibi adam' olmanın ilk şartı da 'omurgalı' bir varlık olmanın bilinci içerisinde davranmaktan geçermiş. Parayla pulla makamla mevki ile adam olunmazmış. Adam gibi adam olmak için 'olduğu' gibi görünmek 'göründüğü gibi' olmak gerekirmiş.
Oturduğu koltuğun verdiği güçle adam gibi adam olmak arasındaki kalın çizgiyi iyi ayırt etmek gerekirmiş. Oturduğu koltuktan güç almayıp o koltuğa güç ve şeref katamıyorsan hiç olmazsa o koltuğun şerefini ayaklar altına almamak gerekiyormuş.
Neyse biz adıyla, şanıyla, gülüşü ve rugan ayakkabısı ile meşhur sayın müdür bey bir tavsiyede bulunalım: Gülmeyi bırakıp işine baksan sanırım daha iyi olur." (www.kanal46.com)
Editör: TE Bilisim
