Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Yönetim Kurulu Başkan Mehmet Balduk, Toprak Koruma Kurulu’nun (TKK) 2 Aralık tarihli toplantısında Kılılı bölgesindeki M. Hanefi Öksüz’e ait arazinin tarım vasfının değiştirilerek sanayi parseline değiştirilmesi yönündeki talebine 3’e karşı 6 oyla ‘red’ kararı vermesine sert tepki gösterdi.

Başkan Balduk; “Toprak Koruma Kurulu’nun bu kararı akıl tutulması bir karar. Kahramanmaraş'ın gelişimini istemeyenler ancak böyle bir karar verebilir” dedi. Balduk, Kılılı bölgesinin yatırımlara açılması için gerek yerel yönetimler gerekse Ankara’dan bu işi çözeceklerini öne sürdü.

Kipaş Holding’in Kılılı bölgesinde bulunan arazilerinden 800 dönümlük bölümünün tarım arazisi vasfından çıkarılarak sanayi parseline dönüştürülmesi için Kılılı Belediyesi’nin yaptığı başvuru Toprak Koruma Kurulu’nun (TKK) 2 Aralık’ta yaptığı toplantıda ‘red’ edilmişti. Söz konusu araziye geri dönüşümlü Kâğıt Fabrikası ile sera tesisi yapmak isteyen işadamı M. Hanefi Öksüz’le ilgili bu karar kent gündeminde günlerdir konuşuluyor.

Kamuoyunun bir bölümünün Kahramanmaraş ve tarımsal arazilerin korunması bakımından ‘olumlu’ bakarak desteklediği bu karar, doğal olarak başta işadamı Öksüz olmak üzere iş dünyası temsilcilerini ve Kılılı Belediye Başkanı Mehmet Bezirci’yi pek memnun etmedi.

Bu tartışmaları ilk günden beri büyük bir dikkatle takip eden ve bu karar ile Kahramanmaraş’ın gelişimi için çabalayan iş dünyasının önüne adeta ‘engel’ çıkartıldığını öne sürerek büyük tepki gösteren Balduk; “Bu kararı kim olumlu buluyor? Türkoğlu halkı mı, Kılılı halkı mı, yoksa da Kahramanmaraş halkı mı? Bu kararı, Kahramanmaraş’ın gelişimin istemeyenler olumlu bulmuşlardır” diyerek ilk tepkisini ortaya koymuştu.

“TOPRAĞIN NE OLDUĞUNU BEN BİLİRİM”

Aksu Haber’e özel açıklamalarda bulunan Başkan Balduk şunları kaydetti: “Toprak Koruma Kurulu akıl tutulması ile bu kararı almış. Bunu bir akıl tutulması olarak tarif edelim. Çünkü bu kararın mantığı ve izahı yok. Düzeltileceğini umuyorum. ‘Toprak, toprak, toprak’ deniliyor; ben toprakta büyümüş bir çocuğum, çiftçi çocuğuyum. Toprağın ne olduğunu bilirim. Sanayicilik yaptığım için verimlilik ne, onu bilirim. Ve son dönemde Kahramanmaraş’ta endüstriyel tarımı geliştirme çabalarımız olduğu için bir dönüm topraktan geleneksel olarak ne alınır, teknoloji kullanılarak ne alınır bunlara bakmak lazım ve hepsini biliyorum. Kahramanmaraş’ın ekilebilir toprak büyüklüğü nedir, Konya’nın nedir, Türkiye’nin büyük illerinden Sivas’ın nedir, Adana’nın nedir. Burada birim başına ne üretilir, ne kadar tarımsal ihracat vardır? Ondan sonra dönersiniz İsrail’e bakarsınız. Toprak büyüklüğü ne kadardır ve ne kadar tarımsal ürünü vardır. Hollanda’ya bakarsınız, Konya kadar ancak vardır. Tarımsal üretimi ne kadardır, ne kadar üretimi ve ihracatı vardır. Sırf ‘toprak orada dursun’ demekle olmaz. Topraktan azami faydayı nasıl sağlarsınız, buna bakmak lazım. Bu işe karşı çıkan sivil toplum örgütü geçinen arkadaşlar otursunlar; Maraş’ın hangi havzasında hangi ürünü nasıl üretebiliriz, bitkisel anlamda, tohum anlamında ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunları konuşsunlar şov yapacaklarına.

“KÂĞIT FABRİKALARI ÇEVREYE ZARARLI AMA YENİ TEKNOLOJİ İLE HER TÜRLÜ ÖNLEMİNİ ALMIŞTIR”

“Veya TEMA Vakfı’nın başındaki arkadaş Maraş’ta erozyonu önlemek için neler yapmış bunları konuşsunlar. Oturup şov yapacaklarına yürüyüş yapacaklarına. Bu bir akıl tutulmasıdır, bunun düzeltilmesini bekliyoruz. Düzeltilecek te. Maraş’ta sanayi çeşitliği isteyip te, Maraş’ta tekstilin haricinde önemli sanayi kuruluşlarını engellemenin hiçbir manası yoktur. Bu bölge zaten etrafında fabrikaları olan bir bölgedir, benim de orada fabrikam var. Zaten belediye tarafından da sanayi bölgesi olarak ilan edilmiştir. Artı oraya yapılacak olan tesisin çıkacak buharla beraber sera yapılacağı için tarımsal anlamda da ciddi bir üretim yapacak. Yani normal geleneksel tarzda üretim yapılırken bir kilo ürün alınacaksa orada 20 kilo 30 kilo alınacaktır dönüm başına. Tarıma da faydası var, zararı yok. Çevresel açıdan da kâğıt fabrikaları çevreye zararlı fabrikalardır ama o da yeni teknoloji olduğu için her türlü önlemini almıştır. Bunu kim ister? Maraş’ta sanayinin gelişmesini, sanayinin büyümesini, Maraş’ın büyümesini istemeyenler ister. Bir de o sektörde Maraş dışında bazı yerlerde fabrikalar var, onlar rakip istemediği için bu işin yapılmasını istemez. Başka bir manası ve mantığı var mı bu işin? Maraş’ın büyümesini, gelişmesini, sanayi çeşitliliğini yakalamasını, ihracatını artırmasını kim istemez, aklı başında herkes bunu ister. O zaman burada bir akıl tutulması var. Başka türlü izahı mümkün değil bunun.”

“ANKARA’DAN BU İŞİ ÇÖZECEĞİZ”

Kılılı bölgesinin yatırımlara açılması için gerek yerel yönetimler gerekse Ankara’dan bu işi çözeceklerini ileri süren Başkan Balduk, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Firma bazına indirgemek yanlış olur. Oradaki sivil toplum örgütü arkadaşların ve bazı bürokrat arkadaşların uğradığı bir akıl tutulması diyelim buna. Çünkü bu işin izah edilecek tarafı yok, mantığı yok. Bunu aşacağız. Maraş’ın büyümesinin gelişmesinin önünde hiç kimse durmamalı, duramaz da zaten. Biz bu şehirde yıllardır söylüyoruz; turizmi geliştiremediğimiz için ticareti canlandıramıyoruz. Toprak babında da endüstriyel tarıma tam geçemedik, 15 yıldır bu topraklarda işte meyve bahçeleri, buna yönelik sanayi tesislerini söyleyip duruyoruz ama bunu daha yapamadık. Yapacağız inşallah. Bu şehri büyüten sektör sanayi sektörüdür. Bu şehrin sanayisinin önüne de engel çıkartılırsa bu şehrin büyümesi durur. Bunun hesabını da kimse veremez. Onun için buna akıl tutulması diyorum; düzeltilecektir bu. Gerek Ankara gerek yerel bazda düzeltilecek. Maraş’ın sanayi yatırımlarının önü kesilmeyecektir. Ha birde; organize sanayi niye yapılmıyor. Ya bunu bilip bilmeden birkaç tane arkadaş çıkıyor gazetede yazıyor, şurada konuşuyor. Maraş’ta şu anda organize yapılabilecek tek yer Tomsuklu bögesi. Ora da Genelkurmay Başkanlığı’nın 2. Ordu Komutanlığının atış alanı olarak ilan edilmiş. Ben şu andaki Jandarma Genel Komutanı Necdet Paşaya bir buçuk yıl önce gittim, bunu değiştirmek için ricada bulundum, kendi Maraş’ta çalıştığı için tanıyordum zaten. Şu aşamada yapılacak bir şeyin olmadığını söyledi.”

“İLERİKİ DÖNEMDE TOMSUKLU MUTLAKA OSB OLMALIDIR”

“Tomsuklu bölgesine ileriki vadede Maraş kesinlikle organize sanayi bölgesi olarak düşünmeli ve yapmalı ama şu anda yapamıyoruz. Altında bir bölge var, orayı düşündük, ora da ağaçlandırma sahasına girmiş ve ağaç dikilmiş. Maraş’ta hazine arazisi yok. Veya biz hazine arazisinden vazgeçtik özel mülkiyet olarak organize sanayi bölgesi yapalım dediğimizde yine karşımıza bu Toprak Kurulu çıkacak. Şu anda Türkoğlu’na kurulan organize sanayi bölgesini, yolun karşı tarafına geçerek iki katı büyütmeye çalışıyoruz. Ama Sanayi Bakanlığı diyor ki; (Elbistan Organize Sanayi Bölgesi’nde kurma izni verdik, orada bir hareket olmadan il bazında ben sana yeni bir izin vermem) diyor. Bunları bilmeden araştırmadan insanlar konuşuyor. Gelsinler bu işi gazetesinde yazan veya çevrede konuşan insanlar desinler ki; (hadi şurada bir bölge var, organizeye müsait hadi gelin yapalım) desin, özel yapalım devletten de hariç yapalım.”

“İŞKEMBEYİ KÜBRADAN ATANLAR BU ŞEHRE ZARAR VERİYORLAR”

“Bilmeden düşünmeden konuşuyorlar bu şehre zarar veriyorlar. Araştırsınlar, konuşsunlar öğrensinler. Ondan sonra (şurası yanlış) desinler. Baş üstüne. Yanlışsa düzeltirim ama ahkâm kesmesinler. Bilmeden işkembeyi kübradan atmasınlar. Bu şehre zarar veriyorlar. Kimse kendi egolarına yenik düşerek bu şehirdeki büyümenin sanayileşmenin önüne geçemez. Geçmemeli. Başka türlü büyütemeyiz bu şehri. Yarın bir gün inşallah yollar biterse Antep yolu, Kayseri yolu ve diğer yollar; turizmde de belli bir altyapı oluşturursak; o zaman sanayiye alternatif bir sektör oluştururuz, hizmet sektörü, turizm sektörü ve artı ticaret canlanır. Ama şu anda şehri büyüten, iteleyen sanayi sektörü. Bunun karşısına anlamsız şeylerle; garezle, hasetle, kinle çıkmanın ancak çıkanı boğacak bir bataklık oluşturması lazım. Aklı başında herkesin de buna karşı cevabı vermesi lazım.” (www.kanal46.com)