Objektif Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ayrıca Kanal 46 Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Tugrul’un Ankara’da ki EPDK Merkez Binasında sorularını yanıtlayan Gökşenli, AKEDAŞ ve diğer dağıtım şirketlerinin enerji dağıtım bedeli alması ile ilgili çok net konuştu. Firmaların üst kuruluşunun EPDK olduğunu belirten Gökşenli, dağıtım bedellerini  EPDK’nın belirlediğini söyledi
Gökşenli’nin Röportajı İse Şöyle  
Aslen Kahramanmaraş Andırın’lıyım. Ailemin büyük bir kısmı hala Andırın ’da oralarda yaşadık. Ben her fırsatta ta Andırına gidiyorum. Liseli Düziçi Öğretmen lisesinde okudum.  İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim.  Sonrasın da 1989 yılından itibaren o zaman ki adıyla TEK Genel Müdürlüğü ve Enerji Bakanlığı bünyesinde çalıştım.  EPDK ile de 16 yıldır kurul üyesi ve ikinci başkan olarak çalışıyorum.
EPDK elektrik fiyatlarını beliyorlar Sayın Cumhurbaşkanımız zam olmayacak demişti son durum nedir?
Enerji fiyatlarını maliyetlere göre belirliyoruz. Kanun gereği, mevzuat gereği. Maliyetler, azaldığında, maliyetleri etkileyen unsarlar değiştiğinde, fiyatlarda da değişimler oluyor. Bu o günkü tarifeler yapılırken, tarifeler  3’er aylık dönemlerde yapıyoruz. Bu 3 aylık dönemin tarifesini yaparken maliyet ne ise onu barındırıyor fiyatlar. Şu anda yüzde 10’luk bin indirim söz konusu Ocak ayından Nisan ayına kadar, Nisan’da yeniden bir tarife yapmamız gerekecek. O günkü şartlara göre belirlenir
Okuma bedelleri, dağıtım bedelleri nedeniyle dağıtım şirketlerini topa tutuyor vatandaş, dağıtım bedelleri kendi hür iradeleri ile bir fiyat belirlenebiliyor mu? 
Dağıtım şirketleri kendi kendine bin bedel alamaz. Faturaya yansıyan bütün bedeller, kurul tarafından oluşturulmuş bir metodoroji şeklinde yapılıyor. Matemetiksel hesaplar ile yapılan. Bunun içerisinde, ürün bedelleri, o ürünü taşımak, elde etmek, bağlatmak, tüketiciye sunmak için harcanan masraflar dahil bir hesap ile belirleniyor. Bu hesap içerisinde de taşıma bedeli de var, dağıtım bedeli de var bunlar işin doğasında var. Herhangi bir marketten, herhangi bir ürün alırken bir bedel ödüyorsunuz. Siz ürün bedeli olarak ödediğinizi düşünüyorsunuz ama o bedelin içerisinde, size söylenmese de faturasında ayrı ayrı gösterilmese de o ürünün imal edildiği yerden gelip rafa girene kadar ki bütün maliyetleri vardır. Elektirik te bir ürün sonuçta. Bunun üretildiği yerden, tüketiciye sunulduğu ana kadar üzerine gelecek maliyetlerin yansıtılması doğaldır. Dağıtım firması bunu kendi kafasına yapamaz. Bu hesap işidir. Bunu da EPDK’a yapar. Düzenleyici otarite olarak.
Türkiye’nin enerjisi ne durum da? Dışa bağımlılığımız devam ediyor mu?

Özellikle Doğalgaz bağımlılığımız devam ediyor. Petrol biliyorsunuz ithala dayalı bir ürün. Mümkün olduğunca yerli kaynaklarımızı  öne çıkarıyoruz. Enerji Bakanlığımızın yerlileştirme projesi ve politikaları var. O politikalar çerçevesinde bizde rüzgâr, güneş enerjisi gibi yerli kömür gibi, yerli kaynaklara dayalı üretimi mümkün olduğunca arttırmaya çalışıyoruz.
Kahramanmaraş Linyit’te dünya rezervlerinin önemli bölegelende bir tanesi, ek termik santralleri düşünülebilir mi?
Sadece Kahramanmaraş özelinde değil Türkiye genelinde, yerli kaynakların optimum kullanılmasına yönelik politikalar geliştiriliyor. Lisansız güneş enerjilerine ilişkin bağlantı bedellerine ilişkin bir düzenleme yapıldı. 2017 yılı itibarı ile yapıldı. Ona ek bişey yok.
Milli enerji politikamız eski Türkiye’de yoktu, Berat Albayrak’ın Enerji Bakanı olmasının ardından atılan adımlar sonrası; ırak petrollerinin Türkiye üzerinde geçmesi, Rusya ve Azeri gazının Türkiye üzerinden geçmesi, Türkiye enerji kavşağı olur mu ? Türkiye bundan nasıl faydalanabilir? 
Türkiye doğası itibarıyla enerji koridoru. Enerjinin üretim alanları Ortadoğu ve Doğu bölgesi. Irak, İran petrol ve doğalgaz üreticisi ülkeler. Rusya doğalgaz üreticisi ülke. Ama Türkiye tüketim konusunda alıcı Batı. Doğudaki enerjinin batıda ki nakli gereke karasal olsun, gerek deniz altı olsun, Türkiye sınırları ve Türkiye karasuları içerisinde mümkün. Bulunduğumuz coğrafya gereği biz hatız. Bağlantı noktasıyız. Bunun geliştirilmesi için Enerji Bakanlığımızın çok ciddi projeler üretiyor. Tuz gölünün altında ciddi bir depolama tesisi kuruldu. Bir kısmı işletmeye alındı fiilen kullanılıyor, bir kısmı işletmeye alma çalışmaları devam ediyor. Yeni akım hatlar geçiyor. Türk akımı adı altında. Buna benzer bir sürü projelerimiz var, projeler hayata geçtiği zaman Türkiye enerji sisteminde bir hat noktasına geliyor. 
Dünyadaki ülkeler nükleer santrallerinin ürettiği enerji ile kendini çevirmeye başladı. Türkiye’de iki tane nükleer santral çalışması var. Nükleer enerji santrallerinin ülkemize ne gibi faydası var?
Nükleer enerji santraller Fransa’da özellikle çok yaygın. Fransa tükettiği enerjinin yüzde 70’ini nükleer enerji santrallerinden el ediyor. AB ülkeleri nükleer enerji santrallerinin tehlikeli olsa duyarlılık açısından yapar mıydı? Kendi ülkelerinde böyle yapmazlardı. Hayattaki her hareketin bir riski vardır. Trafiğe çıkıyorsunuz, ölüm riski var. Nükleer santralin riski yok demek mümkün değil. Ama nükleer ile ilgili yaklaşık 80 yıllık bir işletme tecrübesi artık minimize edilmiş. Nükleer kaza sadece Çernobil var. Onun haricinde yok. 2023 yılında ilk işletmeye alınmasını görürüz.
Haber: Mustafa Kılınç