Tüm dünyayı etkisi altına alan ve yaklaşık iki yıllık bir zamanda insanlığın alışkanlıklarını, hayatını değiştiren Kovid-19 pandemisi, etkisini sürdürürken, pek çok sektörü de farklı yönlere götürdü. Nitekim, dünyanın pek çok ülkesinde e-ticaret kavramı alışkanlıklar arasına eklenirken, bu konuda çalışan firmaların sayısını ve “gereksinimlerini” artırdı, artırmaya da devam ediyor

Milliyet'ten Levent Köprülü'nün ilgili yazısı şöyle; Yemek dahil neredeyse tüm ihtiyaçların e-ticaret siteleri üzerinden satın alınmaya başlaması, elbette otomotivi de yakından ilgilendiriyor. Nitekim söz konusu e-ticaret şirketleri, satın alınan ürünlerin depolarından ya da fabrikalarından tüketicilerin ayağına kadar ulaşabilmesi amacıyla farklı ve verimli ulaşım çözümleri arıyor.

Kimisi, piyasadaki mevcut araçları satın alarak ya da kiralayarak bunu yaparken, kimisi de otomotiv şirketlerinin kapısını çalıyor ve isteklerini sıralayarak “özel çözümler” arıyor.

Son dönemde tanınmış otomotiv üreticileri de dağıtım araçları pazarını (özellikle de elektrikli) yeni kurulmuş girişimlere bırakmamak için kapısını çalan şirketleri “içeriye buyur edip, onlarla kafa kafaya veriyor” ve “terzi işi” araçlar üretmeye hazırlanıyor.

Entegre çözümler 

Aslına bakarsanız burada başı, yine e-ticaret devleri çekiyor. Nitekim ya üreticilerle birlikte kendi araçlarını geliştiriyor ya da onların önemli müşterileri oluyorlar. Örneğin e-ticaret firmalarına çalışan “UPS”, İngiliz start-up olan elektrikli araç üretici Arrival ile 10 bin araçlık anlaşma imzaladı.

Amazon ise, yine çiçeği burnunda bir firma olan Rivian ile birlikte elektrikli dağıtım araçları geliştirilmesi için anlaştı. ABD Posta İdaresi ise yeni nesil çevreci dağıtım araçları için bir ihale açıp, firmalardan “kendisine özel” bir araç istedi.

Otomotiv devleri, bu “terzi işi” araçların yanı sıra, firmalara kendi çözümlerini de sunuyor, onlardan fikir alıyor. Nitekim Slovakyalı bir şirket, Stellantis grubu çatısı altındaki hafif ticari araç modellerinin elektrikliye dönüşümünü yapacağını açıklarken, Osman Boyner’in kurduğu “BEDEO”, Peugeot ve Citroen’in büyük ticarilerinin elektrikliye dönüşümünü gerçekleştiriyor.

Bu araçlar da, karbon ayak izini düşürmek isteyen kargo ve dağıtım şirketlerinin ilgisini çekiyor. Sadece elektrikliler mi? Stellantis Grubu markalarından Citroen’in, Jumpy modelinin “hidrojenli” versiyonunu geliştirdi bile

Öte yandan yine büyük üreticiler, şirketlere farklı çözümler sunmak için şimdiden kolları sıvadı. Renault, tamamen e-ticaret sitelerinin teslimatlarına yönelik bir elektrikli aracın testlerini sürdürürken, “otonom” bir konsept de hazırladı. Mercedes ve VW ise, “elektrikli van+robot dağıtıcı+drone” çözümlerini bir arada sunabilen araç konseptlerini tanıttı ya da firmalara sundu bile

Bir örnek de Türkiye’den 

Yukarıda anlattıklarımız, aslında Türkiye’den çıkan bir örnek üzerine yazıldı. Nitekim ülkemizin önde gelen ticari araç üreticisi Ford Otosan, tamamen kendi içinde kurduğu bir ekiple geliştirdiği elektrikli motosiklet serisi “rakun”u geçtiğimiz günlerde tanıttı. Türkiye’deki önemli e-ticaret sitelerinden “getir” ve “yemeksepeti”nin talepleri doğrultusunda 4 milyon euro’luk bir bütçeyle, Arçelik’in de desteğiyle geliştirilen 2 ve 3 tekerlekli, dağıtım için kullanıma uygun “rakun”lar, yerli teknolojiye sahip. Tamamen elektrikli bu araçlar, istenirse özel kullanıcılara da satılabilecek. Yine söz konusu iki şirket ve diğer potansiyel müşterilerle, hatta kuryelerle birlikte geliştirilen “rakun” ailesi, normal elektrik şebekesinden 4 saatte şarj edilebiliyor. Bu araçların, ileride Avrupa’ya açılması da gündemde. Türkiye’ye gelecek yıl piyasaya çıkıyor.

Kaynak:Sabah

Editör: TE Bilisim