Eski IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, bazı ülkelerin hem toplam talepte hızlı düşüşler yaşadığını hem de çok güçlü negatif bilanço etkisiyle karşılaştıklarını belirterek, ''Onlar, çok kötü durumdalar ama Türkiye, o kategoride değil'' dedi.

Krueger, Forum İstanbul'un Dünya Finansal ve Ekonomik Krizinden 2023 Türkiyesine'' toplantısında faiz oranlarının düşük olmasının, her şeyi teşvik ettiğini anlattı.

Tüm sıkıntıların gerisinde, düşük faiz oranlarının yattığını vurgulayan Krueger, yaşanılan küresel dengesizlikle birlikte, bazı ülkelerin, diğer ülkelerden tasarruflarını emdiğini ifade etti.

Krizin çözümünün, küresel dengesizliklerin çözümüyle olacağına inanmadığını belirten Krueger, şunları kaydetti: ''Uzun dönemde, uluslararası ekonomiler için kaygılar biraz daha sürecek. Büyük buhrandan bu yana, en şiddetli durumdayız. Bu resesyonu diğerlerinden ayıran bazı özellikler var. Birincisi; küresel olması... Dünyanın, her ülkesi, bu krizden etkilenmiştir.

Bu krizden çıkış, çoğu ülke için ihracata dayalı olmayacaktır. Bir yandan da konut krizi var. Konut krizi, finansal piyasaları, finansal piyasalar da bilançoları etkiledi. Bilançolar zarar gördü ve gayrimenkul varlıklar düştü. Ekonomik faaliyetler canlanmaya başladığında insanlar, hala bilançolardan kaygı duyuyorsa, büyüme oranı, çok düşük olacak.''

Toplam talebin etkilerinin kısa vadede bilançolardan daha önemli olacağının düşünülmesi durumunda daha umutlu olunabileceğini dile getiren Krueger, ''Yeterince bilgimiz yok ama ılımlı bir şekilde umutlu olabiliriz ki ABD, bu resesyonun dibini, önümüzdeki 5-6-7 ay içerisinde görecek. Belki hatta yaz sonu kadar erken olacak. En karamsarlar bile, önümüzdeki yılın başlarında dibe ulaşılacağını söylüyorlar'' diye konuştu.

Bankacılık sektörünün de daha fazla güven vermesi gerektiğini vurgulayan Krueger, ''Konut sektörü, bir dönüm noktasına yaklaşmış gibi görünüyor'' dedi.

Ekonomik aktiviteler kötüye gittiğinde, buna tepki verebilmek için, yeterli marjı olan bir para politikasının olması çok önemli. Bazı ülkeler, GSYİH'larına oranla, çok daha yüksek borçlar içindeler ve daha büyük sorunlarla karşılaşacaklar.

Uluslararası anlamda daha fazla makroekonomik koordinasyona ihtiyaç olduğunu vurgulayan Krueger, ''Ancak, dünyanın henüz bu aşamada, bu tür mekanizmaları yerleştirmek için hazır olduğunu düşünmüyorum. Eğer bunu gerçekleştiremezsek, önümüzdeki 20 yıl içerisinde aynı şeyler yaşanacak. Dünyanın hiç bir ülkesinde, politik olarak bu iradeyi görmüyorum. O yüzden bu bağlamda, çok iyimser değilim'' diye konuştu.

Resesyonun, ne kadar sürerse, o kadar tehlikeli olacağına dikkati çeken Krueger, ''Eğer bundan kaçınılabilinirse, düzelme, daha hızlı bir şekilde başlarsa, o zaman dünya ekonomisi, en fazla 2-3 yıl içinde tekrar büyümeye yönelecektir. Kısa vadede daha iyimserim ama uzun vadede endişeliyim'' diye konuştu.

Ann Krueger de Türkiye'nin borç sorunun bir kısmını hallettiğinin görüldüğünü ifade ederek, reel faizin uzun vadede daha da düşmesi, bunun için de kamu maliyesinin güçlenmesi gerektiğini söyledi.

IMF'nin desteğinin kısa vadeli olacağına ve desteğin kısa vadede güven vereceğine işaret eden Krueger, Türkiye'nin kısa vadede ihtiyacını karşılaması ama uzun vadeli politikalar oluşturması gerektiğini belirtti. (Mynet)