Erol Olçok, 5 Mart 1962 tarihinde Çorum’un Mecidiyekavak Köyü’nde dünyaya geldi. Ailesi Çerkes kökenlidir. Eğitim hayatına İstanbul’da devam eden Olçok, İstanbul Üniversitesi Estetik ve Sanat Tarihi bölümünden mezun olarak kariyerine sanatsal ve entelektüel bir başlangıç yaptı. Bu eğitimi, onun ilerleyen yıllarda reklam ve görsel iletişim alanındaki başarısının temelini oluşturdu.
REKLAM VE GİRİŞİMCİLİK KARİYERİ
Olçok, reklamcılık sektörüne 1987 yılında kendi ajansını kurarak adım attı. İlk olarak “Slayt Reklam” ajansını kurdu. Ardından Rekpa Reklam ve Ajans E gibi önemli reklam ajanslarını da kurarak sektördeki varlığını güçlendirdi. Ayrıca, Arter Reklam ajansının kurucuları arasında yer aldı. Bu ajanslar aracılığıyla birçok başarılı ticari ve sosyal projeye imza attı.
SİYASİ İLETİŞİMDEKİ ROLÜ VE ÖNEMİ
Erol Olçok, Türkiye’de siyasi iletişim alanının en etkili isimlerinden biri olarak tanınıyor. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile uzun yıllar stratejik danışman olarak çalıştı. AK Parti’nin ismini, logosunu ve kurumsal kimliğini şekillendirmede kritik rol oynadı. Yönettiği seçim kampanyalarıyla siyasi alanda unutulmaz izler bıraktı. “Durmak Yok Yola Devam”, “Aynı Yoldan Geçmişiz Biz” ve “Bayrak” gibi kampanyaların slogan ve afiş çalışmalarını oluşturarak siyasi iletişime yön verdi.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ VE ŞEHADETİ
Türk siyasi iletişiminin duayeni Erol Olçok, 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi sırasında millet iradesini savunmak için sokağa çıktı. Oğlu Abdullah Tayyip Olçok ile birlikte Boğaziçi Köprüsü'ne (şimdiki adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü) giderek darbeci askerleri protesto eden halkın arasına katıldı. Maalesef, darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu oğlu Abdullah Tayyip ile birlikte olay yerinde hayatını kaybetti ve şehit oldu. Cenaze törenlerine devlet ve siyaset dünyasından pek çok üst düzey isim katıldı.
MİRASI VE HATIRASI
Erol Olçok, Türkiye’de siyasi kampanya iletişimi denince akla gelen ilk isimlerden biri oldu ve alanında bir “duayen” olarak kabul ediliyor. Ölümünden sonra reklamcılık ve siyasi iletişim stratejilerine bıraktığı derin iz, sektör tarafından saygıyla anılıyor. Anısını yaşatmak amacıyla çeşitli kurumlara adı verildi; örneğin, bir kültür merkezine onun adı verildi.
