Azerbaycan Bulvarı üzerinde inşaatı devam eden Kahramanmaraş Belediyesi’nin yeni hizmet binasının önündeki ağaçlar kesilmeye başlandı.

2002’den bu yana sürdürdüğü belediye başkanlığı sırasında devamlı bir şekilde dini argümanları kullanarak; “Ben hasbiyim” demesi ile bilinen ve geçen günlerde gittiği kutsal umre ziyaretinden dönen AK Partili Mustafa Poyraz yönetimindeki Kahramanmaraş Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin ağaç kesmesi; “Yaş kesen baş keser” atasözünü akıllara getirdi.

Kamuoyunun ve basının görmemesi için bu sabahın erken saatlerinde gerçekleştirilen ağaç kıyımını duyarlı vatandaşlar Haber Merkezimize bildirince acı gerçek ortaya çıktı.

Yaptıkları ihalelerin sık sık iptal edilmesi ile gündeme gelerek büyük tepki çeken Park ve Bahçeler Müdürü Ali Rahmi Kaya ile yardımcısı Yaşar Kaymak’a bağlı ağaç kesim ekibi, kimse görmeden kestikleri ağaçların gövdelerini ve dallarını kesim yerinden kaldırdı.

Ancak yerde kalan kesilmiş ağaç köklerini hesaba katmayınca muhabirlerimiz de bu acı olayı tespit etti.

İŞTE MÜSLÜMAN'IN YEŞİLLİĞE BAKIŞI

Bakın Ahmed Şahin internetteki bir yazısında aynen şunları yazmış:

“Bir gün yanından geçtiği bir mezarın içindeki ölünün kabir azabı çektiğini keşfeden Efendimiz (S.A.S.) Hazretleri, getirttiği hurma fidanını mezarın üzerine dikip çevresindekilere şöyle seslenmiş:

— Bu yeşillik bu mezarın üzerinde Allah'ı zikir ve tespih ettiği sürece mezardaki mevta yeşilliğin bu zikir ve tespihinden faydalanır, rahata kavuşur!

İşte bu açıklama, İslam'da yeşilliğin dünyadan başka ahirettekilere bile faydası olduğunun ilanıdır. Bundan dolayı fıkıh âlimleri, mezarların üzerini yeşilliği önleyen mermerle kaplayıp betonla örtmenin mekruh olduğunu bildirmiş, mezarın üzerindeki toprak zemini, yeşilliklerin ibadethanesi haline getirmek gerektiğine dikkat çekmişlerdir. İsra Sûresi'ndeki ayetin manası da bunu ifade etmektedir:

—Bütün varlıklar ve yeşillikler Allah'ı zikir ve tespih ederler!" Öyle ise yeşilliği yok eder yahut da kurumasına sebep olursanız, Allah'ı zikredeni yok etmiş yahut da kurumasına sebep olmuş olursunuz. Hangi Müslüman, Allah'ın zikrine mani olabilir? Yahut da böylesine bir tespih ve zikir sevabından mahrum kalmaya gönlü razı olabilir?

Nitekim bir kır sohbetinde Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri'ne talebelerinden her biri birer demet çiçek takdim ederken bir talebesi eli boş gelir, hocasına tek adet olsun çiçek takdim edemez.

— Koskoca kırda çiçek mi bulamadın? Diye sitem eden arkadaşlarına da:

— Hangi çiçeğe yaklaştımsa Rabbimizi zikir ve tespih eder halde gördüm, koparıp da zikrine mani olmaya gönlüm razı olmadı, cevabını verir. Bu cevap çok değerli bulunduğundan dolayı kitaplara kaydedilerek bizlere kadar intikal ettirilir.

İşte Müslüman'ın, Allah'ı zikir ve tespih ediyor duygusuyla mutlulukla seyrettiği bahar yeşilliği ve çevre yeşillendirmesine verdiği kutsal değeri.

Hele Efendimiz (S.A.S.) Hazretleri'nin yeşillik yetiştirme konusunda bir hadisi vardır ki; bunu duyup da fidan dikme şevki duymamak mümkün değildir. Şöyle buyuruyor:

— Elinizdeki fidanı dikmek üzere iken kıyametin kopmaya başladığını anlasanız, sakın artık kıyamet kopuyor, fidan dikmenin manası kalmadı? Deyip de fidanı fırlatıp atmayın, dikin fidanınızı! Kıyamet kopacaksa sizin dikilmiş fidanınızın üzerine kopsun. Mahşerde, benim de dünyada dikilmiş bir fidanım vardı, diyebilesiniz!..

Hiçbir çevreci, fidan dikmenin değerini böylesine çarpıcı bir sözle anlatamamıştır.

Kaldı ki, mesele bundan ibaret de değildir. Ekin ekiyor, sebze, meyve dikiyor, mahsul yetiştiriyorsanız sevinin, mutluluk duyun. Çünkü yetiştirdiğiniz bu meyvelerle, sebzelerle sadece para kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda sevap da elde ediyorsunuz. Zira meyveli meyvesiz tüm yeşilliklerden zikir ve tespih sedaları yükseliyor semaya. Ayrıca bunlardan: "Müşteri alsa, hırsız çalsa, inek yese, sinek faydalansa!" sadaka sevabı da almış oluyorsunuz. Efendimiz (S.A.S.) 'in müjdesidir bu. Çünkü en sonunda herhangi bir canlıya fayda ve hizmet vardır bunların hepsinde de.

İşte sebze meyve yetiştirme mevsiminde bahar yeşilliğinin bizlere hatırlattığı güzellikler.”

ŞİMDİ BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA POYRAZ’A SORUYORUZ:

“Benim etim zehirlidir, yiyen kudurur” sözünü sık sık kullanan Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’a şimdi soruyoruz:

“Mensubu bulunmakla haklı olarak her zaman öğündüğünüz Yüce Dinimizin yeşile verdiği önemi yukarıdaki satırlarda böylece okudunuz.

İslâm dini yeşile bu kadar önem verirken şanlı ecdadımız da bu konuda “Yaş kesen baş keser” demiş. Siz ise kent merkezindeki orta refüjlerde bulunan yeşil çimleri sökerek yerlerine taş parkeler döşediniz. “İhaleleri beceremiyoruz. Bu nedenle işçiler geçici olarak işten çıkarılmak zorunda kalıyor. Böylece çimlere bakacak adam bulamıyoruz, kusurumuz ortaya çıkmasın” diyerek gerçeği dile getireceğinize güya global susuzluk tehlikesini bu işleme gerekçe gösteriyorsunuz.

Hani siz değil miydiniz; Karasu’yu getirdiğinizde; “Kahramanmaraş’ın 100 yıllık su ihtiyacını karşıladık” diyen.

Hani size değil miydiniz kent içi şebeke eski olduğu için Karasu’nun bir bölümünü toprağa akıtan…

Peki, şimdi belediye önündeki ağaçların kesilmesine ne gerekçe göstereceksiniz acaba?

Sakın ola ki; yola mani olduğunu ve bu nedenle de kesildiğini ve kesilmeye devam edileceğini söylemeyin…

Biz biliyoruz ki; Trabzon Bulvarı üzerindeki park alanlarının ortalarında ağaçlar duruyor ve kimseye de mani olmuyor.

Biz diyeceğimizi dedik Sayın Başkan…

Şimdi söz sırası sizde... (www.kanal46.com)