AKP'den istifa eden eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Bugün TV'de soruları cevapladı. Başbakan Erdoğan'ın "Ordu adaylığı ve şantaj" iddialarını yalanlayan Şahin, bomba bir iddiayı da gündeme taşıdı..


Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, partiden ayrılan milletvekilleriyle ilgili AK Parti Genel Merkezi ve Başbakanlık’ta ‘montaj’ kaset çalışmaları yapıldığına dair duyumlar aldığını söyledi. Görevden alınmasında Öcalan’ın etkili olduğu iddiasını doğrulayan Şahin, açlık grevlerinin ise AKP yönetimindeki ‘dar oligarşik yapının’ akıl hocalığıyla uygulamaya konduğunu anlattı. Şahin, “Amaç, Öcalan’ı yeniden gündeme getirmekti ve başarılı da oldular.” dedi.


Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, partiden ayrılan milletvekilleriyle ilgili AKP Genel Merkezi ve Başbakanlık’ta ‘montaj’ kaset çalışmaları yapıldığına dair duyumlar aldığını söyledi. Görevden alınmasında Öcalan’ın etkili olduğu iddiasını doğrulayan Şahin, açlık grevlerinin ise AKP yönetimindeki ‘dar oligarşik yapının’ akıl hocalığıyla uygulamaya konduğunu söyledi.


Yolsuzluk operasyonunun ardından AKP’den istifa eden Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Bugün TV’de konuşan Şahin, 2010’daki referandum sonrası dönemde AK Parti’nin kuruluş felsefesiyle uyuşmayan zaman zaman deneme, fantezi olarak kabul edilen ama çok önemli politikaların tercih edildiğini belirtti. Sözü 2009’da başlatılan çözüm sürecine getiren Şahin, söz konusu projenin altında da ‘parti içindeki dar oligarşik yapı’nın olduğunu anlattı. Şahin, “Gördük ki amaçlandığı ve söylendiği gibi bir sonuca gitmedi.” dedi.


İdris Naim Şahin, 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananlara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. İktidar kanadı tarafından olayın mecrasından saptırıldığını anlattı. Hukuk önünde herkesin eşit olduğuna vurgu yapan Şahin, “Ceza davasında hiç kimsenin savcı, mahkeme ya da hakim seçme hakkı yoktur. Burada polis reddedilmiştir, savcı reddedilmiştir. Sonra paralel devlet suçlaması yapılmıştır. Anladığım kadarıyla ciddi bir soruşturmadır. Biz 2010’da özellikle çok vurguladığımız bir söylemle geldik. ‘Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü’ dedik. Burada maalesef görüldü ki gücü olanın hukuku başka, normal vatandaşın hukukunun daha başka. Komploysa, senaryoysa ispat edeceksiniz. Sayın Başbakan’ın Reza Zarrab için ‘hayırsever işadamı’ demesi bana göre tahilsizlik, acelecilik. ‘Hak yerini buldu, zaten bekliyorduk’ açıklamaları yaptı daha sonra. Bunlar bir şey ifade ediyor. O zaman insanların aklına ‘Bu adamlarla bir ilişkisi mi var?’ sorusu geliyor.” diye konuştu.


İdris Naim Şahin, Başbakan’ın kendisine yönelik, “Bu seçimde büyükşehir belediye başkan adayı olamayınca, istifa edip ayrıldı. Neden ayrıldı biliyor musunuz? Onun da şantaj kasetleri var.” sözlerini yorumladı. Şöyle konuştu: “İstifa mektubumda neden ayrıldığımı açık açık belirtiyorum. Devletin kuralları üzerinde sapmalar var ve bu da hükümet üzerinden oluyor diyorum. Başkan adayı olamayınca diyor. Maalesef meydanda yalan söyledi. Bu bir yalandır. Ve her yalan sahibinin boyu kadardır. Benim bu yönde ne sözlü ne yazılı talebim olmamıştır. İspat etsin. Sonra da ‘kaseti var’ diyor. Hangisi doğru? Başbakan önce buna karar vermeli. Bugünlerde şantaj kasetleriyle çok meşgul sanırım Sayın Başbakan… Pensilvanya diyor, paralel devlet diyor… Ne böyle bir kaset vardır, ne de şantaj vardır. Biliyorsa Sayın Başbakan bunu ilgili savcılığa bildirsin. Yoksa bir suçu gizliyor demektir. Tamamen yalandan ibarettir. Ancak ben şunu söyleyeyim; ben ve diğer partimizden ayrılan milletvekilleriyle ilgili olarak, Başbakanlık’ta ve parti genel merkezinde bir dublajlama, bir montajlama faaliyeti içerisinde bulunulduğunu duydum. Duyum yanlış olabilir, doğru olabilir. Ayrılan vekillerle ilgili kaset üretme çabasının olduğunu duydum. Kastedilen bu mudur değil midir onu da bilmiyorum.”



DAR OLİGARŞİK YAPI, AÇLIK GREVİNİN AKIL HOCALIĞINI YAPTI


İdris Naim Şahin, emekli İstanbul İstihbarat Şubeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in iddialarını da doğruladı. Yılmazer, Şahin’in, Öcalan’ın talebiyle İçişleri Bakanlığı görevinden alındığını söylemişti. Şahin bu konuyu şu cümlelerle değerlendirdi: “2011 yılına kadar terör olaylarına karşı devletin ‘durağan’ bir politikası var. Terör örgütü eylem yapamaz hale gelinceye kadar mücadele devam edecektir dedik. Benim politikam bu oldu. Terör örgütü neredeyse Bolu Dağı’na kadar gelmişti. Karadeniz’i kontrol altına almaya yeltenmişti. Öcalan, Kandil’e yazılı, sözlü talimatlar gönderildiği bilgisi vardı devlette. 2011’le 2012’nin Eylül ayına kadar adayla görüşmeyi kestik. Bu bir hükümet politikasıydı. Ancak sonra adayla görüşme süreci benim bilgim dışında başladı. Halbuki örgüt beynini yitirmişti. Bunun hepsinin delili var. Örgütün dinleme kayıtları var, belgeler var, yakalananların ifadeleri var. 2012’nin Eylül’ünde açlık grevi Öcalan’ı yeniden gündeme getirme senaryosuydu. Burada o partideki ‘dar oligarşik yapının’ akıl hocalığı vardır. Göstermelik bir eylemdi. Bunun arkasında maalesef devletin bazı kurumları da var. Sonuçta terörist başıyla görüşme yeniden başlatılmış oldu. Benimle paylaşılmayan bir süreçtir. Bu olaylar hükümet içinde terör konusunda görüş birliği olmadığını da gösteriyor. Terörist başı bazı bakanlarımıza selamlar gönderiyordu. Benim içinse ‘Faşist, onun üzerinde durulmalı.’ diyormuş. Muhtemelen bu sinyaller sonrası benim görev değişikliğim oldu. Benim görevden ayrılmam bir hükümet ve devlet politikası değişikliğinin göstergesidir. Ben görevden alındım. O günden bu yana terörle mücadele lafını duyan var mı? Cenaze gelmiyor! Siz alandan çekilirseniz, bölgeyi terör örgütüne teslim ederseniz şehit cenazesi gelmez. Bu ülkenin Güneydoğu sınırı da Doğu sınırı da kevgir gibi, gelen geçiyor.”


RÖPORTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN