İnsan Hakları İzleme Örgütü, yeni MİT Kanunu’nun hak ihlallerini açığa çıkarttığını ve gazetecileri hapis cezasıyla tehdit ettiğini belirtti. Kanunun uluslararası yasalar ile BM tavsiyelerine aykırı olduğu ifade edildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) yeni MİT Kanunu’na yönelik sert eleştiriler yönelten bir açıklama yaptı. Kanun ile bir yandan MİT’in izleme, gözleme ve dinleme yetkililerinin artırıldığı diğer yandan da teşkilata atfedilebilecek hak ihlallerini açığa çıkartan gazetecilerin hapis cezasıyla tehdit edildiği kaydedildi.
GECİKMEDEN DEĞİŞTİRİLMELİ
Yeni kanunun, devletin hesap verebilirliği ilkesini, basın özgürlüğünü ve özel yaşamın dokunulmazlığı hakkını zedeleyecek nitelikte olduğunu vurgulayan İnsan Hakları İzleme Örgütü, “Kanunda yer alan birçok önemli düzenleme Türkiye’nin insan hakları alanındaki hem uluslararası hem de iç hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ediyor, dolayısıyla bu düzenlemelerin hiç gecikmesizin değiştirilmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb, Yeni MİT Yasası, bir yandan teşkilata neredeyse sınırsız yetkiler verirken, diğer yandan da bu yetkilerin suistimalini açığa çıkartmaya çalışanların cezalandırılmasını öngörüyor” dedi.
ULUSLARARASI YASALARA AYKIRI
Açıklamada, MİT Kanunu’nun ulusalararası yasalara da aykırı olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’nin yeni MİT Yasası’ndaki bu düzenlemeler Birleşmiş Milletler düşünce ve ifade özgürlüğü özel raportörü Frank La Rue’nun tavsiyeleriyle çelişiyor. La Rue, BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu 2013 tarihli raporunda, ‘İnsan haklarının kullanılmasını engelleyen müdahaleleri haklı göstermek için, sınırları belli olmayan bir ulusal güvenlik kavramına başvurulması ciddi bir endişe kaynağıdır’ diyor. İzleme faaliyetlerinin esası, kapsamı ve süresi sınırlandırılmalı. Ayrıca özel yaşamın dokunulmazlığına yönelik haksız müdahaleler için uygun tazmin ve telafi yöntemleri belirlenmeli.
En sorunlu 3 değişiklik
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yeni yasada insan hakları açısından en sorunlu gördüğü düzenlemeler üç ana başlık altında toplanıyor
1.Meşru yayınlara ceza
Basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ve kamuoyunu ilgilendiren bilgilere erişim hakkını zedelediği belrtilen yasanın istihbarat faaliyetleri ve MİT mensupları ile ilgili bilgileri kamuoyuna sızdıran kişilere verilecek hapis cezalarını artırdığı vurgulandı.
Yasanın ilk defa sızdırılan bilgileri radyo, televizyon, internet, sosyal medya ve diğer medya araçları veya kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayınlayan, yayan veya açıklayan gazeteci ve editörlerin de 3 ila 9 yıl arası hapisle cezalandırılmasını öngördüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Kamuoyunu meşru olarak ilgilendiren konuların yayınlanmasını cezalandıran yasa, bu yönüyle halkın hükümetten ve ona bağlı kurumlardan, özgür medya aracılığıyla hesap sorma hakkına doğrudan ve açık bir engel teşkil ediyor” uyarısında bulunuldu.
2.Mahrem bilgiye erişim
Yeni yasanın, MİT’e bireyler hakkındaki mahrem bilgileri, belgeleri ve verileri kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalardan, arşivlerden, şirketlerden, diğer tüzel kişilerden ve hatta tüzel kişiliği haiz olmayan örgütlerden, mahkeme kararı olmaksızın toplayabilmesi için çok geniş yetkiler verdiği ve talep edildiğinde bu bilgilerin MİT’e verilmesini zorunlu kıldığı hatırlatıldı.
MİT’in görev ve yetkilerini kullanmasına engel olmanın 2 ila 5 yıl arasında hapisle cezalandırılacak suç olarak tanımlandığı ifade edilerek şu hususlara dikkat çekildi: “Teşkilat tarafından talep edilen bilgileri vermemek kolaylıkla teşkilatı görevini yapmaktan alıkoymak olarak yorumlanıp, hapisle cezalandırılabilir. Mahkeme kararı olmaksızın kuruma telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ile siber güvenlikle ilgili verileri toplama izni veriliyor.”
3.Savcılık soruşturmasına MİT karar veriyor
MİT personeline yönelik şikayet veya ihbar durumunda savcılığın MİT Müsteşarlığı’na bilgi vermesinin zorunlu kılındığını hatırlatan İnsan Hakları İzleme Örgütü şu tehlikelere işaret etti: “MİT’in iddiaların, faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtmesi halinde savcılık soruşturması durduruluyor. Yani suistimal iddiaları karşısında savcıların, re’sen soruşturma açma veya teşkilat faaliyetlerini yargı denetime tabi tutma yetkisi bulunmuyor. Buradaki tehlike görev ifası sırasında, örneğin işkence gibi ağır insan hakları ihlalleri yapan istihbarat personeline de yasal dokunulmazlık sağlanması olasılığı. Teşkilatın faaliyetleriyle ilgili savcılık soruşturması açılıp açılmayacağına, teşkilatın kendisi karar veriyor. MİT talebini yerine getirenlerin hukuki ve cezai sorumluluğu doğmayacağı belirtiliyor. Bu hak ihlallerinin dokunulmazlık zırhına büründürülebileceğini gösteren başka işaret. Teşkilatın kendisi veya Başbakan, bir tanıklık davetini, ‘devlet çıkarı zorunlu kılmıyor’ gibi belirsiz sebep ileri sürerek reddedebilir.”
BUGÜN GAZETESİ