8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ölümünün 19'uncu yıldönümünde kabri başında törenle anıldı.
Özal'ın Topkapı'daki kabri başında düzenlenen anma törenine eşi Semra Özal, oğulları Ahmet ve Efe Özal, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve çok sayıda kişi katıldı.
Cumhurbaşkanlığı temsilcisi anıta çelenk koyularak başlanan törende saygı duruşunda bulunuldu.
Daha sonra başta Semra Özal ve Ahmet Özal olmak üzere aile üyeleri taziyeleri kabul etti.
Bakan Bayraktar'ın, aileye taziyede bulunurken Semra Özal'ın elini öptüğü görüldü.
Taziyenin ardından dualar okundu.
"Kennedy'nin katilleri 35 yıl sonra ortaya çıktı"
Basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan Ahmet Özal, babasının vefatının üzerinden 19 yıl geçtiğini hatırlatarak, "19 sene inanılmaz bir rakam. Ama sanki bir sene geçmiş gibi geliyor insana. Şimdi daha iyi anlaşılıyor. Söylediği gibi, sonra anlaşıldı" dedi.
Turgut Özal'ın ölüm nedenine yönelik çalışmalara ilişkin ise Ahmet Özal, "Çok normal olmadığını herkes biliyor artık. 90'lı yıllar özellikle Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle başlayan olaylar, Adnan Kahveci, rahmetli babam, arkasından bir sürü insan 90'lı yıllarda karanlık bir şekilde yok edildi. Bunların içerisinde Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, bir sürü isimler var. Bunların hepsi o karanlık yılların sonuçlarıdır. Ama bakın Türkiye'de hepsi aydınlanmaya başladı yavaş yavaş. Daha da aydınlanacak, çok faydalı bir şey Türkiye için. Ben çok ümitliyim. Sayın Başbakan'ın dediği çok önemli bir cümle var, 'Türkiye artık eski Türkiye değil'. John Kennedy 60'lı yıllarda suikastle öldürüldü, 35 yıl sonra katilleri ortaya çıktı. Ama Türkiye'de bu zaman geldi artık. Türkiye gerçekten aydınlanma sürecine girdi" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da, "Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya ile bütünleşmesinde, kalkınmasında en önemli harcı koyan insandır" dedi.
Törenin ardından Semra Özal ayrılırken Anıt Mezar'a yapılan asansör sistemini kullandı.
Türkiye'ye döndükten sonra ani bir kalp kriziyle vefat ettiğinin söylendiğini ancak ölümünün şüpheli olduğunu dile getiren Özdağ, "Acaba bir suikast, bir zehirlenme var mıdır gibi şüpheler hâlâ devam etmektedir. Türkiye özgürleştikçe, şeffaflaştıkça, demokratikleştikçe hem darbelerle hesaplaşacak hem de Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu gibi şüpheli ölümler araştırılacak ve günyüzüne çıkacaktır. Hakikatlerin böyle bir özelliği var, hakikatler karanlıkta kalmaz veer geç günyüzüne çıkar." dedi.
Özdağ, şöyle devam etti: "Eski Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız merhum Turgut Özal, 18 Nisan 1993 tarihinde Rahmet-i Rahman'a kavuşmuştu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra siyasetin tamamen askıya alındığı, millet iradesinin hiçe sayıldığı bir ortamda seçimler yapıldı. Yine vesayetçi dönemi devam ettirmek isteyenler, Turgut Sunalp'i desteklemek istedi. Millete, Turgut Sunalp başbakan olsun diye dayatmada bulundular fakat milletimiz, sağduyusuyla Turgut Özal'ı başbakan yaparak Anavatan Partisi'ni iktidara taşıdı. Özal da o vesayetçi rejimin neşet ettiği bir ortamda başbakanlık görevini yerine getirdi. Özal, o dönemde Türkiye'de 141, 142 ve 163' ü kaldırarak özgürlükleri getiren adamdır. Türkiye'de mülkiyet teşebbüsünü getiren bir önderdir. Özal, fikir ve inanç hürriyeti noktasında Türkiye'nin dünya ile yarışmasına öncülük eden bir devlet adamıdır. Özal'ın, Türkiye'yi özlediğimiz ekonomik seviyeye getirmek için rekabet ortamının getirilmesi hususunda büyük bir payı vardır."
