Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin “ceza verilmesi” yönünde bozduğu Mısır Çarşısı patlaması davasında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında daha önce iki kez verdiği “Beraat” kararında direndi.

Mısır Çarşı’sında 13 yıl önce 7 kişinin öldüğü 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin dava, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında daha önce verilen beraat kararının Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nce “ceza verilmesi” yönünde bozulmasının ardından dün 3’üncü kez beraatla sonuçlandı.

İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada mahkeme bozma kararına kısmen uymayarak, oy birliği ile Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında daha önce iki kez verdiği “Beraat” kararında direndi. Mahkeme diğer sanıklar Kadriye Kübra Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan hakkında bozma kararına uyulmasına karar verdi. Duruşma, Kadriye Kübra Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan’ın yargılamasının yapılması için 22 Haziran 2011’e ertelendi. Pınar Selek’in aynı zamanda avukatı da olan babası Alp Selek, mahkemenin beraat kararında direndiğini duyunca gözyaşlarını tutamadı.

İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Almanya’da olan Pınar Selek, başka suçtan tutuklu Maşallah Yağan, Ağrı’da olan Abdülmecit Öztürk ve Heval Öztürk ile adresinde bulunmayan Kadriye Kübra Sevgi katılmadı. Pınar Selek’i babası Alp Selek ve kız kardeşi Seyda Selek’in de arasında bulunduğu 30’a yakın avukat temsil etti. Yargıtay’ın “Ceza verilmesi” yönündeki bozma kararına ilişkin görüşleri sorulan sanık avukatları, mahkemenin bozma kararına uymamasını daha önce verdiği beraat kararında direnmesini istedi. Daha önce verilen beraat kararını temyiz eden duruşma savcısı Nuri Ahmet Saraç dün görülen duruşmada da Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasını talep etti. Berlin’deki Überleben İşkence Kurbanları İçin Tedavi Merkezi’nin, Selek’in gözaltına alındığında işkenceye dair Ağustos 2010’da verdiği özel bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Davanın ve bozma kararının siyasi olduğunu ifade eden Selek’in avukatları, duruşmada Ünlüoğlu Büfe’yi animasyonla canlandırarak patlama olduğunda eşyaların dağılımının nasıl olacağını gösterdi.

Mahkeme yargılamaya ilişkin ilk kararında patlamanın bomba mı, gaz sıkışmasından mı meydana geldiğinin tespit edilemediğini belirterek hüküm kurmamıştı. Yargıtay’ın “hüküm kurulması” yönündeki bozma kararının ardından yapılan ikinci yargılamanın sonunda ise beraat kararı vermişti.

Mahkemenin direnme kararı

KARARINDA, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca reddedildiğini hatırlatan İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi yasa gereği ilk derece mahkemelerinin direnme hakkının bulunduğunu söyledi. Mahkeme kararında şöyle dedi:

“Ancak direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca verilen kararlara karşı direnilemeyeceği, somut dosyamızda verilmiş bir Ceza Genel Kurulu kararı olduğu kuşkusuzdur. Ancak bu karar CMK 307/3 maddesi uyarınca yerel mahkemece direnme üzerine verilen bir karar değildir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı olağanüstü kanun yolları başlığı altında düzenlenmiş bulunan CMK 308 maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine verilmiş bulunan itirazın reddi kararı olup, bu karar mahkememizin direnme hakkına engel teşkil eden bir karar değildir. Aksinin kabulü yerel mahkemelerin CMK 307/3 maddesi uyarınca tanınan direnme hak ve yetkisinin yok sayılması anlamına gelir ki bu husus yasanın ruhuna evrensel hukuk prensiplerine ve ceza yargılamasının yüzyüzelik ilkesi ve temel amacına aykırıdır.”

Ortalık durulsun döneceğim

PEN Uluslararası Yazarlar Birliği’nin bursiyeri olarak Almanya’da bulunan Pınar Selek’in mahkemenin beraat kararında direndiğini haber veren arkadaşı Maya Arakon ise Selek’in “İnanamıyorum, çok heyecanlıyım, şu an konuşamayacağım” diyerek telefonu kapattığını söyledi. Selek daha sonra kararla ilgili olarak, “Adalet mücadelesinin bir öznesiydim. Bugün sadece şu beraat kararına sevinmek istiyorum” dedi. Beraat kararını CNN Türk’e değerlendiren Selek, Türkiye’ye hemen dönmeyeceğini belirterek, “Çalışmalarım var. Strasbourg - Berlin arası gidip geliyorum. Çalışmalarımı biraz ilerlettikten sonra ve ortalık biraz da durulsun ilk fırsatta döneceğim. Çünkü psikolojik durumum çok iyi değil gerçekten. Ve bu çalışmalarım bana iyi geliyor” dedi.

Gözlerim yaşardı

KARARIN ardından, gazetecilerin “Hem avukatı hem babasısınız ne hissediyorsunuz?” sorusuna Alp Selek, “Gözlerim yaşardı. 13 yıllık bir mücadele az bir mücadele değil. Şu mahkemeye kaç kere gidip geldik. Pınar Selek’in babası avukattı ve arkadaşları vardı savunuldu ve bugüne geldik. Bir de şunu düşünelim avukatı olmayan ve etrafı olmayan kaç tane genç, çocuk ve insan böyle savunmasız mahkum oldu ve yıllarca hayatları söndü gitti. Bu bakımdan bizim hukukta bu iktidarın ki gibi değil de bir hukuk devrimi yapılması gerektiğine inanıyorum” cevabını verdi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin çıkışında gazetecilere açıklama yapan Alp Selek, “Hukuk dışı uygulamalara karşı hala hukuku savunan mahkeme üyelerini direnebildiğini ve hukuku hayata geçirebildiğini bugün gördük. 13 yıllık bir ızdırabın hiç olmasa bir mahkeme tarafından önlenmesi ortaya çıktı. Hakikaten hukuka saygı duyan ve insan haklarına saygı duyan mahkemeler varmış” diye konuştu.

Desteğe koştular

PEN Uluslararası Yazarlar Birliği’nin bursu ile Almanya’da öğrenim gören Sosyolog Pınar Selek’in de arasında bulunduğu 5 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına yazar Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Rakel Dink, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, AB Türkiye Karma Parlamento Komitesi eş Başkanı Helene Flautre, BDP Milletvekili Akın Birdal, Avrupalı parlamenterler ve sivil toplum örgütleri, “Hep tanığız hala adalet bekliyoruz” yazılı dövizlerle destek verdi. Mahkemenin Selek ve Öztürk yönünden beraat kararında direnmesine sevinen destekçiler “Hür doğdum hür yaşarım” şarkısını söyleyerek halay çekti. (Hürriyet)