Uzan, AİHM’de ‘kan davası’ kozu açtı, Türkiye’nin avukatı ‘kötü niyet’e dikkat çekti...

Uzanlar tarafından Türkiye’ye karşı açılan 170 milyar dolarlık tazminat davası AİHM’de başladı. Cem Uzan’ın da bizzat izlediği duruşmada, avukat Didier Bollecker, Türkiye’yi kan davası gütmekle suçladı.

UZANLAR’ın ÇEAŞ ve Kepez’e el konulması nedeniyle, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkmesi’ne (AİHM) açtığı ve tazminatının 170 milyar doları bulacağı iddia edilen davanın ilk duruşması dün Strasbourg’da yapıldı. Davayı halen Fransa’da siyasi sığınmacı olarak yaşayan Uzan ailesinden Cem Uzan bizzat izledi. ÇEAŞ’ın ve Cem Uzan’ın avukatı olan Didier Bollecker, “Bu davanın tüm geri planı siyasidir, siyasi niteliklidir. Bu bir vendetta’dır (kan davasıdır), intikam duygusuyla yapılmıştır” dedi. Türkiye’nin avukatı Mark Howard ise bu davada karşı tarafın kötü niyetine dikkat çekti. Tarafları dinleyen 7 kişilik mahkeme heyeti, davanın esastan görüşülüp görüşülmeyeceğine önümüzdeki aylarda karar verecek.

Uzan şirketleri felç edildi

Duruşmada Baba Kemal Uzan’ın avukatı Vincent Delattre, “Kemal Uzan’ın şirketleri hükümet yetkilileri tarafından tamamen felç edilmişlerdir” dedi. Hükümetin “Libananco’da böyle bir dava zaten vardır. Burada mahkeme kötü niyetli olarak oyalanmak isteniyor” iddiasını reddeden Delattre, “İşlemlerin hiçbir meşruiyeti yoktur. Keyfidir. Kemal Uzan hem hisselerinin değerini, iki şirketini, mallarını ve Türkiye’deki statüsünü kaybetmiştir. Bir hükümetin tamamen yok etmek istediği bir kişidir” dedi.

İntikam duygusuyla yapıldı

ÇEAŞ’ın ve dolayısıyla Cem Uzan’ın avukatı olan Didier Bollecker de, “Bu davanın tüm geri planı siyasidir, siyasi niteliklidir” derken, şöyle konuştu: “Şirketlere ait 140 lojman, bürolar ve 150 arabaya sözleşmede olmadığı halde el konulmuştur. Türk Hükümeti olayları gizlemek ve bir sis perdesi arkasına saklamaya çalışmaktadır. Bu bir vendetta’dır (kan davasıdır), intikam duygusuyla yapılmıştır. Başbakan’ın Cem Uzan’a dediği ‘ya siyaseti ya ticareti bırak’ sözünü ispatlayamayız belki, ama Sabah Gazetesi’nde, ‘Bundan sonra bizim tek rakibimiz Genç Parti’dir” sözü her şeyi açıklıyor.”

Kayseri Elektrik’e uygulanmadı

Yargılamada görev alan Türk hakim Işıl Karakaş, ÇEAŞ ve Kepez’i etkileyen yasadan başka şirketlerinde etkilenip etkilenmediğine ilişkin sonusu üzerine, savunma avukatı Bollecker, “Şu andaki Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın eski Genel Müdür olduğu Kayseri Elektrik vardı. Her ne hikmetse Enerji Bakanı’nın eski Genel Müdür olduğu şirkete bu yasa uygulanmadı” diye yanıt vererek, bunun da siyasi bir karar olmasının en önemli göstergesi olduğunu vurguladı.

Baba ve oğulu ayrı avukat savundu Cem Uzan konuşmadı

HÜKÜMETİN 2002’te ÇEAŞ ve Kepez’e el koymasının ardından yıllardır uluslararası mahkemelerde hükümet aleyhine dava açan Uzanlar’dan Kemal Uzan’ı, oğlu Cem Uzan’dan farklı bir hukuk ekibinin savunması dikkat çekti. Mahkeme Salonu’na yaklaşık yarım saat erken gelen tarafların stresli olduğu gözlenirken, Cem Uzan, kendisini görüntüleyen kameralara gülümsedi. “Libananco davasında hiç konuşmadınız, burada da mı konuşmayacak mısınız” sorusunu yönelttiğimiz Uzan’ın yanıtı, “Dava bitene kadar hiçbir açıklama yapmayacağım” oldu.

Uzanlar 65 bin tapuyu usulsüz ele geçirdi

HÜKÜMET adına son sözü alan Mark Howard, hükümetin tüm işlemi usulünce ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirdiğini, Danıştay’ın bu konudaki kararlarının açık olduğunu belirtti. Howard, Uzanlar’ın elektrik direği diktiği 65 bin araziyi üzerine geçirerek, haksız şekilde 65 bin tapu elde ettiğini öne sürerek, şu açıklamayı yaptı:
Sizlere burada haksız el konduğunu göstermeye çalışıyorlar. Bu 65 bin tapu ÇEAŞ ve Kepez’in usulsüzce kendi adlarına tescil ettikleri elektrik direklerinin bulunduğu topraklardır. Bu da hukuki değildir.
2005’te Danıştay önündeki davaları kaybettiler. Yeniden dava açabilmek için yurt dışında paravan şirketler kurdular. Bir yanda Kemal Uzan’ın kontrol ettiği iki Polonya şirketi, diğer yanda Cem Uzan’ın kontrol ettiği Libananco. Başvuranlar mahkemeye yalan beyanda bulunmaktadırlar ve bu kötü niyetlidir. Bu şirketlerle hukuki gerekçe arayışındadırlar.
İmtiyaz sözleşmeleri 1988 yılında imzalandı ve şirketler şartlardan haberdarlardı. Hükümet bu şirketleri kusurlu oldukları konunda defalarca uyardı ama şirketler buna kulak asmadılar.
2001 yılında yeni çıkan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile elektrik dağıtımı alanını düzenlenmek istendi. Şirketler bakanlığın toplantı taleplerini sürekli reddetti. Bunun sonucu olarak şirketlere 2003’te el konuldu.
Motorola’da mahkemeyi nasıl oyalayabileceklerini de bakabilirsiniz.

8’e 8 hukuk timi

DURUŞMADA iddia makamından Kemal Uzan’ı Vincent Delattre, ÇEAŞ ve Kepez’i Didier Bollecker başkanlığındaki Christina Kruger, Eve-Marine Bollecker Sendegül Aras, Mehmet Uluç, Şaylan Çığgın ve Selahattin Sakarya’dan oluşan 8 kişilik avukat ekibi temsil etti. Mark Howard başkanlığında hükümeti temsil eden ekipte ise, Lucy Reed, Brian King, Patrick Doris, Utku Çoşar, Alper Aslan, Peirs Gardner yeraldı.

Çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor

UZANLAR ile Türkiye Cumhuriyeti’ni karşı karşıya getiren davada 164 milyar, 170 milyar dolar gibi birçok farklı tazminat tutarından söz ediliyor. Tazminat tutarı hesaplanırken, Çeaş ve Kepez’le imzalanan sözleşme gereği 2058 yılına kadar geçerli olan sözleşme dikkate alınıyor. Ancak dava henüz esastan görüşülmeye geçilmediği için net bir rakam telaffuz edilmiyor. (Hürriyet)