İçişleri Bakanlığı, sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamalarının sona ereceği 1 Temmuz saat 05.00’te başlayacak kademeli normalleşmenin üçüncü etabına ilişkin genelge yayımladı. Tamamen normale dönüşün kıyısında olduğumuz şu günlerde en büyük tehlikeyi ise Dr. Demet Erciyes Milliyet'teki köşesine taşıdı. Erciyes'in yazısı şöyle:

SAKIN KANMAYIN 

Kovid-19 salgınında uzun bir yol katettik. Biz sağlık çalışanları olarak bu savaşta cephede ve ön saflarda savaşırken çok üzücü sonuçlara da şahit olduk. Kimi zaman hastalarımızı çaresiz kalarak kaybettik. Birçok meslektaşımızı şehit verdik. Bu sürede yaklaşık 50 bin insanımız salgın yüzünden hayatını kaybetti. Ayrıca salgın sebebiyle korkup hastaneye gelmeyen, kontrollerini erteleyen hastalar da tedavilerini yaptırmakta geciktiler.

HASTANEYE GİTMEDİLER 

Bir kısmı tedavi olabilecek hastalıklara yakalandığı halde hayatlarını kaybetti. Bunların başında da her zaman olduğu gibi kalp damar hastalıkları geliyor. Bu hastaların çoğu şikâyetleri başlasa bile koronavirüs kaparım diye hastaneye gitmekten çekindi. Bazı hastalar basit bir anjyo ile teşhis konulup, anjiyoplasti yapılarak başına bir hadise gelmeden tedavi olabilecekken kalp krizi geçirerek ambulansla acile geldi, bazıları da gelemeden hayatını kaybetti.

KAFA KARIŞTIRIYORLAR 

Bu kâbustan kurtulmak için dört gözle çıkacak aşıları bekledik. Bu sayede tünelin ucunu görmeyi ümit ettik. Derken aşılar bulundu, kullanım onayları çıktı ve dünya aşılanmaya başladı. Aşı üretimi yeterli mi, tedarik konusunda hangi problemler var, her ülkeye aşı gidebilecek mi diye konuşurken bir de aşı karşıtları karşımıza çıktı. Herkesin fikri kendine ancak böyle kimseler insanlarda kafa karışıklığı yaratıp, aşı olacak kişileri de vazgeçirmeye çalışıyorsa işte orada bir sorun var demektir. Bu aşılar belli aşamalardan geçilerek dünya çapında ve onay kararını verecek kapasitedeki kurumlarda incelenerek piyasaya çıkarıldı.

‘KİME NE’ DENİLEMEZ! 

Bu konuda uzman olmayan ben dahil hiç kimseye bunun üzerine bir yorum yapmak düşmez. Çünkü olay kişiye özgü olmaktan çıkmış durumda, yani “Kime ne ben aşı olmayacağım, koronavirüse yakalanırsam da ben yakalanacağım” demekle olmuyor. Salgın devam ettikçe yayılım ne kadar fazlaysa tehlikeli varyantların çıkma olasılığı da o kadar fazla oluyor. Gelin ülkemizde kullanılan Çin’de Sinovac şirketinin geliştirdiği CoronaVac aşısı ve Alman Biontech ile Amerikan Pfizer’in ortak çıkardığı kısaca Biontech aşısı olarak bilinen aşılardan biraz bahsedelim.

SİNOVAC ŞİRKETİNİN GELİŞTİRDİĞİ CORONAVAC AŞISI

SİNOVAC ŞİRKETİNİN GELİŞTİRDİĞİ CORONAVAC AŞISI 

CoronaVac aşısı inaktif bir aşı yani ölü virüs aşısı. Aşının içinde virüs var ama hastalık yapamaz durumda. Böylece ölü virüsü bağışıklık sistemimizdeki askerler görüp tanıyor,   ona uygun silahlarını kuşanıp canlı virüs geldiğinde kullanıyor. Bu aşının en güzel tarafı, uzun zamandır kullanılan ve iyi bilinen gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilmiş olması. Örnek vermek gerekirse her yıl uygulanan grip aşısını, köpek ısırdığında yaptırdığımız kuduz aşısını, hepatit B olmayalım diye yaptırdığımız aşıyı sayabiliriz.

MİYOKARDİT OLUŞUMU 

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ile Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) mRNA aşıları için hekimlere miyokardit (kalp kası iltihaplanması) ve perikardit (kalp zarı iltihaplanması) belirtilerine karşı tetikte olmaları uyarısında bulundu. CDC’den yapılan değerlendirmede, 12-39 yaş aralığındaki erkeklerde ikinci doz aşının üç hafta sonrasında bir milyonda 12.6 kişide bu rahatsızlığın görüldüğü belirtilmişti. CDC, 30 yaş altında kalp kası iltihaplanması nedeniyle hastaneye 309 kişinin yattığını, bu kişilerden 295’inin taburcu edildiğini bildirildi.

Nadir görülen bu etki daha çok 20’li yaşlar ve altındaki erkeklerde  gözleniyor ve hafif belirtilerle, çoğunlukla da tam iyileşmeyle atlatılıyor. Yaş yükseldikçe, özellikle 50 yaşın üzerindekilerde görülmüyor.

BİONTECH AŞISI 

Bu aşı bir mRNA yani mesajcı ribonükleik asit aşısıdır. mRNA’lar normalde hücre çekirdeğindeki genetik ana madde olan DNA’dan üretilen bir molekül. Normal hücre işleyişinde çekirdekteki DNA, mRNA’ya der ki  “Al bu genetik şifreyi hücrenin içindeki ribozom adlı komşuya götür, protein sentezlesin”.

İşte aşıyı oluşturmada biz de tam bu faaliyetten faydalanıyoruz. Ancak bir kandırmaca yapıyoruz. Biz  bu mesajcıyı sanki çekirdekteki DNA’nın gönderdiği mRNA’mış gibi kendi ajanımız olarak hücre içine yolluyoruz. Sentezleyeceği  proteinin genetik kodu olarak da bizim koronavirüse o meşhur adını veren korona yani taç görünümünü oluşturan dikenlerin, diğer adıyla spike proteinlerin genetik kodunu yüklüyoruz. 

BİR AJAN FİLMİ GİBİ 

Bu işlemi tam bir ajan filmi gibi düşünün. Bu kandırmacadan habersiz olan ribozomlar da bizim ajan olarak içeri soktuğumuz mRNA’nın verdiği şifreye göre koronavirüsün spike proteinlerini bir güzel sentezliyor. Sonuçta ortada virüs yok ama dikenleri oluşuyor. Bunları vücut hemen yabancı madde olarak tanıyor ve ona karşı antikor üretiyor. İşte bağışıklık da böyle ortaya çıkıyor.

PASAPORTU DAHİ YOK 

Bu aşı hakkında önceleri aşı karşıtları genetiğimizle oynuyorlar diye bir söylenti yarattılar. Oysa bu mRNA’nın çekirdekteki DNA’nın yanına  gelmeyi bırakın, o kozmik odaya geçecek pasaportu dahi yok. Dolayısıyla DNA’mızla yani genetiğimizle oynama gibi bir imkanı da yok. Ayrıca bu mRNA da tıpkı ‘Görevimiz Tehlike’deki gibi görevini tamamlayınca hücre içinde kalmıyor, ortadan kayboluyor.

KORONAVİRÜSÜN KALBE YAPTIKLARI 

Girdiği hücrede hasara ve enflamasyona yol açan virüsler, damar iç yüzeyini döşeyen endotel hücrelerine de ACE-2 reseptörlerine bağlanarak girip hasar oluşturuyor. Bu değişiklikler de pıhtı oluşumunu tetikliyor ve damarların tıkanmasına sebep oluyor. Kalp krizine yol açabiliyor. Koronavirüs ayrıca miyokardit gelişimine de sebep oluyor ve bu maalesef aşının sebep olduğundan çok daha ağır seyredebiliyor.

NORMALLEŞME GENELGESİ YAYIMLANDI 

Bakanlıktan yapılan açıklamada, genelgede, sıkı tedbirlerin alındığı 14 Nisan-17 Mayıs tarihlerinde uygulanan kısmi ve tam kapanma dönemleri sonrasında 17 Mayıs'tan bu yana etaplar halinde "kademeli normalleşme" sürecinin yürütüldüğü belirtildi.

Salgının seyrinde yaşanan gelişmelerle Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu'nun tavsiyelerinin 21 Haziran'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde ele alındığı, kademeli normalleşme sürecinin üçüncü etabı kapsamında bazı tedbirlerin 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren hayata geçirilmesi gerektiğinin değerlendirildiği genelgede, şu ifadelere yer verildi:

"1 Haziran 2021 tarih ve 8878 sayılı genelgemizde belirtilen esaslar çerçevesinde halihazırda uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları (hafta içi ve hafta sonu dahil) 1 Temmuz Perşembe günü saat 05.00'e kadar sürdürülecektir. 1 Temmuz Perşembe günü saat 05.00'ten itibaren ise hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın sokağa çıkmayla buna bağlı olarak uygulanan şehirlerarası seyahat kısıtlamaları sona erecek ve belirtilen tarihten itibaren sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlaması uygulanmayacaktır. Tüm iş kolları ve faaliyet alanlarında, salgınla mücadelenin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra 'Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde kendi iş kolu/faaliyet alanı için belirlenmiş tüm tedbir ve esaslara uyulması kaydıyla, halihazırda faaliyetlerine ara verilmiş durumda olan tüm iş yerleri, 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren tekrar faaliyet gösterebileceklerdir.

Sektörün talebi doğrultusunda faaliyetlerine ara verilen sinema salonları, 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren faaliyet göstereceklerdir. Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde belirtilen masa ve/veya sandalyeler arasındaki mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla, 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren yeme­ içme yerlerinin açık veya kapalı alanlarında aynı masada aynı anda bulunabilecek kişi sayısına dair kısıtlamalar uygulanmayacaktır. Kahvehane, kıraathane gibi kağıt, taş oyunlarının oynandığı iş yerlerinde söz konusu oyunların oynanmasına/oynatılmasına dair mevcut kısıtlamalar 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren sona erdirilecek ve oyun oynanmasına/oynatılmasına müsaade edilecektir."

Nargile salonu/kafesi olan iş yerlerinin faaliyetlerine yeni bir  karar alınıncaya kadar ara verilmeye devam edilecek

"Nargile salonu/kafesi olan iş yerlerinin faaliyetlerine yeni bir karar alınıncaya kadar ara verilmeye devam edilecek" 

Sokağa çıkma kısıtlamalarının sona ereceği günden itibaren tüm iş yerlerinin ruhsatlarındaki faaliyet konusuna göre ilgili idare tarafından belirlenen açılış­ kapanış saatleri çerçevesinde faaliyet gösterebileceğine işaret edilen genelgede, "Halihazırda konaklama tesislerinde saat 22.00'de, diğer yerlerde ise saat 21.00'de sona eren müzik yayınları (canlı icra edilenler de dahil), bu konuda yeni bir karar alınıncaya kadar 1 Temmuz tarihinden itibaren saat 24.00'e kadar yapılabilecektir." bilgisine yer verildi.

Genelgede, park, bahçe, kamp alanı, piknik/mesire alanı gibi yerlere dair ilgili genelgelerle getirilen ilave kısıtlamaların 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren kaldırılacağı bildirilerek, şunlar kaydedildi:

"Salgının yayılımı açısından çok ciddi risk oluşturması nedeniyle faaliyet konusu nargile salonu/kafesi olan iş yerlerinin faaliyetlerine yeni bir karar alınıncaya kadar ara verilmeye devam edilecek ve konaklama tesisleri de dahil olmak üzere hiçbir iş yerinde nargile servisi yapılmayacaktır. Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde her bir etkinlik/faaliyetle ilgili olarak belirlenmiş kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla, STK'ler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kooperatif ve birliklerin genel kurul dahil geniş katılımlı tüm etkinlikleri ile her türlü toplantı, gösteri veya yürüyüşleri için halen geçerli olan kişi başına asgari açık alanlarda 4 metrekare, kapalı alanlarda 6 metrekare yer ayrılarak yapılmasına dair uygulama aynı şekilde sürdürülecektir. Nikah ve düğün merasimlerinde, yiyecek/içecek ikramı yapılabilecektir. Canlı müzik icrası da dahil olmak üzere müzik yayını saat 24.00'e kadar yapılabilecektir.

Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde yer alan 'düğün sırasında sosyal mesafenin korunamayacağı oyun, dans, halay ya da gösteri yapılmamalıdır' hükmü doğrultusunda, Sağlık Bakanlığınca bu konuda yeni bir tavsiye kararı alınıncaya kadar düğün ve nikahlarda ancak fiziki mesafe kuralına aykırılık teşkil etmeyecek şekildeki oyun, dans, halay ya da gösteriler yapılabilecektir. Nikah/düğün merasimlerinde (kapalı yerler için halen uygulanmakta olan kişi başına asgari 6 metrekare yer bulunması şartı dışında) katılımcı sınırlamasına gidilmeyecektir. Köy düğünlerine 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren izin verilecek olup, belirtilen tarihten itibaren sokak düğünlerine (il, ilçe ve beldelerde) izin verilip verilmeyeceği il/ilçe hıfzıssıhha kurullarında kararlaştırılacaktır. Sünnet, nişan ve kına gibi etkinliklere ise daha önceden duyurulduğu üzere 1 Temmuz 2021 tarihinden sonra izin verilecektir. Konser, festival, gençlik kampı gibi etkinliklere kişi başına asgari açık alanlarda 4 metrekare, kapalı alanlarda 6 metrekare yer bırakılmak ve Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde belirtilen kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe prensiplerine uyulmak kaydıyla izin verilecektir.

"Kamu, kurum ve kuruluşlarında normal mesai düzenine geri dönülecek" 

Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde toplu taşıma ile ilgili olarak belirlenmiş kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla, 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren şehir içi ve/veya şehirlerarası tüm toplu taşıma araçlarındaki yolcu/koltuk kapasite sınırlandırmalarına son verileceği belirtilen genelgede, 65 yaş ve üzeri vatandaşları ile 18 yaş altı gençler/çocukların şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanmalarına dair kısıtlamaların yine aynı günden itibaren kaldırılacağı aktarıldı.

Konaklama tesislerine yönelik ilgili genelgelerle getirilen kısıtlama ve tedbirlerin uygulanmasına son verileceğine bildirilen genelgede, şu bilgilere yer verildi:

"Konaklama tesislerinin açık veya kapalı alanlarında düzenlenecek olan eğlence ve etkinliklerde, fiziki mesafe kuralının yanı sıra faaliyet konusuna göre Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde yer alan diğer usul ve esaslara uyulması sağlanacaktır. İşletmecileri tarafından konaklama tesisleri içerisindeki alanlarda (restoran, kulüp vb.) yoğunlaşmanın önüne geçilebilmesi ve fiziki mesafe kurallarının uygulanabilmesi için her türlü tedbir alınacaktır. Temel usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nde belirlenecek şekilde kamu kurum ve kuruluşlarında halihazırda uygulanmakta olan 10.00­-16.00 mesai uygulaması sona erdirilerek, 1 Temmuz Perşembe gününden itibaren normal mesai düzenine geri dönülecektir. Kamu kurum ve kuruluşları için günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süresi bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre valilerce tespit edilecektir."

Türkiye'ye girişte sınır kapılarında uygulanacak tedbirlere ilişkin 31 Mayıs 2021 tarih ve 8832 sayılı genelgeyle getirilen düzenlemelerde değişikliklerin hayata geçirileceği belirtilen genelgede, şu ifadeler kullanıldı:

"Bangladeş, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Nepal ve Sri Lanka'dan ülkemize gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılan kişilere yönelik zorunlu karantina uygulamasına son verilecek ve bu kapsamdaki kişilerin ülkemize girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı yeterli görülecektir. Afganistan ve Pakistan'dan ülkemize gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılan kişilere yönelik zorunlu karantina uygulamasının süresi 10 güne düşürülecek ve karantinanın 7'nci gününde uygulanan PCR testinin negatif çıkması halinde zorunlu karantina uygulaması sonlandırılacaktır. PCR testinin pozitif çıkması halinde ise Sağlık Bakanlığı COVİD­19 rehberi doğrultusunda hareket edilecektir.

Bu şekilde ülkemize gelen ve zorunlu karantinaya tabi olan kişiler valiliklerce belirlenen yurtlarda karantinaya alınabileceği gibi karantina oteli olarak hizmet veren konaklama tesislerinde de karantinaya tabi tutulabilecektir. Karantina otelleri, konaklama ücretleri, bu kişilerin sınır kapılarından transferleri vb. hususlara ilişkin usul ve esaslar valiliklerce belirlenecek ve ilan edilecektir. Sınır kapılarımızdan girişte azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibraz edemeyen vatandaşlarımıza sınır kapılarında PCR veya hızlı antijen testi uyguladıktan sonra ikametlerine gitmelerine izin verilecek ve test sonucu pozitif çıkanların ikametlerinde izolasyona alınmaları sağlanacaktır."

Yoğunlaştırılmış denetim gerçekleştirilecek

Yoğunlaştırılmış denetim gerçekleştirilecek 

Valilik ve kaymakamlıklarca, Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde her bir iş kolu/faaliyet alanına ilişkin ayrı ayrı belirlenmiş tedbir, usul ve esasların ilgili iş yeri yetkilileri ve çalışanlarına hatırlatılmasına dair bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verileceği vurgulanan genelgede, önümüzdeki dönemde vali ve kaymakamların koordinesinde kolluk kuvvetlerinin azami düzeyde kapasite ile katılım gösterdiği yoğunlaştırılmış denetimlerin gerçekleştirileceği kaydedildi.

Genelgede, yürütülecek her türlü denetim faaliyetinde iş yeri sahipleri/çalışanları ile vatandaşları kurallara uymaya/sorumlu davranmaya nezaketle davet eden rehberlik edici bir yaklaşım sergileneceği, kurallara aykırılıklarda ısrar, tekerrür, kuralların esaslı ihlali gibi suiistimal edici tutum ve davranışlarla karşılaşılması halinde ise gerekli idari/adli işlem tesisinden imtina edilmeyeceği belirtildi.