ULUS devlet yani milli devlet... Eskiden kutsallaştırılırdı şimdi de yerin dibine batırılıyor. Mesela “ulus devlet bir savaş mekanizmasıdır” diye yazıyorlar.
Hatta “istatistikler bunu doğruluyor”muş: Ulus devletlerin ortaya çıkışından bugüne, ulus devletlerarası ve milliyetçilik savaşları 350 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuş.
Doğrudur, milli devletler genelde kanlı savaşlarla, acılı süreçlerden geçerek kurulmuştur.
Fakat bu argümanda bir ‘anakronizm’ var, yani zaman çarpıtması.
Günümüzdeki dünya barışı ulus devletlere ve onların kurduğu uluslararası kurumlara dayanmıyor mu?!
Ve daha önemlisi, ulus devleti yerin dibine batırmak uğruna, “teknoloji” faktörünün de gözden kaçırılmasıdır: Ulus-öncesi dönemlerde kabile, din ve imparatorluk savaşlarında kılıç ve ok değil de kitle imha silahları olsaydı kullanmayacaklar mıydı?!
Eski tarihlerdeki katliamlar, işkenceler, yağma ve talanlar ‘ulus devlet’in eseri miydi?!
Fransız modeli
Ulus devletlerin tarihinde elbette bugün utanılacak hususlar var. Balkan, Kafkasya ve Anadolu tarihindeki faciaları görmemek mümkün mü? Ancak ulus devletlerin genel evrim yönünün hukuk ve demokrasi istikametinde olduğu kesindir.
Bugün dünya barışı da ulus devletlerle onların eseri olan uluslararası kurumlara dayanıyor.
Ulus devletlerin tek tipi yok. En çok verilen örnek Fransa’dır.
Sayın Prof. Nuri Yurdusev, Fransa’nın hâlâ yeterince demokratikleşemediğini, hâlâ ırkçılığın çok güçlü olduğunu anlatıyor. Sayın Prof. Baskın Oran ise, Fransa’nın nasıl “çoğulculaştığını” yazdı günlerce Radikal‘de...
İki tezde de hem gerçek, hem abartı bulunduğunu düşünüyorum.
Fransa esas olarak hâlâ ulus devlettir, ana dili Fransızca olanların ülkesi ve devletidir. Sadece bu ana yapıyı bozmayacak ‘küçüklük’teki unsurlara gerçekten çoğulcu açılımlar yapmıştır.
Fransız Jakoben modelini basında ilk eleştiren yazarlardan biri benim, şu gerçeği de görmek gerekir: Dünkü ve bugünkü Fransa farklıdır ve ulus devletin demokratikleşmesini görmek için incelenmesi gereken bir örnektir.
Ulus devlet yerine ne?
Ulus devleti yerin dibine batırmak için ileri sürülen bir “tarihi delil” de, ulus devletin gelişme sağlamadığı iddiasıdır. Ulus devlet öncesinde, 16. yüzyılda Delhi Paris’in 16 katı zenginmiş ama bakın bugün fakirmiş!
Bu yanlış mantıkla, “demek ki ulus devlet sayesinde Paris öne geçmiş” demek de mümkündür! Aslında temel sebep, dünya ticaret yollarının değişmesi, bilim, teknoloji gibi etkenlerdir.
Çağımızda ulus devletlerin oluşmadığı Afrika mı mutlu ve özgürdür? Yoksa eski kabileler gibi mi yaşasak acaba?
Yahut ‘çok uluslu’ Yugoslavya mı iyi sonuç verdi?!
Diyelim ki, ulus devletten vazgeçelim; yerine neyi koyacağız?
Kabilelere mi dönüşeceğiz?! İmparatorluk kurmaya mı kalkacağız?!
Yoksa çok uluslu bir devlet mi kuracağız?! Bunun tek başarılı örneği var mı?!
Ulus devlet, eleştirilecek yönleriyle birlikte, çağımızda hukuk, demokrasi ve uluslararası ilişkilerin dayanacağı en tutarlı zemindir.
Bırakın 1930’lara dönmeyi, zamanımıza esin kaynağı bile olamaz. Yapılması gereken, “ulus devlet”i çağdaş liberal demokrasi standartlarına kavuşturmaktır. Yarın devam edeceğim.
Taha Akyol
Objektif / Milliyet
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl
Trend Haberler
Kahramanmaraş’ta 525 Yeni Sosyal Konut Anahtarları Sahiplerine Veriliyor
Dulkadiroğlu’nda 946 Konut İçin Kura Heyecanı
Ömer Belli: Boğaz Köprüsü'nden Atladı, Arama Sürüyor
Kahramanmaraş'ta gıda terörü hortladı: Tek tek denetlendiler!
Kahramanmaraş’ta Kırmızı Işıklardaki Çiçek Dilencilerine Operasyon
Kahramanmaraş'ta Çiğköfteciye 'Deterjan Kabı' Kullanımından 250 Bin TL Ceza