Nazlı Ilıcak, bugün köşesinde AKP Muğla Milletvekili Yüksel Özden'in akrabaları tarafından tehdit aldığını yazdı.


 Nazlı Ilıcak, dün Sabah gazetesi'ndeki köşesinde kaleme aldığı "Yüksel Özden'e kim dur diyecek" başlıklı yazısında Bodrum'da yerel halkınve bazı devlet memurlarının AK Parti'nin Muğla milletvekili Yüksel Özden'den şikayetçi olduğunu yazmıştı. Ilıcak bugünkü köşesinde ise Yüksel Özden'in yakınlarını tarafından tehdit edildiğini okurlarına duyurdu.


 

İşte Ilıcak'ın bugün köşesinde kaleme aldığı o kısa ama çarpıcı yazı:

 

'YAKINLARINI ÜZERİME SALDI!'


Dünkü yazımda Muğla AK Parti milletvekili Yüksel Özden'le ilgili bazı şikâyetleri dile getirmiştim. Özden'in, çeşitli kurumlarda görev yapanları tehdit ettiğini, onları başka illere tayin ettirmeye çalıştığını yazmıştım. Bunun üzerine aldığım tehditvari telefonlar, bu iddiaların doğru olabileceğini bana gösteriyor. Yakınlarını üzerime salan Yüksel Özden'e bir çift sözüm var: Bir dikta rejiminde yaşamıyoruz. Bütün şikâyetler bu sütunda yer alabilir. O da, beni telefonla arar, itirazlarını söyler. Ona da, yer veririm. Mesele bu kadar basit.

 

Ilıcak'ın dün köşesinde yer alan yazısı:



YÜKSEL ÖZDEN'E KİM DUR DİYECEK


Bodrum'da biraz uzun kalınca, yerel halkın da şikâyetlerine kulak veriyorsunuz. Duydum ki, AK Parti'nin Muğla milletvekili Yüksel Özden, bazı devlet memurlarıyla uğraşıyormuş. Yatağan ve Yeniköy Termik Santralleri Genel Müdürü Nuri Şerifoğlu, bölgede çok sevilen ve başarılı bir isim. Özden, onu da Enerji Bakanı Taner Yıldız'a şikâyet etmiş: "Teşkilâtla arası iyi değil" demiş. Merak ettim, Milas'ın AK Parti teşkilâtından birkaç kişiye sordum: "Nuri Şerifoğlu'nu nasıl tanırsınız?" Meğer çok seviliyormuş. Ama diyelim ki, teşkilâtla arası bozuk. Bu kişi devlet memuru değil mi?


AK Parti Muğla milletvekili Yüksel Özden, Muğla müftüsünü, Tarım Müdürü'nü de sürdürmüş.
Muğla Vali yardımcısı Mestan Yayman'ı da görevden aldırmaya çalışıyormuş. Yayman, 2011'de, Muğla AK Parti milletvekili aday adayı; temayül yoklamasında birinci geldi ama, aday listesine giremedi.

 

Dediler ki, karşısında herkes el pençe divan dursun istiyor, "Benim memurum, istediğim yere atarım" havasında. Tabii ben anlatılanların yalancısıyım. Ama, bu bilgiyi bana verenler, Milas'ın önde gelen, saygı duyulan kişileriydi. Bu yüzden, keşke Başbakan Erdoğan halka sorsa; ufak bir anket yaptırsa. Milletvekili Yüksel Özden'e desteği bir ölçse. Bir de, ayağını kaydırmak istediği Nuri Şerifoğlu'nu halkın karşısında tartsa.

 

Bana göre milletvekilleri, çeşitli devlet kurumlarının yöneticisi ya da mensubu memurlarla uğraşacaklarına, halkın dertlerine eğilseler daha doğru yapmış olurlar. Ben sadece, buradaki sıkıntıyı Ankara'daki yetkililere iletiyorum; gerisi onların bileceği iş.